bugün

(bkz: sibel üresin)
kendilerine gani gani kuma diledigim yazar/danisman/herneboksaiste. sevgili anneciginin ellerinden öper sevgilerimi sunar ve neden sictiktan sonra $ifonu cekmedigini sormak isterdim.
(bkz: kocasına aldat beni aşkitom diyen kadın sözleri)
kumalarının sayısını merak ettirmektedir.
beyni vajinasına kaçmış kadın kişisi.
görsel

demiş ki:

--alıntı--
çok eşlilik yasal olsun
24 mayıs 2011

fatih ve eyüp belediyesinin muhafazakâr aile danışmanı sibel üresin, çarpıcı bir açıklama yaparak, "imam nikahlı 2, 3 ve 4. eş yasal olsun" önerisinde bulundu.

fatih, ümraniye, bahçelievler, eyüp gibi birçok belediye ve kurumlar için aile içi iletişim seminerleri veren sibel üresin, hem yaşam koçluğu, hem de aile ve evlilik danışmanlığı yapıyor. özellikle muhafazakâr kesim tarafından iyi tanınan üresin, çok eşliliğin yasalaşması gerektiğini savunarak, "zaten çok eşlilik var. erkeklerin yüzde 85’i aldatıyor. bu muhafazakâr kesimde ‘imam nikâhlı eş’, diğer kesimde ‘metres’ adını alıyor dedi.

35 yaşındaki üresin, çok eşliliğin neden yasalaşması gerektiğini habertürk gazetesi'nden özlem yılmaz'a şu sözlerle anlattı:

kadın ortada kalmaz
"erkek, bir başkasıyla imam nikâhı yapacağı zaman karısından izin almak zorunda değil. 4’üncü kadına kadar imam nikâhıyla evlenebilir. ancak 2., 3. ve 4. eşler suiistimal ediliyor. "boş ol" dendiği zaman kadın ortada kalıyor. bu nedenle çok eşlilik yasalaşmalı. yasanın çıkması demek, erkeğin malvarlığına ortak gelmesi demek. çok eşlilik dinimizde var. herkes yapamaz ama yapana "niye yaptın?" diyemezsiniz, şirke girer. kuran'da var."

çok eşli olurdum
"zengin, kariyerli, parası olan ve cinsel gücü fazla olan erkek çok eşliliği seçebiliyor. hiçbir kadın fakir bir adamın ikinci karısı olmaz. erkek, daha cilveli, daha çok gülen, cinsel anlamda kendisini mutlu eden kadına koşuyor. erkek olsam, çok eşli olurdum."

erkek için haklı arayış
"bir erkek, kadında arkadaşlık, cinsellik, annelik ve ev kadınlığı arar. bu özellikleri taşımıyorsanız, eşiniz tarafından aldatılmaya hazır olmalısınız. erkek için bu haklı bir arayıştır. bir ayrılık yaşaması durumunda yaşayacaklarının tahlilini sağlıklı yapan bir kadın, bence çokeşliliği kurtuluş olarak görmelidir. boşandığında kaybedecekleri, kazanacaklarından fazla olan kadın, kalmayı tercih ediyor. çok eşlilikte asıl ağır fatura erkeğe çıkıyor. madden ve manen zarara uğruyor. açıkça çokeşli olduğunu itiraf edenleri alkışlıyorum ve kutluyorum."

çarpık ilişkileri önler
"erkek, eşleri arasında gerek maddi, gerekse manevi açıdan adaletli davranmalı. erkek adaletsizlik yaparsa, kendi cehennemini hazırlamış olur. örneğin kanuni sultan süleyman, dizide adaleti sağlayamıyor. çok eşlilik, toplumdaki çarpık ilişkileri ve kızların evde kalma sorunlarının ortadan kalkması noktasında da ciddi rol oynayacaktır."

kadın itaat eder
"dayak ve aldatma bana göre boşanma sebebi değil. türkiye’deki kadınların yüzde 80’i dilinden dayak yiyor. yatak odasında mutlu olmayan kadın, her durumda problemlidir. muhafazakâr kesimde kadın evde daha süslü, daha şık. ailede mutluluğun sağlanmasının bazı şartları var. kadın kocasına itaat etmeli. erkek de karısına allah'ın emaneti olarak davranmalı."
--alıntı--

