bugün

Halil Konakçı "Bir insan fakir ölürse, bilin ki kefeninde cennetin kapılarını açacak 7 anahtar olacaktır"

napolyon'un dediği gibi “Dinler, fakirler bu dünyada zenginleri katletmesin diye onlara öbür dünyada eşit bir cennet vaat eder.”

https://twitter.com/xhabe...tatus/1704956800506704251
Din, sıradan insanları sessiz tutmak için mükemmel bir alet. -Napolyon

insanı yaratmak mı Tanrının büyük hatası; tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatası?- Friedrich Nietzsche

Din... temel olarak korkuya dayanır... bilinmeye karşı duyulan korku, yenilgi korkusu, ölüm korkusu. Korku her acımasızlığın anasıdır ve o yüzden acımasızlık ve dinin el ele gitmesine şaşılmamalı. Benim din hakkındaki görüşüm Lucretius’la aynı. Onu korkudan doğan bir hastalık ve insan ırkına büyük bir mutsuzluk kaynağı olarak görüyorum. -Bertrand Russell

Din gerçek sefaletin ifadesi, gerçek sefalete karşı protesto, ezilen yaratıkların iç geçirmesi, kalpsiz bir dünyanın duygusu, ruhsuz koşulların ruhu… insanların afyonudur. -Karl Marx

ortaçağda da insanlara ölmeleri için cennetten arsa vaat eden papazlar vardı. bu din tüccarı puştların fakirliği övmesinin nedeni, daha çok din sömürüsü yaparak servetlerine servet katmak zaten. kurnazlığın getirdiği çakallığın sonucu diyebiliriz. deveye diken insana s*ken yaranır. kuru ekmek soğan yerim, yine de dinimden vazgeçmem diyenler, size kimleri hatırlatıyor?
huriler, şaraplar daha neler neler...
kefenin cebi yok diye biliyorduk.
ateistlerin derdi tasası da cennet olmuş a.k.
ne sikim bir işşissiniz anlayamadım şahsen kusura bakmayın.
diye diye fakirleri ş'aaptılar, mal kendilerine kalsın diye !..
tarikatçılığı göstermede başarılı biri.
https://youtu.be/1LQjaSaarE0?t=22
arbutus kardeşimiz konu hakkında çok derin bilgi sahibi galiba evde 40 anahtarı var.
Hahaha bunu anlatanlar ise hiç 7 anahtar istemez ver altına merso villa.
Menzil şeyhinin altında 12 milyonluk araba var.cennete zor gider.
"Nerede ise fakirlik, küfre denk olacaktı " (Beyhakî Şuab; Taberânî, el-Evsat). Hz. Peygamber şöyle dua etmiştir: "Allah'ım, yoksulluk fitnesinin şerrinden, küfür ve yoksulluktan sana sığınırım" (Nesaî, Sehv, 90).

Bu hadisi neden anlatmaz hocalar?
Şey Kur'an-ı Kerim'in bundan haberi var mı?!.

Swh...
Orada da kapıcılık mı yapacaklar yani? Fakirler ölsün daha iyi. Ama zaten ölünce gidecekler oraya. Ebedi kapıcılık.
Üzülme be oğlum diğer hayatında zenginsin demek istenmiş, hindistandaki kas sistemi böyle çalışıyor zaten.
fakire sabret demek kolay hoca.

neden zengine zekatını ver demiyorsun? neden devlet zekat için kurumsallaşmaya gitsin, zekatı devlet toplasın ve halka dağıtsın toplumsal ekonomik sınıf farkı ve gelir adaletsizliği en asgari seviyeye insin demiyorsun? suya sabuna dokunmadan vazetmek kolay. kitabın ortasından niye konuşmuyorsun?

fetva vermek kolay. o zaman imamı azamın şu fetvası var: "namaz kıldıranların ücret alması caiz değildir." hadi bakalım maaş alma devletten, diyanet te almasın komple. bakalım fakirliği yine böyle övebiliyor musun?

