bugün

Allah kolaylıklar versindir.
ozgur ruhlu birey nedir? tutucu aile nedir? bu insanlar bir baslikta nasil kiyaslandi? merak sadece...
Hep birilerine, bir şeylere az yada fazla gelmektir. Hep az. Hep fazla.
Bitirir insanı.
o tutucu aile o baskıcı çevre, özgür olan ruhunuzu daraltır. intiharın eşiğine getirir. iki seçim vardır, ya kalıp her gün yavaş yavaş öleceksiniz, ya da siktiri çekip yeni bir hayat kuracaksınız.

bazen siktir çekmek bile kendi elinizde değildir, bu daha zor. ne gidebiliyorsun ne kalabiliyorsun, göz göre göre tükeniyorsun işte ..
osurayım öyle hayata.
Huzursuz bir hayat sürmektir. Bir şekilde oradan uzaklaşılmalı. Okuyup meslek sahibi olmalı ve kendi ayakları üzerinde durup o ortamı terketmeliyiz.
benim durumumdu bu. çareyi ev terk etmekte bulmuştum yıllar önce.

şimdi türkiye'nin en büyük firmalarından birinde orta düzey yöneticiyim. babamın önceki aylarda şöyle bir şey söylediğini hatırlıyorum: oğlum, kusura bakma, bizler cahil insanlarız, bilemezdik ki..

yaa işte dedim içimden, bileceksin. bilemiyorsan susacaksın. susamıyorsan da böyle olur. içimden tabi. ))

genel olarak nesil farkından kaynaklı sanılır ama bence nesil farkı değildir çünkü her anne baba arasında zaten doğal olarak nesil farkı vardır. biraz eğitimsizlik, biraz da eğitimsizliğin getirmiş olduğu karakter problemleri derken çok sevdiğiniz anne babanızdan bile soğuyabilirsiniz.

onları seviyor muyum? evet. onlar da beni seviyorlar mıdır? evet. ama nasıl desem, insan bir kere soğuduktan sonra bir şeyden, bir şeylerden, tekrar eskisi gibi olamıyor bir türlü.

varsa böyle aileleriniz, boşuna çekmeyin derim. bir kapı açılınca, ötekisi her daim açılır. o kadar iyi olduğunuzu düşünüyorsanız mutlaka hak ettiğinize ulaşacaksınız demektir.

allah herkese sabır versin.
ya çevreniz için kendinizi yiyip bitireceksiniz ya da kendiniz için çevrenizi.

zor seçim. hayat bu seçimle karşilaşanlar için daha zor. gerçi herkesin hayati kendine göre daha zor sonuçta. neyse işte böyle bi şeyler.
iyide insan ailesiyle günün ne kadar zamanında birlikte olabiliyor ki dışarda istediğin boku yiyebilirsin.

Allahtan korkmadıktan sonra annenden babandan ne kadar korkabilirsin ne kadar takarsın ki?

önce muhafazakar nedir onun öğrenin. sonra kendinizi muhafaza etmeyi öğrenin.

özgürlük ruhluluk ve muhafazakarlık birbirine zıt kavramlar değildir.
Boktan durumdur. Ailenizden soğumanıza neden olabilir. Bir an önce kendi ailenizi kurmak istersiniz.
Eğer annen baban hayatını sana adamış senin için varlarsa bunun karşılığını vereceksin kardeşim. Yok ben özgür ruhluyum, şöyleyim böyleyim geçeceksin bu ayakları. Hayat birşeyler uğruna, birileri uğruna yaşandığı zaman hayattır. Hayvanlar kendileri için yaşarlar. Sen insansın. Ayriyetten muhafazakârlık dediğimiz kavram bir müslümanın ki eğer kendine müslümanım diyorsan yapması gereken yapmaması gereken hal ve davranışları içinde bulundurur. Günümüz müslümanlarının böyle triplere girmesinin nedeni de medyadır arkadaşım. Özentiliktir. Ötekileştirmeyin kendinizi. Şahsen benim şu hayata devam etmemdeki tek etken ailemdir. Onlarsız bir hayat düşünemiyorum. Çünkü kimse yokken onlar vardı. Çünkü herkes karşılık beklerken onlar beklemedi.
Ailenin çocuğu için çok zor durumdur. Benim için de çok zor durumdu bu. Öyle aman aman özgür bir birey değildim ama kendi içimde oldukça özgürdüm. Babannem, dedem, annem, babam, abim ve ben dahil olmak üzere 6 kişilik büyük bir aileydik. Ailem de ağır bir muhafazakar sağ görüș sahipti. Dedem emekli bir astsubaydı, disiplin eksik olmazdı evde. Babannem de eski kafalı bir anadolu insanıydı. Sakallı ve cübbeli olan herkes cennetlikti ona göre. Annem klasik türk ev kadınıydı. Babamda tutucu bir insandı. Zorla namaz kıldırır, siyasi görüşümün kendisi gibi olmasını isterdi. Anlayacağınız tek tip birey olarak yetișmemi isterdi. Arkadaș ortamıma bile karıșırlardı. Çünkü diğer çocuklar beni uyușturucuya ve sigaraya bașlatabilirlerdi. Geceleri eve geç gelindiğinde ne yaptın bakalım diye sorulmazdı bana, kimleydin ve neredeydin diye sorarlardı. Bir keresinde yılbașı gecesi efendi efendi eğlenirken evin kapısına kadar gelip eve götürmüștü annem beni. Nasıl utanç verici bir durum düșünebiliyor musunuz?

Abimin yeri ise ayrıydı. ikimiz çok çektik bu olaydan. Hiç unutmam, çocukken zorla götürüldüğümüz teravi namazına giderken mahallede top oynayan çocukları görmüștük. Çocuk aklı iște, kaçtık beraber ve top oynamaya gittik. Ama yan komșumuz kel sülo sağolsun hemen gammazlamıș bizi. Sonuç, dayak yedik.

ișin kötü tarafı, büyüdükçe daha da katlanılmaz hala geliyor bu olay. Düșünün, metallica dinleyen, yabancı dil okuyan, yabancı kültürle etkileșim içinde olan, sağcılardan ve solculardan haz etmeyen ben bu ailenin çocuğuydum. Neler çektiğimi düșünebiliyor musunuz? Sırf tüm insanlar eșittir dediğim için terörist damgası yedim evde. Çünkü türk ırkı ve müslümanlar hariç tüm insanlar bok, iğrenç ve şerefsizdi onlara göre. Buradan türk düșmanı olduğum önyargısını çıkarmayın. Vatanımı ve milletimi severim ama dozunda severim. Irkçılığa gitmem yani.

Dinden soğutur bu aileler insanı, bir zamanlar soğumuștum ama allah' a șükür kısa bir anlık soğumaydı. Okumayı bilmedikleri kuran' ı zorla okuturlardı. Bende hiç diyemedim zamanında niye öğrenmediniz diye. Çünkü biliyorum desem neler olacağını.

Eeee empiree diyeceksiniz, o kadar anlattın, peki seviyor musun aileni dediğinizi duyar gibiyim. Cevabım elbette seviyorum olacak. Ne kadar olumsuz anılarım olmuș olsa da sonuçta ailem benim onlar. Ben öyle sevdim onları. Hayata bașka bir șekilde hazırlandım. Belki böyle bir aile olmasalardı kendimi bu kadar geliștiremeyebilirdim. Belki bomboş bir birey olurdum. Kim bilebilir?

Uzun lafın kısası zor ve bana bu yazıyı yazdıracak kadar özgür birey yapan ailedir. ister sevin ister kaçın, seçim sizin.