bugün

ayıp değildir kesinlikle. bilmiyorsan açar öğrenirsin.

asıl hıyarlık daha ikisi arasındaki farkı bilmeden ''cumhurbaşkanlığı gelince tayyip yülkeyi bölçek'' diye salak salak konuşmak.

sayın dingil hangi maddeden çıkardın bunu desek mal mal bakar suratına. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın hangi maddesi üniter yapı ile ilgili biliyor mu acaba? bunları aşağılamayayım da ne yapayım yahu.

yeni anayasada üniter yapı değişmiyor zibilcan. ülkenin bölündüğü falan yok cahil cahil konuşup adamın sinirini bozmayın. google yazıp araştır biraz ölmezsin. maşallah sorgulamaktan hepsinin beyni kabarmış.
yapılan referandum değişikliği anayasası zaten bir kaçtane faso fiso yasa ve ağırlıklı olarak başkanlığın önünü açmaktan oluşuyor. yani amaç zaten başkanlığın önünü açmak ve gücü elde etmek. şimdiden oraya yapmak istediklerini yazıp milleti işkillendirir mi? anayasayı yeniden yapabilecek güce ulaşmak istiyor akp ve bunu tek yapmak istiyor. meclis onu yavaşlatıyor çünkü. esas yapılacaklar o gücü aldıktan sonra olacak. işte muhalefet ona gücü vermek istemiyor. o gücü verdikten sonra artık muhalif olmak da bir sike yaramayacak çünkü. bir adım sonrasını görseniz zaten ak çomar olmazdınız. halkı aptal yerine koyup kandırıyorsunuz, yasaları boş şeylerle doldurup amaç da saptırıyorsunuz. sizin zihniyetinizi sanki biz bilmiyoruz.
Ayıp değildir. Bir bilenden öğrenilebilir. Tabii yalancı bir aktroll değil güvenilir bir bilim insanından öğrenilmek koşuluyla.

mesela ülkücülerin sevilen ve saygı duyulan ismi Ümit özdağ yeni anayasayla federal devletin ve bölünmenin yolunun nasıl açıldığını şöyle anlatıyor:

--spoiler--

Ümit Özdağ yazdı: Gerçek bir milliyetçi bu suça ortak olmaz

AKP ile Bahçeli arasında yapılan Anayasa değişikliği anlaşması sonucunda ortaya çıkması hedeflenen anayasanın Kuzey Kore modeli bir anayasa olduğu açık. Bu anayasa yürürlüğe girerse, Türkiye Cumhuriyeti’nin yerini Erdoğan cumhuriyetinin alacağı görülüyor. Böyle bir anayasanın Türk toplumunun ulaşmış olduğu demokratik anlayış seviyesi göz önünde tutulduğu zaman TBMM’den geçmesi mümkün görünmüyor. TBMM’den geçmesi durumunda ise Türk halkının referandumda “Burası Kuzey Kore değil” demesi büyük bir ihtimal. Ancak, olağanüstü hal rejimi ve medyada muhalefeti susturup baskı politikaları ile referandumda “evet” sonucu alınması durumunda da böyle bir anayasa ile Türkiye’yi uzun süre yönetmek mümkün değil.

Bu gerçekler bir yana o pakette şu ana kadar pek dikkat çekmeyen öyle tehlikeli bir düzenleme var ki!.. Bahse konu düzenleme Anayasa'nın 123 ve 126'ıncı maddelerine ilişkin. işte bu maddelerde yapılması hedeflenen değişikliklerle “özerk bölge” kurulması mümkün hale gelebilecek.

EYALET MODELiNi SAVUNDUĞU GiZLi DEĞiL

AKP’nin milli ve üniter devleti benimsemediği iddiası bir şehir efsanesi değildir. Kaldı ki, bunu 2013 yılında “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” ilk dört maddenin değiştirilmesi teklifini TBMM’ye vererek, ortaya koymuştur. Daha birkaç yıl önce imralı’da Öcalan ile ortak anayasa yazan AKP'nin, bugün üniter ve milli devleti kabul ediyor gibi görünüp, yarın başkanlık sistemi kurulduktan sonra ilk iş olarak HDP ve PKK ile yeni bir müzakere süreci başlatmasını tahmin etmek zor değildir.

istiklal Harbi’mizin sonucunda kurulan Aziz Cumhuriyetimizi hiçbir zaman benimsemeyen, her fırsatta Türk Milleti’ne ve milli-üniter devlet anlayışına karşı olduğunu gösteren bir politik zihniyet, Türkiye’yi hızla federasyona ve bölünmeye sürükleyecektir. Erdoğan’ın federasyonu düşündüğü, eyalet modelini savunduğu da gizli bir husus değildir.

işte bu doğrultuda adımların atılmasını sağlayacak bir düzenleme Anayasa’nın 123. maddesinin üçüncü ve 126. maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılması ve eklenen yeni fıkra ile mümkün hale gelmiştir.

Öncelikle şunu vurgulayalım; Anayasa'nın ilk dört maddesi ancak 123-126 maddeler ile anlam kazanmaktadır.

Şimdi bu maddelere ve yapılan değişikliğe bakalım.

10 ViLAYETi iÇiNE ALAN ÖZERK BÖLGE

123. madde devlet teşkilâtının düzenlenmesini sağlayan bir maddedir ve şöyledir:

“idare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.”

işte bu maddenin 3. fıkrası yapılan değişiklikle şu hale gelmiştir:

“idare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya cumhurbaşkanı kararnamesiyle kurulur. Üst düzey kamu görevlilerin atamalarına ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.”

Böylece Cumhurbaşkanı, kararnameler ile devletin esas teşkilatını kurma yetkisine kavuşmuştur.

126. maddenin mevcut hali ise şöyledir:

“Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.”

Değişiklikle madde şu hale gelmiştir:

“Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilâtı kurulabilir. Merkezi idare kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının; kuruluş, görev ve yetki ve sorumlulukları Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.”

Bu değişikliğin amacı, TBMM’de herhangi bir tartışmaya izin vermeden, devletin kurumsal yapısının bölgesel zeminde yeniden kurulması imkanını elde etmektir. Sözkonusu düzenlemeyle Erdoğan, Güneydoğu Anadolu’da 10 vilayeti içine alan bir özerk bölge oluşturabilecektir. Buna yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması kılıfını giydirmek hiç zor değildir. Esasen Hakan Fidan Oslo görüşmelerine katıldığı zaman kendi katılımından önce yapılan görüşmelerde yüzde 95 oranında uzlaşıldığını ifade etmiştir. ilk aşamada sözde üniter devlet modeli içinde yapılacak bu düzenleme daha sonra anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesi ile federe bölgeye dönüşecektir.
Prof. Dr. Ümit Özdağ

http://odatv.com/gercek-b...k-olmaz-1312161200_m.html
--spoiler--