fakirlik ateşten gömlektir. hz isa gibi kalbi ve maneviyatı olmayanlar o gömleği hakkıyla taşıyamazlar. günaha girerler. isyana düşerler. sabredemezler. sabretmeyen nereye cennete giriyor? ha bı de 7 anahtar varmış. onu da yeni duyduk. öyle bir ayet hadis yok. kendi kafandan yorum yaparken islamın sosyal bir din olduğunu es geçiyorsun. fakirliği öveceğin yerde zenginlere paranızı faize yatırmayın, işletmenizi fabrikanızı satıp kur korumalı faizden nemalanmayın diye niye demiyorsun? islam'da rantiyecilik yok, altına faize dolara euroya borsaya yatırım yok, paradan para kazanma yok, niye bunları vaaz etmiyorsun? ekmek yediği işyeri, iş yaptığı makinası demirbaşı hariç, kullandığı meskeni ve arabası hariç sahip olduğu diğer tüm mülklerin menkul ve gayri menkullerin zekâta tabi olduğunu neden söylemiyorsun?? söylesene hoca, dilini mi yuttun??

sen bunları bizden daha iyi biliyorsun hoca. konuşsana. niye susuyorsun? fakire sabret demek kolay demi? hadi zenginin malına da dokunsana. faiz sistemini eleştirsene. faizin olduğu bir ülkede zulüm vardır desene. diyemezsin. anında sesini kesiverirler ..

---spoiler---
Kur’ân-ı Kerim’de fakirlik/yoksulluk anlamındaki “fakr” ve türevleri 13 yerde geçer. Aynı anlamda “miskîn” kelimesi, tekil ve çoğul olarak 23 yerde kullanılır. Zenginlik anlamında “ğınâ” ve türevleri ise 73 yerde zikredilir. (yani fakirlik değil zenginlik teşvik edilmiştir)

"Şeytan sizi fakirlikle tehdit eder (korkutur, fakir olursunuz diyerek sadaka vermenize engel olur) ve sizin cimri olmanızı emreder. Allah ise size katından bir mağfiret ve lütuf vaad eder. Allah, her şeyi ihâta eden ve her şeyi bilendir.” (2/Bakara, 268)

“Ey iman edenler!... yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki,) Allah dilerse sizi kendi lutfundan zengin edecektir. Çünkü Allah her şeyi iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (9/Tevbe, 28)

“Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak, fakirlere, miskinlere (yoksullara, düşkünlere)... mahsustur. Allah alîm ve hakîmdir.” (9/Tevbe, 60)

“Allahâ ibâdet edin ve O’na hiçbir şeyi şirk/ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara... ihsân edin, iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenen kimseyi sevmez. Bunlar cimrilik eden ve insanlara da cimriliği tavsiye eden, Allah’ın kendilerine lutfundan verdiğini gizleyen kimselerdir. Biz kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırladık.” (4/Nisâ, 36-37)

"Allah’ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine, bu, onlar için çok fenâdır. Cimrilik ettikleri şey de kıyâmet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mîrâsı Allah’ındır. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Şüphesiz, 'Allah fakirdir, biz ise zenginiz' diyenlerin sözünü andolsun ki Allah işitmiştir. Onların bu sözünü, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ile birlikte yazacağız ve diyeceğiz ki: ‘tadın o yakıcı azâbı! " (3/Âl-i imrân, 180-181)

"Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcayıncaya kadar birre (Cennete ve iyiliğin en güzeline) eremezsiniz." (3/Âl-i imran, 92)

“...Kim inkâr edip kâfir olursa, bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir/zengindir.” (3/Âl-i imrân, 97)

“inkâr edip kâfir olanlar var ya, onların malları da, evlâtları da Allah’ın huzurunda kendilerinden hiçbir şeyi (azâbı) uzaklaştırmayacaktır. işte onlar, orada ebedî kalacaklardır.” (3/Âl-i imrân, 116)

“(O muttakiler ki,) Bizim rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler (Allah için harcarlar).” (2/Bakara, 3)

“işte onlar, âhirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek, ne de kendilerine yardım edilecektir.” (2/Bakara, 86)

“Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azalma (fakirlik) ile imtihan eder, deneriz. (Ey Peygamber!) Sen sabırlı davrananları müjdele.” (2/Bakara, 155)

“Onlardan öylesi vardır ki: ‘Rabbimiz, bize dünyada da hasene (iyilik ve güzellik) ver, âhirette de hasene (iyilik ve güzellik) ver ve bizi ateş azabından koru’ der.” (2/Bakara, 201)