------------------
öneri editi: harem meraklısı adamlar ya da kuma meraklısı kadınlar tarafından eksileniyorum.
beni eksilemek yerine bir araya toplanın hepiniz, gül gibi geçinir gidersiniz...
özgür bir toplumda yaşıyorsak, her konu gibi tartışılması olağan konudur.
toplumu baskıcı bir şekilde, sırf ateistlerin görüşlerine göre düzenlemek zorunda değiliz sonuçta. dimi ama ?
aklını erkeğin cinselliği ile bozmuş, kendinden, kadınlığından, anneliğinden, gururundan geçtim, "insanlığından" vazgeçen bir canlıdır.

nasıl bir gurur bu anlamış değilim?

eşinizin "diğer eşlerinden birisi" ile vakit geçirdiğini bildiğiniz anlarda, nasıl bir sabırdır bu?

nasıl bir anneliktir ve nasıl bir vicdandır ki babalarının yaptığı bu şerefsizliği destekliyorsunuz?

bu kadar mı sıfırı tükettiniz? bu kadar mı vazgeçtiniz varolmaktan? edep? ahlak? vicdan? mahrem? bu kavramlar bile mi bitti aklınızda?

hadi diyelim unuttunuz bu kavramları... yok mu o taptığınız "din büyüklerinizin" kitaplarında?

en başta kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. derdini, derdinizi, etrafındaki insanların dertlerini gel anlat, düşün, çözüm bul, çabala milletin için denildi. bu avrupa'da ileri gelen devletlerden bile çoook önceydi.

kadınların okuması için çabalandı. şükür ki o işi hallettik. şimdi büyük bir çoğunluğu okuyor.

kadın çalışsın denildi. en başta sosyal hayatta varolma çabası içindeki kadınlar hiç hoş karşılanmadı. ama sonra bu da başarıldı. kadın kendi ayakları üzerinde durmayı öğrendi. büyük bir çoğunluğu kendi parasını kazanıyor artık.

kadınlar annedir dedik, kız kardeştir dedik, hayatınızı, evinizi, yatağınızı paylaştığınız eşinizdir dedik. saygı duyun, sözüne kulak verin, onların gönlünü hoş tutun, onlara değer verin dedik. hala kadına karşı şiddet, kadın cinayetleri ya da tacizler söz konusu ama yine de büyük bir çoğunluğa derdimizi anlatabildik.

sonradan türban mevzuu çıktı karşımıza. etmeyin, eylemeyin dedik, bu kadar basite indirgemeyin namus kavramını, bu kadar kolay değil dedik, o olmadı, ona ikna edemedik.

ama şimdi kadının sosyal statüsü ile ilgili başarılanlara ya da anlatamadıklarımıza bakıyorum da, ne kadar içi dolu gözüken, ne kadar anlamlı, ne kadar kavgaya değer konulardı. kadındı konu. onun hayatıydı, onun saygınlığı, onun haklarıydı...

ama şimdi erkeklere harem kurma hakkı savunuluyor. üstelik bir kadın tarafından!
yazık, çok yazık...
haklı olan müslüman kadındır. zira nisa 34. ayette şöyle der : "...itaatsizliklerinden korktuğunuz ise nasihat ediniz.Ve yataklarında yalnız bırakınız.Ve onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli'dir, Kebîr'dir." bu ve buna benzer ayetlerden de anlaşılacağı üzere kadın ve erkek eşittir demek islamiyete göre doğru değildir.

inandığı dine göre sonuna kadar haklı olan kadındır. kuran'da erkeğin şahitliği kadına üstün tutulmuştur. kuran-ı kerim'de erkeğe 4 kadınla evlenme hakkı tanınmıştır. üresin hanım ablamızda tam olarak kuran-ı kerimin öğretilerini savunmaktadır. inandığı dinin gereğinin bu olduğuna inanmamdan dolayı saygı duyuyorum kendisine. üresin hanım ablamıza karşı gelmek allah'a karşı gelmek, muhammed'in sözlerini inkar etmektir. buna karşı gelmek müslüman olmamak demektir. üresin hanım ablamızın dayandığı ayetlerle ilgili objektif bir bakış açısıyla yazdım.

