bugün

coğu zaman gurura "bi sus" demektir...
kanal d'nin yeni dizisi genco'da mütevazi kızımız pınarın iki kelimesinden biri

(bkz: özür dilerim genco)
(bkz: özür dilerim tibet)
(bkz: özür dilerim anne)
hatasının farkında olan insanın büyüklük yapmasıdır. ama bazen öyle bir durum olur ki, özür dilediğiniz insan, tam da özür dilediğiniz sıralarda, çok daha büyük, hatta "saatlerce süren" bir yanlış yapıyordur. bunu öğrenince, özür dilemekten nefret edersiniz ve kendinizden özür dilersiniz.
insan olan hata yapar.
insan olan özür dilemesini de bilir.

eğer insansa tabi...
(bkz: özür diletmek)
genellikle insanlar özür dilediklerini zannederken özürlerini değil de mazeret ve bahanelerinin kabul edilmesini beklerler bu tür insanlara dikakt edilecek olunursa özür dilerken özrünün ne olduğunu söylemezler.
gelecekteki kabahatler için gerekli altyapıyı kurmak.
büyük insanların söyleyebileceği bir söz olmakla beraber basit insanlarında hergün kullandığı sözdür.
eğer sürekli hale geliyorsa,anlamını yitirdiği eylemdir.zira, hep özür dilemeyi gerektirecek, insanları üzecek şekilde davranıp, sonra özür dilemeyi bir rutine dönüştürmek pek anlam ifade etmemektedir.
insanlar affetmeyecekse pek gerekli degildir sanirim.
bazen gereksiz ayrıntı.

bu gerek ölçütü; özre değer gördüğünüz kişinin gerçekten değer olup olmadığıdır.
çünkü sizin değer sandığınız şey bir başkası için yoktur. ve değer; özüre layık gelecek değer ölçütü aşk yada sevgiden değil, saygıdan gelir. saygı denen şey de bugün var, yarın yoktur. aynen aşk gibi, aynen sevgi gibi...

birisinden özür dilerken hatanız ne olursa olsun; iki kez düşünün.
çünkü bunu ondan af dilemek için değil; kendinizi affetmek için yapıyor olabilirsiniz ve bunun için kendiniz yetersiniz. 2. kişi ancak çene yorar.

birisi sizden özür dilerken özrü için özür dileyip dilemediğiyle değil; neden özür dilediğiyle ilgilenin.
çünkü özür beklemenizin nedeni kendinize saygınızdır. ve özür dileyene mani olmanız da kendinize saygısızlığınızdır.

sizin saygınlığınız için değil; kendi saygınlığı için özür diliyorsa da; siz de kendinize duyduğunuz saygının haklılık bulabilmesi için ona saygı duymalısınız.
çünkü gururunu kırıp, kendini affetmek için sizi yetkili merci saymıştır.

ve sonuç: birisi sizden özür dilediğinde bu tamamen size olan aşkı-bağlılığı-sevgisi-sadakatinden değildir her zaman.
bazen kendisine olan saygısındandır yalnızca... bazı insanların en değerli şeyleri kendisidir. siz sadece günah çıkarılan bir cansız tapınaksınızdır. söylediğiniz sözler ise birer yaprak hışırtısı, biraz karanlık uğultusu...
davranışlarını düzeltmeyecek bir insanın özrü ise riyakarlıktır. sık sık hata yapıp da özür diliyorsa, o iki kelime hiçbir şey ifade etmez. özür dilemesini kabul etmek için başka yollarla da telafi etmesi gerekir.