“inkâr edip kâfir olanlara dünya hayatı süslendi (süslü gösterildi). Bu yüzden onlar, iman edenlerden bazısı ile alay eder. Oysa ki (iman edip) ittika eden, Allah’ın azâbından korunanlar, kıyâmet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.” (2/Bakara, 212)

“Sana (Allah yolunda) ne infak edip harcayacaklarını soruyorlar. De ki: ‘Hayırdan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.” (2/Bakara, 215)

"Mallarını Allah yolunda harcayanların hali, her başağı yüz daneli yedi başak bitiren bir tohumun hali gibidir. Allah dilediği kimseye daha kat kat verir. Allah'ın ihsânı çok geniştir. Her şeyi hakkıyla bilendir." (2/Bakara, 261)

“Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse gözünüzü yummanız hâriç, severek alamayacağınız derecede kötü ve değersiz şeyler vererek sakın hayır yapmaya kalkışmayın. Bilin ki Allah zengindir, övülmüştür.” (2/Bakara, 267)

"Eğer sadakaları açık olarak verirseniz o, ne güzel. Eğer onları gizler ve bu şekilde fakirlere verirseniz, işte bu, sizin için daha hayırlıdır." (2/Bakara, 271)

“(Yapacağınız hayırlar, sadakalar) Kendilerini Allah yolunda cihada adamış, Allah’a tâatten başka bir düşüncesi olmayan, o sebeple yeryüzünde dalaşıp kazanmaya imkân bulamayan, durumunu bilmeyen kimselere karşı gösterdikleri tokluktan dolayı onlarca zengin sayılan fakirlere verilmelidir. Sen onları görünce yüzlerinden tanırsın. Çünkü onlar, yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Yaptığınız ve yapacağınız hayırlarınızı Allah eksiksiz bilir ve karşılığını verir.” (2/Bakara, 273)

"Mallarını gizli ve açık olarak gece ve gündüz harcayan kimseler var ya, işte onların, Rableri katında ecirleri vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır." (2/Bakara, 274)

"Allah, fâizi tüketir (fâiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahtar ısrar eden hiç kimseyi sevmez." (2/Bakara, 276)

“Bilinmelidir ki inkâr edenlerin malları da, evlâtları da Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlamayacaktır. işte onlar cehennem yakıtıdırlar.” (3/Âl-i imrân, 10)

“Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşten, (otlağa) salınmış atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere düşkünlük, insanlara süslü (câzip) gösterildi. Bunlar sadece dünya hayatının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allah’ın yanındadır.” (3/Âl-i imrân, 14)

“De ki: ‘Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini aziz kılar, yüceltir; dilediğini de zelil kılar, alçaltırsın. Her türlü iyilik Senin elindedir. Gerçekten Sen her şeye kaadirsin. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarır, doiriden de ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de sayısız rızık verirsin.” (3/Âl-i imrân, 26-27)

"Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcayıncaya kadar birre (Cennete ve iyiliğin en güzeline) eremezsiniz." (3/Âl-i imran, 92)

“...Kim inkâr edip kâfir olursa, bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir/zengindir.” (3/Âl-i imrân, 97)

“inkâr edip kâfir olanlar var ya, onların malları da, evlâtları da Allah’ın huzurunda kendilerinden hiçbir şeyi (azâbı) uzaklaştırmayacaktır. işte onlar, orada ebedî kalacaklardır.” (3/Âl-i imrân, 116)

alıcı bir söz söyle. Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker kalırsın. Çünkü Rabbin rızkı dilediğine çok, dilediğine az verir. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür. Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da, sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek, gerçekten büyük bir suçtur.” (17/isrâ, 26-31)

“Onlara, dünya hayatının tıpkı şöyle olduğunu anlat: Gökten bir su indirdik, yerin bitkisi onunla karışıp yeşerdi. Sonra (kuruyup) rüzgârların savurduğu çöp kırıntıları haline geldi (işte bu dünya hayatı, böyle bir mevsim kadar kısadır). Allah her şeye kadirdir, her şey üzerinde iktidar sahibidir. Mal/servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Kalıcı ve ölümsüz olan güzel işler ise, Rabbinin katında hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit etmeye daha lâyıktır.” (18/Kehf, 45-46)