şahsi fikrim ise ; evrensel olduğunu iddia eden bir din için bu kadarının çok fazla olduğunu düşünüyorum.
akla üç şık geliyor, ya kendisi evli bir adama göz koymuş ona giden yolu yasal olarak açmaya çalışıyor. hem de kendince kurnazca, maldan mülkten pay, toplum nazarında itibar istiyor.
ya da kendisi aldatılmış kocası tarafından boşanmadan, paradan puldan olmadan bu rezil durum yasallaşsın istiyor.
ya da kalmış ortada ben ikinci olmaya razıyım mesajı veriyor.
her durumda, bir kadın bu kafadaysa ve bir erkek aldatıyorsa haktır. ama aldatmayla bile çekilmez böyleleri. acı meyvenin şekere batırılsa da yenmemesi gibi.
anlaması gereken bu hatunun, bir kadına öncelikle karakter, sonra da ekmeğini gerekiyorsa namusuyla taştan çıkarmanın gerekli olduğu.
sen bu kafayla ortadasın zaten, kaçıncı eş olursan ol.
beş yüzyıl önce padişah eşlerinin bile kabullenmekte zorlandığı bir şey bugün sana niye bu kadar sevimli geliyor.
önce kendini sev, sonra da varsa karşındaki adamı ve sor kendine, insan gerçekten sevse erkeğini paylaşmaya bu kadar gönüllü olur mu?
önce karakter, onur sahibi ol ki, sevesin ve sev ki sevdiğini paylaşmanın ne kadar zor olduğunu öğrenesin, cümlesi akla geliyor son olarak da.
rahşan gülşan'ın harika cevabını fazlasıyla hakeden beyinsiz kadın kişisi:

--alıntı--
kadınlara da çok eşlilik öneriyor musun sibel’ciğim?
rahşan gülşan yazdı...
25 mayıs 2011 çarşamba, 10:00:33

dünün en çok konuşulan haberi habertürk’ün sürmanşetindeki “muhafazakâr” aile danışmanı sibel üresin’in söyledikleriydi. üresin şöyle diyordu: “erkek, bir başkasıyla imam nikâhı yapacağı zaman karısından izin almak zorunda değil. 4’üncü kadına kadar imam nikâhıyla evlenebilir. ancak 2., 3. ve 4. eşler suiistimal ediliyor. ‘boş ol’ dendiği zaman kadın ortada kalıyor. bu nedenle çokeşlilik yasalaşmalı. yasanın çıkması demek, erkeğin mal varlığına ortak gelmesi demek. çokeşlilik dinimizde var. herkes yapamaz ama yapana ‘niye yaptın?’ diyemezsiniz, şirke girer. kuran’da var.” “zengin, kariyerli, parası olan ve cinsel gücü fazla olan erkek çokeşliliği seçebiliyor. hiçbir kadın fakir bir adamın ikinci karısı olmaz. erkek, daha cilveli, daha çok gülen, cinsel anlamda kendisini mutlu eden kadına koşuyor. erkek olsam, çokeşli olurdum.”

çirkinleşmemeye çalışıyorum ama...
çok çirkin şeyler yazmamak için kendimi çok zor tutuyorum. ama bir yandan muhafazakâr bir kadının hayata nasıl baktığının ipuçlarını da çıkarıyorum bu açıklamalardan. mesela bu sözlerde sürekli maddi durum ve cinsel performans göndermeleri var. demek ki zengin ve yatakta yüksek iktidara sahip erkek makbul bu hanımefendi için. sözleri arasında sevgi, aşk, mutluluk gibi kelimelerin yer almıyor olması çok ilginç. “her şey mal mülk, her şey para pul, dostlukmuş sevgiymiş ara bul” şarkısını mırıldanıyorum ve şaşkınlığımı bir türlü üzerimden atamıyorum. empati yapmaya, bu kadının nasıl bir kültürde yaşadığını, nasıl bir baskı altında kaldığını ve erkeklerin dünyada cenneti yaşamak için kurdukları derme çatma düzeni nasıl böylesine içselleştirebildiğini anlamaya çalışıyorum. sevdiğinin sırayla her gece başka bir kadının kucağında uyumasının onu hiç mi sarsmayacağını düşünüyorum. ama hemen aklıma yine şarkı geliyor sinsice: “her şey mal mülk...” cingöz gülüşü ile kelimelerini seçmeye çalışmadan yaptığı açıklamalarını acaba kadınlar için de öngörüyor mu diye düşünüyorum. sevgili sibel, bilmem hatırlar mısın üzerinde yaşadığım ülkenin adı türkiye cumhuriyeti. içinde islam dinine bir gönderme yok. bir de nezih, sizin başakşehir gibi bol aktiviteli bir anayasamız var. onun bir de 10. maddesi var. üşenmedim koydum bak buraya. e bizimki hizmet yarışı:) o madde şöyle diyor:

