bugün

silince elbette içini acıtır, ama baktıkça daha çok içini acıtır.
arkadaş değil ama arkadaşımın baba versiyonunu yapamadığı eylemdir. kardeşi kullanıyormuş ve her aradığında ismi baba olarak görünüyor benim bile duygusala bağladığım oluyor onu öyle görünce o nasıl dayanıyor bilemiyorum ki.
zor,karmaşık,garip bir his rehberden silmek sanki hiç orda değilmiş gibi. o numarayı aradığında arkadaşına hiç ulaşamamanın verdiği burukluk.
hattı kırar yeni hat alır, yaşayanları tek tek arar bulur numaralarını yeniden eklerim ama asla o numarayı silmem. allah bana göstermesin o yüzden.
ölümün soğuk yüzünün en belirgin yönlerinden biridir yaşayan insanı silmek kolaydır ama ölmüş insanı silmek kendini silmek kadar zordur ama yapılmak zorundadır.
yapamadığım tek şey bu hala saklanan bir hatıradır.
ölen arkadaşa ödemeli atmaktan daha mantıklıdır.
yok arkadaş silemezsin.
hatta biz bir 'şarkıcının' öldüğünü müzik kanallarında dur durak bilmeden şarkılarının çalınmasıyla anlayabilen bir milletiz. ölünce kıymetlenir, yaşarken 'gözüm görmesin' dediğimiz adamın adını da silemeyiz.
ölümü kabullenildiği an ancak yapılabilendir. silinen an yokluğu kabullenilmiş andır.
rehberden adını silince sanki bir defa da siz öldürmüş olursunuz o arkadaşınızı, bu yüzden el gitmez, yürek kaldırmaz, o isim rehberinizde hep durur. en azından bende durum bu.
hele ismini onun bir lakabıyla kayıt etmişsen, çok neşeli, çok bilgili, çok özel bir insan ise, olmuyor silemiyorsun. 3 sene geçti keşke seni arama şansım olsaydı. sen kalk 3 üniversite bitir, master yap, bilgilerini tecrübelerini, bilgeliğini, neşeni, mutluluğu, içkini, kahkahanı bizle paylaş ve kahpe bir hastalık seni aramızdan olsun, ne diyeyim sana ey hayat...
Önce azrail sildi defterden sonra da insanlar.
2 yıldır numarasına bakıp bakıp ilk gün ki gibi üzüldüğüm cenazesini kendi ellerimle mezara koyduğuma inanamadığım eylem.