“Size verdiğimiz rızkın temizlerinden yiyin. Ama bu hususta taşkınlık etmeyin; sonra gazabım üzerinize iner. Kimin üstüne gazabım inerse artık o, (ateşe) düşmüştür.” (20/Tâhâ, 81)

“Sakın, kendilerini denemek için onlardan bazılarını faydalandırdığımız dünya hayatının süsüne gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı, hem daha süreklidir. Ailene namaz kılmakla emret ve kendin de ona sebat ile devam et. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız. Güzel âkıbet takvâ ehlinindir." (20/Tâhâ, 131-132)

"Bayramda kesilen kurbanların etlerinden yeyin; yoksulu, fakiri de doyurun." (22/Hacc, 28)

“Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Hakikaten Allah, yalnız O, (hiçbir şeye muhtaç olmayacak kadar) zengin ve övgüdeğerdir.” (22/Hacc, 64)

"içinizden bekârları, köle ve câriyelerinizden sâlih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler Allah onları (evlilik sâyesinde) kendi lutfu ile zengin kılar. Allah, (lutfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir. Evlenme imkânını bulamayanlar ise, Allah, lutfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar..." (24/Nûr, 32-33)

“...Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki Rabbim müstağnîdir/zengindir, çok kerem sahibidir.” (27/Neml, 40)

“Allah’ın sana verdiğinden (O’nun yolunda harcayarak) âhiret yurdunu gözet; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana ihsân ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde fesâdı/bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, müfsidleri/bozguncuları sevmez.” (28/Kasas, 77)

azarlardı. Fakat "Eğer Allah rızkı kulları için bolca yaysaydı, yeryüzünde taşkınlık yapar ve azarlardı. Fakat dilediği ölçüde indiriyor. Çünkü O, kullarından haberdardır, her şeyi görendir.” (42/Şûrâ, 27)

“Rabbının rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik ve onlardan kimini ötekine derecelerle üstün kıldık ki, biri diğerine iş gördürebilsin. Rabbının rahmeti, onların toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır. insanlar bir tek ümmet olacak olmasaydı, Rahman’ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine binip çıkacakları merdiven yapardık. Ve evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar, kanepeler ve süsler verirdik. Bütün bunlar, sadece dünya metâından ibarettir. Âhiret ise, Rabbının katında sakınanlara mahsustur.” (43/Zuhruf, 32-35)

“inkâr edenler ateşe sunulacakları gün, ‘dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeyleri harcadınız, onların zevkini sürüp tükettiniz (burası için hiçbir şey bırakmadınız). Yeryüzünde haksız yere istikbâr etmenizden/büyüklük taslamanızdan ve fıskınızdan/yoldan çıkmanızdan dolayı bugün, alçaltıcı bir azap göreceksiniz’ denir.” (46/Ahkaf, 20)

"Kâfirler/inkâr edenler (dünyada) zevklenirler, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir." (47/Muhammed, 12)

“Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve ittika ederseniz (sakınırsanız) Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı tamamen sarfetmenizi istemez. Eğer onları isteseydi ve sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çıkarırdı. işte sizler, Allah yolunda infâka/harcamaya çağrılıyorsunuz. içinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisen cimrilik etmiş olur. Allah zengindir. Siz ise fakirsiniz. Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, sonra da onlar sizin benzerleriniz olmazlar.” (47/Muhammed, 36-38)

"insan için, kendi çalışmasından başka bir şey yoktur." (53/Necm, 39)

“Zengin eden de, varlıklı kılan da O’dur.” (53/Necm, 48)

“Bilin ki dünya hayatı, ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı yağmurun bitirdiği ve ziyaretçilerin de hoşuna giden bir bitki gibi önce yeşerir sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çerçöp olur. Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçinmeden başka bir şey değildir.” (57/Hadîd, 20)

“Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musîbet yoktur ki Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. Böylece elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah’ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez. Onlar, cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler. Kim yüz çevirirse şüphesiz ki Allah zengindir, hamde/övgüye lâyıktır.” (57/Hadîd, 22-24)

“Onların malları da, oğulları da Allah’a karşı kendilerine bir fayda vermez...” (58/Mücâdele, 17)

“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Herhangi birinize ölüm gelip de ‘Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirseydin de sadaka verip iyilerden olsaydım!’ demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan infak edin, Allah için harcayın.” (63/Münâfıkun, 9-10)