madde 10 - herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

sana aşk dilerim en hesapsızından
yani senin önerdiğin şey yasalaşırsa kadınlar -allah’a şükürler olsun ki erkeklerle yasalar karşısında eşit olduğu için onlar da aynı anda birden çok erkekle evlenebilecek. üstelik bilirsin kadınların iktidar, mal mülk sahibi olma gibi şartları aranmaz erkekler tarafından. buna hazır mısın sevgili yaşam koçu? yoksa senin önerdiğin düzen bu yönetim şekli için geçerli değil mi? kadınları “evli erkeklerle birlikte olmayın, kendinizi kullandırtmayın, hem kendinizin hem de başka kadınların canını yakmayın yaktırmayın, resmi nikâh olmadan evlenmeyi kabul etmeyin, çok canınız yanar bacılarım” diyerek doğru yola çağıracağın yerde kalkıp ‘biz evli erkeklerle takılmak istiyoruz, evli erkekler dünden razı ama düzen değişsin biz de ayrılınca üç beş kuruş yolumuzu bulalım’ diyorsan bu hiç de muhafazakâr olmayan benim gibi kadınların ahlâk anlayışına sığmaz! sana tez zamanda başkalarıyla paylaşmak istemeyeceğin, aşkından delireceğin ve ona yılışanların gözlerini oymak isteyeceğin, maddi durumunun umurunda olmayacağı, iktidar sıkıntısı yaşadığında ‘olur öyle canım sevgilim, ben sana sarılır uyurum’ diyeceğin bir aşk dilerim cenab-ı hakk’tan!

ama dayak konusu çok başkaa!
sibel üresin’in her biri ayrı acayip açıklamalarında bir bölüm var ki, ‘erkeklere çokeşlilik yasal olsun’ demesinden çok daha ayıp, çok daha acımasızca. kendileri şöyle buyurmuş: “dayak ve aldatma bana göre boşanma sebebi değil. türkiye’deki kadınların yüzde 80’i dilinden dayak yiyor. yatak odasında mutlu olmayan kadın, her durumda problemlidir. muhafazakâr kesimde kadın evde daha süslü, daha şık. ailede mutluluğun sağlanmasının bazı şartları var. kadın kocasına itaat etmeli. erkek de karısına allah’ın emaneti olarak davranmalı.” işte muhafazakâr kesimin bu bakışı beni çok üzüyor. çok gaddarca buluyorum bu bakış açısını. kadın her şeyi sineye çeksin, itaat etsin, dayağını yesin sonra süslensin püslensin köşesinde otursun anlayışı bu ülkenin en ciddi sıkıntılarından biri. ayşe paşalı meselesinde muhafazakârların çok sesinin çıkmaması da bundan, polisin aile içi şiddete can alıcı darbeyi indirememesinin de sebebi bundan! sibel sen hiç evlendin mi, eşinden veya sevgilinden dayak yedin mi ya da aldatıldın mı bilemem ama bak seninle bir maddesini paylaştığım anayasa ve türk ceza kanunu yasaları kadınların duygusal ve fiziki şiddet karşısında haklarını aramalarına imkân verecek maddelerle dolu. dayak da aldatılmak da kader değil. hepimizin insanca, eşit ve gururumuzdan, özgüvenimizden, haysiyetimizden ödün vermeden yaşama haklarımız yasalarla koruma altında. bu haklar çok zor kazanıldı. şimdi iktidarlı bol paralı erkeklerin 2. 3. numarası olmak adına bu kazanımlardan feragat etmeyin! bizim mahallede zaten etmiyoruz ama sizin mahalle bize öyle uzaktan bakarsa eski günlerdeki gibi alınıp satılmalarımız sıradanlaşır. çok canımız yanar. bunun sorumluluğunu almaya hazır mısın sibel?
--alıntı--
müslüman kesimin genel mantalitesini ortaya koyan kadındır.
gerekçesi ise çarpık ilişkilerin önlenmesiymiş. bu hanıma göre bir adam aynı evde yaşayan dört kadını sırayla dolaşacak, bu kadınlar ve adam aynı sofrada yemek yiyecek, aynı yaşam alanlarında bir arada olacak ve bu sağlıklı bir ilişki olacak. neyin kafasıdır bu anlamak mümkün değil.

