bugün
- memesi küçük olmak9
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge24
- sözlük erkeğinden damat olmaz17
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı9
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- fatih terim'in yuhalanması10
- crop giyen erkek11
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar11
- vatandaşlık farkı alan otel26
- nazar değdi sözlük12
- çabuk vazgeçen insan8
- sözlük kızından gelin olmaz22
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190531
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır28
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü10
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
öğrenilmiş romantizm, her bok gibi bir algı yönetimi biçimidir. okunan, dinlenen ve bilhassa popüler kültür öğeleriyle bezeli tv'lerden izlemekle öğrenilen bir davranış biçimi, bir toplumu ahlaki açıdan çöküşe kadar götürebilecek kadar tehlikeli bir silahtır. persona sosyal bilimler akademisi iş başında.
hepimiz çocukluk tecrübelerimizin gizli şablonlarının üzerine inşaa ederek karakter oluştururuz. bu tıpkı anadil öğrenimi gibi kaçınılmaz bir süreçtir. çevremizde konuşulan dili taklit ve tekrar yoluyla öğrenir ve o dile ait oluruz.
tıpkı bu örnekteki gibi çocukluğumuzdan beri biriken gözlemlerle duygusal evrenimizi de kendimiz oluştururuz. nasıl bir insandan hoşlanacağımız, nelere dikkat edeceğimiz ve nelerle çok mutlu olacağımız tamamen bu yaşanmışlıklarda yatan şifreli bilgilerde gizlidir. bu bakımdan tüm toplum etkileşerek çarpık ya da değil, bir duygu evreni oluşturur ve buna ahlak adı verilir.
işte bu noktada iki kültür arasında sıkışmış biz avrasyalılar için, hatta sahte amerikan kültürüyle yetiştiğimiz için bugün kendimize ait bir duygu evrenimiz yok. buna tamamen öğrenilmiş romantizm denmektedir. özellikle etkilekşime daha açık yapısıyla kadın, bu saldırının birinci hedefi ve sonraki dönemde baş düşmanımız olmakta.
nemfomanyak filminden sonra kadınlar arasındaki fuck buddy arayışının artması da, grinin elli tonu kitap&filminden sonra kadınlar arasında yayılmaya başlayan çarpık seks hevesi de buna bağlanabilir. iki çarpıcı örnek bize geçmişten beri nelere maruz kaldığımızı göstermeye yetmeli bence. 14 şubatlar, kasımda aşk başkadır'lar, mum ışığı, mehtap safası, beyaz atlı prens.. vs hepsi öğrenilmiş romantizm olarak literatürüme girdiler.
bunların ne zararı var derseniz cevaplayayım: bir insanın romantik ilgisine mazhar olduğunuzda pek sevinmeyin. çünkü size yapacağı her romantik eylem aslında kişi farketmeksizin öğrendiği davranışı uygulama isteğidir. yani siz gidersiniz başkası gelir. kısacası kimse için özel değilsiniz ve asla olmayacaksınız. daima öğrenilmiş romantizmini deneyeceği bir kukla olacaksınız. sizi üzerinde hiç düşünmeden dünya hakkında konuşup bi de utanmadan cahil cahil yaşamak kurtarmaz.
sizi persona kurtarır.
hepimiz çocukluk tecrübelerimizin gizli şablonlarının üzerine inşaa ederek karakter oluştururuz. bu tıpkı anadil öğrenimi gibi kaçınılmaz bir süreçtir. çevremizde konuşulan dili taklit ve tekrar yoluyla öğrenir ve o dile ait oluruz.
tıpkı bu örnekteki gibi çocukluğumuzdan beri biriken gözlemlerle duygusal evrenimizi de kendimiz oluştururuz. nasıl bir insandan hoşlanacağımız, nelere dikkat edeceğimiz ve nelerle çok mutlu olacağımız tamamen bu yaşanmışlıklarda yatan şifreli bilgilerde gizlidir. bu bakımdan tüm toplum etkileşerek çarpık ya da değil, bir duygu evreni oluşturur ve buna ahlak adı verilir.
işte bu noktada iki kültür arasında sıkışmış biz avrasyalılar için, hatta sahte amerikan kültürüyle yetiştiğimiz için bugün kendimize ait bir duygu evrenimiz yok. buna tamamen öğrenilmiş romantizm denmektedir. özellikle etkilekşime daha açık yapısıyla kadın, bu saldırının birinci hedefi ve sonraki dönemde baş düşmanımız olmakta.
nemfomanyak filminden sonra kadınlar arasındaki fuck buddy arayışının artması da, grinin elli tonu kitap&filminden sonra kadınlar arasında yayılmaya başlayan çarpık seks hevesi de buna bağlanabilir. iki çarpıcı örnek bize geçmişten beri nelere maruz kaldığımızı göstermeye yetmeli bence. 14 şubatlar, kasımda aşk başkadır'lar, mum ışığı, mehtap safası, beyaz atlı prens.. vs hepsi öğrenilmiş romantizm olarak literatürüme girdiler.