ben, hayatım boyunca sadece küçük sakarlıklarım yüzünden özür dilemiş bir insansam, elimde bardakla giderken tökezleyip, bir insana kazara su sıçratmak dışında özür dilemeye ihtiyaç duymadıysam, bir insanın kalbini onarılması çok zor biçimde kırmamışsam, kimsenin de benim kalbimi kırmaya ve defalarca affetmemi bekleyip, bunu sömürmeye hakkı yoktur. özür, büyük hatalarda onlarca kere kabul edilmez. insanlar, özür dilemek yerine, elli kere hata yapmama erdemini taşısınlar. özür dilemeyi, erdem olmaktan çıkarmasınlar.
gerektiğinde dürüst olarak yapılabiliyorsa bir erdemdir. dile pelesenk olmuşsa, cümlelere özür dileyerek başlanır hale gelinmişse etkisiz eleman durumuna dönüşmüş demektir. o özürleri biz değil allah affetsindir.
çok bilindik şarkıları tekrar etmek gibi basit olan söylem.
davranışlarla, fedakarlıklarla kendisini affettirmeyi göze almayanların sığındığı kolaylık. "özür dilerim" sözü de dünyanın en baştan savma sözüdür. hatasını tekrarlamayanlar hariçtir tabii. "özür dilerim" dedikten sonra, eski hamam, eski tas davranışlara devam edenler için özür dilemenin anlamı, "yıkıyorum, çıkıyorum. ben bunu hep yapıyorum" gibi bir şeydir.
yersizse kabahatten daha büyük bir negatif etki üretmesi olası eylem.

"aşkım özür dilerim" en sık kullanılan özürden daha büyük kabahat cümlesidir. genellikle salaklar kurar, aptallar onaylar, akıllılar tersler.

terslemenin sonrasında "itersen çekersin" fizik kuralı meydana gelir. lan bu sırnaşık yavşak daha da çok özür diler, abanır, özürlere çiçekler hediyeler eklenir(ucuz hediyeler. pahalı olsa ikna eder...eee insan işte), bizimki daha da ötelenir, itilir, tekmelenir.

basit bir özür, özür dileyene zulme dönüşüp özür dilenenin egosuna kabartma tozu etkisi yapar. şimdi anladın mı neden terk edildiğini susak!? dilemeyeceksin olm öyle her durumda özür falan, "insanız işte olur böyle şeyler, siktir et...napalım" falan de bak neler oluyor.

bunu özrün üzerinde çok şık duracağı insanlara sakın yapma, o daha büyük bir kabahat olacaktır. (kafan karıştı değil mi? boşver lan, sen özür dileme makanizmasının harekete geçmesini engelleyecek önlemler al. mesela tam bir gerizaklı gibi görün/davran)
batılılar "özür dileme"nin üzerinden kulis/lobi/siyaset yaparak milli menfaatleri üzerine tarihi oyunlar oynarken biz türkler onu ancak ti'ye alıyoruz.

daha da kötüsü kimi mandacı aydınlar bir yalana diledikleri özrün yarın ülke için nasıl da haksız kötü sonuçlar doğuracağını göremeyecek kadar batmışlardır karanlığa.

bu nasıl çılgınlık böyle...

(bkz: şu çılgın türkler)
(bkz: ozurmek)
(bkz: ozur dilenmek)
son günlerde afedersiniz cılkı çıkan olaydır. değerini yitirmiştir. eskiden büyük bir erdemlilik göstergesiydi. şimdi sağolsun aydınlarımız(!) ve büyüklerimiz(!) tarafından ele ayağa düşmüştür.
insanoğlunun sahip olduğu en büyük erdemlerden biriyken, zeka düzeyi düşük insanlarımız sağolsun muhteşem geyik kapasiteleri sayesinde bu kavramın da içine etmişlerdir.
bir süredir her türlü geyiğe konu olması suretiyle sol framenin amına konulmasına neden olan kavram.
(bkz: ozur dilemenin bokunun ciktigini dusunen yazarlar)
aslında direkt olarak insanın kendisi ile alakalıdır. karşıdaki insandan özür dilemeden önce kendi içinde tartar insan. zor iştir.
özür dilerim derken karşındakinin gözünün içine bak.