bu konuda takdir edilecek tek şey bu sözleri sarfeden kadının cesareti. nitekim yıllarca "islam aslında tek eş önerir" diye kuran'da yazan ayetleri kendilerince hümanistleştiren, "iyi de senin peygamberinin 39 eşi ne olacak" dendiğinde error veren, ama gizli "imam nikahlı" eşleri olan müslüman kesimin zihniyetini gösterdiği için öncelikle müslümanlar tarafından lince uğramıştır zaten.

ironik olansa çevresine bu tarz bir sağlıklı ilişkiler öneren bu kimselerin batı toplumlarını "kadını cinsel obje olarak görmek"le suçlamaları. seviye yerlerde.
kadın grup seksten yana.
çok eşililiği savunan yüzüne ıslak tuvalet terliği yiyesi danışmandır.
başta kadın olduğunu sandım. ama bu bildiğin kadıncık.
önce kendine saygısı olmalı bir insanın efendim.
kızmamak gerek. Şeriatı savunan onca beyinsiz kadının istediği budur.. Bırakın grubun kralını yapsınlar. Sonra da gelip bize ahlak zabıtalığında kök söktürsünler...
eşiyle konuşmak lazımdır.
erkekle kadın eşitliği olan bir ülkede yaşıyorsak kadına da verilmesi gereken haktır. evet dinde yok ama zaten biz de dinle yönetilmiyoruz, yani yönetilmiyorduk hatırladığım kadarıyla.
ilkokulda maçlarda yapılan faullerin verilmeme sebebini düşünür.

(bkz: adamın devam ediyor faul yok)**
4 eşe karşı olup 100 kadınla birlikte olmakla övünen tipler var, yok mu?
islamın her kaidesine karşılar,
her şey i konuşabilirler, çok aydın bireyler kendileri ama islamın esasları konu olunca, asla konuşmazlar, dinlemezler, düşünmezler.
demokrasi istiyorsanız batmaması gereken konudur. ki kadının yazsının tamamını okuyan yok hadi var diyelim anlayan yok. kadın hali hazırda dindar kesimde bunu zaten yapanlar var ama diğer kadınların hakları yok diyor. ki haklı. bu durumun ortadan kalkması için nikaha evet denmeli. bizim ülkenin tatlı su ateistleri ve sözde ilericileri ise hayatı gangbang görüyor sadece. ateist ve ilerici kesimde çok eşliler yok mu? karısından başka metres tutan yok mu? ataköy bir ara bu işe hizmet ediyordu. garsoniyer açılıp metresler orada tutulurdu. şimdi aynısı ikitelli taraflarındaki çok katlılarda yapılıyor. ya da kocasını boynuzlayan kadın yok mu?
siki itinayla kesilip münasip bir yerine sokulası insan türü.
kadınlığından, utanması gereken kişidir.
eşi kendini tatmin etmeyen danışmandır.
bu devirde bir tanesine baktıkta ikincisine mi bakacağız sorusu sorulması gerekir aslında.
maymun iştahlı olan, insani özellikleri tam anlamıyla bünyesinde barındıramayan yavşak kimsedir.
yasal olsun.sibel de üresin, onlar da üresin.