“Doğrusu, mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir fitnedir/imtihandır. Büyük mükâfat ise Alah’ın yanındadır. O halde, gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak infâk edin/harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (64/Teğâbün, 15-16)

"Kim Allah'tan sakınıp korkar ve günahlardan kaçınırsa, (Allah) ona bir çıkış (yolu) yaratır ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a güvenirse, O, ona yeter." (65/Talak, 2-3)

“(Kitabı sol tarafından verilen şöyle der:) Malım bana hiç fayda sağlamadı.” (69/Haakka, 28)

"Muhakkak ki insan hırslı ve sabırsız yaratılmıştır. Ona bir kötülük dokunduğunda feryad eder. Bir hayır eriştiğinde ise cimrilik eder. Ancak namazlarını kılanlar müstesnâdır. Onlar namazlarında devamlıdırlar. Mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için belli bir hak vardır. Onlar hesap gününe iman ederler. Onlar Rablerinin azâbından korkarlar." (70/Meâric, 19-27)

“Cennet içindekiler, günahkârlara, ‘Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?’ diye uzaktan uzağa sorarlar. Onlar şöyle cevap verirler: ‘Biz namazımızı kılmıyorduk, yoksulu doyurmuyorduk.” (74/Müddessir, 40-44)

“Hayır, siz aceleciyi, (çabuk geçen dünya hayatını ve nimetlerini) seviyor, âhireti bırakıyorsunuz.” (75/Kıyâmet, 20-21)

“Onlar (Cennetteki has kullar), kendi canları çekmesine rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. ‘Biz size Allah razâsı için yemek yediriyoruz; o yüzden, sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz. Biz, sert ve belâlı bir günde Rabbimizden (O’nun azâbına uğramaktan) korkarız’ (derler).” (76/insân, 8-10)

“Fakat siz (ey insanlar!) âhiret, daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını (yakın hayatı) tercih ediyorsunuz.” (87/A’lâ, 16-17)

“Fakat insan böyledir; Rabbı ne zaman kendisini imtihan edip ona ikramda bulunur, ona nimet verirse; ‘Rabbım bana ikram etti’ der. Ama Rabbı onu imtihan edip rızkını daraltırsa; ‘Rabbım bana ihanet etti, beni küçük düşürdü’ der. Hayır, doğrusu siz, yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksula yemek vermeye teşvik etmiyorsunuz. Mirası, helâl haram demeden yiyorsunuz. Malı da pek çok seviyorsunuz.” (89/Fecr, 15-20)

“Kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, Biz de onu en kolaya hazırlar, onda başarılı kılarız. Kim cimrilik edip vermez, kendini zengin sayıp hakka boyun eğmez, en güzeli de yalanlarsa, Biz de onu en zora yöneltiriz. Öylesi, çukura yuvarlandığı zaman malı kendisine hiç fayda vermez.” (92/Leyl, 5-11)

“(Allah) Seni bir fakir olarak bulup da zengin yapmadı mı? Öyleyse yetimi sakın ezme. El açıp isteyeni de sakın azarlama. Ve Rabbinin nimetini minnet ve şükranla an." (93/Duhâ, 8-11)

“Gerçek şu ki, insan, (ilim ve malda) istiğnâ ederek/zengin olduğunu görerek azar.” (96/Alak, 6-7)

"Allah'ım, yoksulluk fitnesinin şerrinden, küfür ve yoksulluktan Sana sığınırım." (Nesaî, Sehv, 90, istiâze, 16, 29; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 36, 39, 42, 44; VI, 57, 207).

"Şüphesiz, insan borçlandı mı, konuşursa yalan söyler, vadederse, sözünde duramaz." (Buhâri, el-istikrâz).