bunların ne zararı var derseniz cevaplayayım: bir insanın romantik ilgisine mazhar olduğunuzda pek sevinmeyin. çünkü size yapacağı her romantik eylem aslında kişi farketmeksizin öğrendiği davranışı uygulama isteğidir. yani siz gidersiniz başkası gelir. kısacası kimse için özel değilsiniz ve asla olmayacaksınız. daima öğrenilmiş romantizmini deneyeceği bir kukla olacaksınız. sizi üzerinde hiç düşünmeden dünya hakkında konuşup bi de utanmadan cahil cahil yaşamak kurtarmaz.
sizi persona kurtarır.
filmlerin öğrettiğidir, herkes orada görüyor zengin piçleri hayatı öyle zannediyor. hayat böyle bir şey değildir, öyle aay aşkım vay canımlı olmuyor.
ekmek kaç para, zeytin kaç para?
hayat bu, yoksa gerisi boş iş. akşam eve ekmek getiremiyorsan karın adam diye suratına bakmaz.
öyle bir dünyada yaşıyoruz.
lanet olsun sana jack.
ekmek kaç para, zeytin kaç para?
hayat bu, yoksa gerisi boş iş. akşam eve ekmek getiremiyorsan karın adam diye suratına bakmaz.
öyle bir dünyada yaşıyoruz.
lanet olsun sana jack.
Öğrenilmiş çaresizliğe erkeksi çözüm.
öğrenilmiş romantizmde kişilerin bir önemi yoktur. yaşanması istenen şeyler vardır. kişiler sadece objedir.
tüm hayatım boyunca aldığım en güzel hediyenin bir kibrit kutusunun içine kargacık burgacık el yazısıyla yazılmış bir sevgi mektubu olduğunu düşününce yaşam ve insan gerçekliği konusunda şüpheye düşüyorum.
bu konuyu önemsiyorum çünkü her yerinden yapmacıklık fışkıran insan ilişkilerinden tiksindim. başka başka tarihlerde ezberlenmiş artık klişe ve hatta demode olmaya yüz tutmuş cümleler duymaktan, kitaplardan, romantik filmlerden, şarkı sözlerinden derilmiş yapay bal gibi iç burkan sahteliklerden iğreniyorum.
sanırım hiçbirimiz farkında değiliz her birimizin bir başkasının hayatını yaşıyor olduğumuzun. incir reçeli'nde halil sezai, ıssız adam'la ada, lou salome aşkıyla geberik nietzsche (ki kendisi karı paryasından intihar etmiş bir yüz karasıdır gözümde) yok efendim genç werther'le acılar çekmeye bayılıyoruz. bir insan nasıl olur da bir başkasının duygularını aynen kopyalama evresini aşamaz anlayamıyorum. karşısındaki veledin taklidini yapan şempanzeden ne farkımız kaldı?
yolunda giden bir ilişkinin tam ortasında, bir teknede tam da hissettiğimiz ölçüde ve olması gerektiği kadar sarmaş dolaş bir çiftken bizi imrenerek izleyen genç kızlara bakıp " artık benim de imrenilen bir ilişkim var =))" diyen kızı bozuk para gibi harcatan da bu his işte paslanmış borudan emilen kirli su tadı.
öğrenilmiş romantizm sizi biraz daha akıllı maymundan başka bir yere taşımaz. lütfen ama lütfen. kendiniz olun.
bu konuyu önemsiyorum çünkü her yerinden yapmacıklık fışkıran insan ilişkilerinden tiksindim. başka başka tarihlerde ezberlenmiş artık klişe ve hatta demode olmaya yüz tutmuş cümleler duymaktan, kitaplardan, romantik filmlerden, şarkı sözlerinden derilmiş yapay bal gibi iç burkan sahteliklerden iğreniyorum.
sanırım hiçbirimiz farkında değiliz her birimizin bir başkasının hayatını yaşıyor olduğumuzun. incir reçeli'nde halil sezai, ıssız adam'la ada, lou salome aşkıyla geberik nietzsche (ki kendisi karı paryasından intihar etmiş bir yüz karasıdır gözümde) yok efendim genç werther'le acılar çekmeye bayılıyoruz. bir insan nasıl olur da bir başkasının duygularını aynen kopyalama evresini aşamaz anlayamıyorum. karşısındaki veledin taklidini yapan şempanzeden ne farkımız kaldı?
yolunda giden bir ilişkinin tam ortasında, bir teknede tam da hissettiğimiz ölçüde ve olması gerektiği kadar sarmaş dolaş bir çiftken bizi imrenerek izleyen genç kızlara bakıp " artık benim de imrenilen bir ilişkim var =))" diyen kızı bozuk para gibi harcatan da bu his işte paslanmış borudan emilen kirli su tadı.
öğrenilmiş romantizm sizi biraz daha akıllı maymundan başka bir yere taşımaz. lütfen ama lütfen. kendiniz olun.
kadına yakışır. çok girly bir hareket. erkek dostlarımın bu tuzağa çekilmemesi dileğiyle.
sizi persona kurtarır.
sizi persona kurtarır.
Şömine, ayı postu ve şarap üçlüsü.
güncel Önemli Başlıklar