bugün

flash tv izlemek.
esra ceyhanın hala program yapıyor olması.
Bir ülkeyi terketmek , yeni bir ülkeye dahil olmak anlamına gelir. Terketmek için bir sebebiniz varsa ,yormayın kendinizi , bırakın ülke sizi terketsin.

Türkiyeden daha iyi bir ülke varda biz mi gitmedik!

(bkz: Urfada oxford vardı da biz mi gitmedik)
başta söyleyeyim, ülkemi asla sorunları yüzünden terketmem. eskiden beri bu ülke sorunlarla, mücadelelerle var olmuştur; zira sorunsuz bir ülke bulmak imkansız. bazen olur deriz, ulan nasıl iştir bu diye kızarız, böyle sorun olmaz deriz, bir an kaçmak kurtulmak isteriz; fakat sonunda kabulleniriz, biz böyle varız, biz böyle tam oluruz, kaçarak değil. tamam hepimiz acı çekiyoruz, yıpranıyoruz, kafamız almıyor bazı şeyleri; ama sorunlardan kaçmak yerine hep birlikte mücadele ediyoruz, terketmiyoruz, bırakmıyoruz karanlıklara, kendimizce aydınlatmaya çalışıyoruz. sorunlar bunlar gerekli, elbette olacak, mükemmele ulaşmak için yırtındığımız yolda hatalar yapacağız; ama bazı insanların sorumsuzlukları gerçekten sinirimi bozuyor. artık dertler, tasalar değişmiş; kimse ülkesiyle ilgilenmiyor, kıyafetti, aşktı meşkti vs. vs. ikoncanların gazete sayfalarında yer almasıyla her şey açık değil mi(?) tek dertleri süs püs, kıyafet olan insanları görmek üzücü değil mi(?) hayır ne gerek var bu mallıklara, çok mu lazımlar sanki? eskiden insanlar devlet sorunlar için çırpınırken, tartışılırken, sonumuzun ne olacağı merak edilirken şimdi bunların yerini düşük zekalılar aldı. dünyada ve ülkede birşeyler ters gidiyor, eksiklikler oluyor, sonumuz mu yaklaşıyor bir ilgilen, bir düşün değil mi! sadece varsa yoksa kendisi olan insanlar görmek bu ülkede tahammülümü bırakmıyor. medeniyet bu değildir. medeni insan, sadece kendisini değil ülkesini düşünen, karşısındakini düşünen insandır; dur ben kendimi kurtarayım tavrındaki insan değil. herkes yok ben böyleyim, ben şöyleyim derdinde. bana ne ulan senden! maymunlar dünyasındayız resmen, kahkalar, şaklabanlıklar eksik olmuyor. biri doğru konuşuyor suikasta kurban gidiyor. illa herkes bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, ay ben karışmayayım başıma bela gelmesin, ay ben salak rolü yapayım paraları tırtıklayayım şeklinde düşünüyor. tabi herkes gibi bir genelleme yapmam yanlış, çünkü bazı insanlar var medeni olan. fakat üzülerek söylüyorum çevreme baktığımda, en yakın komşuma baktığımda, televizyonlara baktığımda o kadar çok boş iş, o kadar çok boş konuşan insan var ki... dinlerken zor dayandığımı, bu bunu bana niye anlatıyor diye kafamın almadığı, çok mu gerekli dediğim o kadar çok şey var. ayrıca bu ülkede boş konuşan yerine, akıllı konuşanın üstüne gidiliyor; ona boş konuşuluyor deniliyor. en akıllı laf edene eleştiriler geliyor, diğer salaklara çıt çıkmıyor, her an karşımızda car car konuşuyorlar, elimizden birşey gelmiyor. işte ben giderek artan bu aptallıklara tahammül edemeyecek bir duruma geldim; bir an önce başka bir ülkenin, başka başka insanların yaşamlarını incelemek istiyorum. bir tecrübe kazanmak, çıkarım yapmak istiyorum. düşünüyorum her yerde aptallıklar artıyor mu? ülke sorunlarına ilgisiz, tepkisiz kalan insanlar yüzünden mi daha da çok problem oluşuyor, daha çok çıkmazlıklara gidiliyor, daha az aydınlatılıyor, ülke sorunları yerine kıyafet sorunları tartışılıyor. hayatı recep ivedik olarak geçirmek isteyenlerin sayısı artıyor, recep ivedik karakterine hevesler artıyor, böyle bir insana hayran olunuyor. evet recep ivedik gibi bir karaktere bayılıyor insanlar, daha çok seviliyor, heves ediliyor. gerçekten ilginç!
not: her ne olurda olsun yine terketmeyeceğim seni ülkem, yapılan tüm maymunluklara rağmen.
(bkz: paylaşım için teşekkürler)
Yorgun eve dönerken kaldırımın çıktığını görmemek ve üstüne basıp hertarafının su olması.Bu altyapıya sövüp ülkeyi terkedebilinecek durumlardandır.
bu dünya üzerinden silinmesi gereken ilk ırk gibi davranan toplumun içinde yaşayan bireyler olma durumunda insanın kendine sorup evet diye cevapladığı sorudur.
ekmektendir gurbet, ekmekten.
ülkede varolan sorunları, görmezden gelmek en kolayıdır dertsiz tasasız yaşar gider insan, ama ülke sorununu kendi derdi gibi gören, kafa yoran, mücadele etmek isteyenler, bazen gördükleri pejmürdelik ve vurdumduymazlıklar neticesinde yıpranır, yorulur, kaçmak nefes almak isterler, fakat vatan ve millet sevgisi denen, bazılarının hiç yaşamadığı, hiç bilmediği duygular onları tutar ve kalıp mücadele etmesi için ikna eder.

ülkeler ve toplumlar bazen sıkıntılı veya kaotik süreçler yaşayabilir, kimileri ülkeyi terk ederek bu sorunların içinden sıyrılmak isteyebilir, ama bu gidişin ne terk-i diyar eyleyene ne de ülkeye hiçbir faydası yoktur, çünkü insan yaşadığı toplumla beraber ayakta kalır, geçenlerde ülkesine giremeyen iranlı bir keman virtüözünün cümlelerini duyunca bu duygunun nasıl bir şey olduğunu daha iyi anladım, adam diyor ki; ben bir milli marş duyunca hüzünleniyorum, bazen ağlamak istiyorum, çünkü benim başkalarıyla birlikte söyleyebileceğim bir milli marşım bile yok.
-birgün manavdan bi tane meyve alıp "helal et" dediğinde "helal olsun" karşılığını alamazsan
-esnafa hayırlı işler deme gibi bir zorunluluk hissetmiyorsan
-yada esnefla alışverişten sonra "kolay gelsin" dediğinde karşılık alamıyorsan
-müdavimi olduğun bi mekanda bir gün olurda paran çıkışmayınca "ayıp ettin, bu seferlikte bizden oldun" yanıtını alamıyorsan
-gençliğinin sana yaptırmak istediği aykırılıkları önleyecek "delikanlılık" diye bir otokontrol mekanızmasına sahip değilsen
-ergenlikte melankolik aşklarına kederlenip ilk içkini yudumlamadıysan
-babandan korkmuyorsan
-hayatta sahip olduğun bütün dertler kendi dertlerin, bütün sevinçler kendi sevinçlerinse
-ezan okunurken bacak bacak üstüne atanlar istifini bozmuyorsa
-en sahte dilenciler bile ortalama bir memurdan daha fazla kazanmıyorsa
-askerlik yapmaktan artık kimse gurur duymuyorsa
-yerdeki ekmeği öpüp başına koyup kenara kaldırmıyoorsa kimse
-ve kalmamışsa artık karnını aşkla doyurabilen bir aşık
hiç arkana bakma!!! hemen terket o ülkeyi...
"askerlik yüzünden" cevabının sorusudur.
kim ister vatanını, evini yuvasını terketmek. istenmez böyle şey. ya töreden kaçarsın ya da aç kalmamak için gurbete düşersin. öyle bir adımda silip atılacak şey değildir vatan. arkanda bıraktıklarını, ananı, babanı, sevdiğini, toprağını bırakmak kolay değildir. kokusu burnunda tüter. ya da senin düşüncelerin fazla gelmeye başlamıştır bu millete, gerizekalıların arasında zeki olsan dışlanırsın. hayırlısı diyerek çekip gidersin. zordur çok zor...
(bkz: burdan alamanyadaki dayıma)
üst geçit olmadığı için, tramvay altında kalarak can veren liseli gençler olduğu için. şimdi oraya üst geçit yapacaklarmış. bu sorunların düşünülmesi lazım, her şey olup bittikten sonra önlemin ne anlamı var. bir annenin içinin yangısı var, az şey mi? tamam bir daha böyle kaza olmayacak ama o annenin evladıyla beraber mutlu günleri de olmayacak. bu sorunların tartışılması lazım; fakat tartışacak kişilerin de olması lazım.
okuldayken sürekli yurt dışına gitmek isteyen, sürekli buradan yakınan, hiç bişeyini beğenmeyen 2 kız vardı. birisi sürekli gitmek istediğini anlatıyodu. gittiğinde ne yapacağını nerde çalışacağını sordum. oraya ilk gidenler benzincide pompacı oluyomuş dedi, hatta bende gitmek istersem ikimizin gidebileceğini söyledi. sen o kadar burada oku sonra git amerikada pompacı ol.. eminim orada değil pompacı çok iyi bi işe sahip olsa ondan da yakınırdı o kız. hiç bi şeyden mutlu olmayan, her şeyden yakınan bi huyu vardı.

dışarısı hiç bişey bilmeyen biri için cazip gelebilir ama yabancı bi memlekette 3. sınıf vatandaş olmak hatta vatandaş olamamak.. hiç istemedim simdiye kadar bundan sonra da isteyeceğimi sanmıyorum.
namusuzca masumların canını almışsam, yıllardır ekmeğni yediğim toprakları bölmeye çalışmışsam, ülkenin başına geçip bana güvenen insanlara kazık atmışsam. bunlar gibi birsürü namusuzca ve şerefsizce davaranışlarda bulunmuşsam. bir de üstüne gidip avrupa insan haklarına bu ülke beni bakamıyor, istemiyor deyip kalleşlik yapmışsam. giderim bir saniye bile bu topraklarda duramam ozaman.
(bkz: sevdiğim kız bana abi deyince)
bir insan yaşadığı yeri niçin sever? başka çaresi yoktur da ondan...
sırf lisedeki saç kontrolü yüzünden ülkesini terk etmek isteyenler tanıyorum.

olay ülkeyi terk etmek değil, daha iyi standartlar.
(bkz: saçma insan)
1.Sebebim bu iktidar yüzünden.Kanla kazanılan topraklar parayla satılırsa insanın zoruna gider.
Hak hukuk adalet ve eğitim sistemindeki yozlaşma. Artık, Önlemez boyutlara gelmiş olan Mülteci sorunu. halkın büyük kesimindeki bilinçsizlik, vurdumduymazlık, bencillik ve cehalet.

Hangi iktidar gelirse gelsin bu ülkenin gelişecegine dair hiçbir ümidim kalmadı. Toplumun büyük çoğunluğunun iyi bir yönetimi Hak ettiğini de düşünmüyorum..
Siyasetçilerin sadece kendilerini düşünmeleri
Seçmenlerini düşünmüyorlar
Vatanseverlik
Milliyetçilik gibi duygulara sahip değiller
Olanlar da davasını satıyor
Gençler bu ülkenin geleceğidir
Ama kimse gençleri dinlemiyor
Ne düşündüklerini umursamıyorlar
Sonra gençler neden ülkeyi terk etmek istiyorlar?
işte bu yüzden
Bu ülkede gelecek görmüyorlar
Hatta Enes Kara'nın intihar etmesinin nedeni gelecek görmemesiydi.