"(Hakiki) miskîn (yoksul), kapı kapı dolaşırken verilen bir iki lokmanın veya bir iki hurmanın geri çevirdiği kimse değildir. Fakat gerçek miskîn/yoksul, ihtiyacını giderecek bir şey bulamayan ve halini anlayıp kendisine tasaddukta bulunacak biri çıkmayan, (buna rağmen) kalkıp kimseden birşey istemeyen kimsedir." (Buhârî, Zekât, 53, Tefsir, Bakara 48; Müslim, Zekât 102, hadis no: 1039; Muvattâ, Sıfatu'n-Nebiyy 7, - II/924-; Ebû Dâvud, Zekât 23, h. no: 1631, 1632; Nesaî, Zekât 76 -5, 85-; Ahmed bin Hanbel, I/384)

“Veren el, alan elden daha üstündür/hayırlıdır.” (Buhârî, Vesâyâ 9, Zekât 18; Müslim, Zekât 94, hadis no: 1033, 97, h. no: 1036; Tirmizî, Zühd 32, h. no: 2344; Ahmed bin Hanbel, II/4)

"Cimrilikten sakınınız. Çünkü cimrilik, sizden önceki milletleri helâk etmiştir." "Her sabah gökten iki melek iner. Birisi: ilahi, infak edene karşılığını ver; diğeri: Allah'ım! Cimrilik edene de telef ver (malını yok et), diye duâ ederler." (Riyâzü's-Sâlihîn, 1/253)

"Cimri kişi, Allah'a uzak, cennete uzak, insanlara uzak ve cehennem ateşine yakındır." (Tirmizî, Birr 40)

"Mallarınızı zekâtla koruyun, hastalarınızı sadaka ile tedâvi edin. Belâya duâ ile karşı koyun." (Kütüb-i Sitte, c. 7, s. 322)

"Malın zekâtını ödedin mi, kendinden onun şerrini def ettin demektir." (Kütüb-i Sitte, c. 7, s. 323)

“Sizden biri, mal ve yaratılış itibariyle kendinden üstün bir kimseyi gördüğünde, kendinden daha aşağı olanına baksın (Kendisini onunla mukayese etsin). (S. Buhâri, Askalâni Şerhi, 11, s. 322) Sahih-i Müslim’de şu ilave rivâyet edilmiştir: “...işte bu, Allah’ın size olan nimetlerini hakir görmemek için uygun olan bir davranıştır.”

"iyi mal, sâlih kimse için ne güzeldir." (Ahmed bin Hanbel, IV/194)

“Dünya, Allah katında bir sivrisineğin kanadı kadar değerli olsaydı, hiçbir kâfire asla ondan su içirmezdi.” (Tirmizî; Kütüb-i Sitte, 17/565)

“Hanımının senin üzerinde hakkı vardır. Misafirlerinin senin üzerinde hakkı vardır. Bedeninin de senin üzerinde hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver.” (Müslim, Savm 181)

“Aşırı gidenler helâk olmuştur” (Müslim, ilim 7; Ebû Dâvud, Sünnet 5; Ahmed bin Hanbel, I/386)

“Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin size açılmasıdır...” (Buhârî, Zekât 47, Cum’a 28; Cihad 37, Rikak 7; Müslim, Zekât 123; Nesâî, Zekât 81)

“Dünya tatlı ve hoştur. Allah sizi ona vâris kılacak ve nasıl hareket edeceğinize bakacaktır. Öyleyse dünyadan sakının, kadınlardan da sakının! Zira benî isrâilin ilk fitnesi kadın yüzünden çıkmıştır.” (Müslim, Zikr 99; Tirmizî, Fiten 26; ibn Mâce, Fiten 19)

“Eğer dünya Allah’ın yanında sivri sineğin kanadı kadar değer taşısaydı, tek bir kâfire ondan bir yudum su içirmezdi.” (ibn Mâce, Zühd 11, hadis no: 4110, 2/1377; Tirmizî, Zühd 13, hadis no: 2321, 4/560)

“Kim dünyaya çok önem verirse, Allah onun işini dağıtır (zorlaştırır). iki gözünün arasına fakirliği (aç gözlülüğü) koyar. (Halbuki) dünyadan ona ulaşacak olan kendisi için yazılandan başkası olamaz. Kimin de niyeti âhiret(i kazanma) ise Allah onun işini toparlar (kolaylaştırır). Onun kalbine zenginliği koyar. Ona dünyadan da ihtiyaç duyduğu şey ulaşır.” (ibn Mâce, Zühd 1, hadis no: 4104, 2/1378; Tirmizî, Kıyâmet 31, hadis no: 2467)

https://www.islamiokul.co...a/bakara16/07fakirlik.htm

---spoiler---
O sırada zenginler:

görsel
cem yılmazın ölünce bir sonraki hayatında kıralsın espirisyle yakın anlatıma sahiptir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar