bugün

görsel
Türkiye'de varlığını yitirmekten ziyade hiç varolmamış haklar bütünüdür.

Birincisi turkiye'de çocuk sahibi olmak düşünülüp karar verilen bir şey değildir. Insanlar genelde "bakın kısır değilim" havasında çocuk yaparlar zaten yapmazlarsa halk "olmuyor mu" diye yüzsüzce özel hayatlarına karışarak baskı yapar.

Sonra -18 bireylere cinsiyet farketmeksizin cinsel tatmin objesi olarak bakılması kimsenin tuhafına gitmez bu ülkede mesela.
Liselerin önü full yetişkin sapık doludur ve kimse müdahale etmez.
Sübyancılığa ceza neredeyse yoktur.

Ebeveyn şiddeti de aynı şekilde eğitim sanılır.
Bir çocuk aileye laf getirirse (yaşı farketmez) ulu orta babası tarafından ağzının burnunun dağıtılması olması gerekendir yoksa halk baskı yapar zaten.

Ama sırf baskı ve siddetten ibaret ebeveyn/çocuk ilişkisi.
Eğitime önem verilmez, çocuğun gelişimine önem verilmez.

Zaten bu ülkede insana değer verilmez.

Mantık ve bilimin önemi yoktur, varsa yoksa arap mantalitesinin eseri sosyal baskı ve buna dayalı şiddet, cinayet.

Ve o çocuklar büyüyünce kendileri de aynısı yaparlar zaten.

Kanserli hücre gibi çoğalıp, aile milletin hücresi olduğu için ülkeyi içten çökertirler.
Turkiye'de varligini tamamen yitirmis kavram. Cocuk evlilikleri, istismarlar bunlara gelmeden once;

- okul eziyeti
- sorumsuz ebeveynler
- alansizlik (oyun veya egitim)

Cocuklarin baslica sorunlari. Evde egitim vermeye usenen ebeveynlerin 6 yasina gelse de gunde 8-9 saat rahat etsek kafasi. Sinavlar, bitmek bilmeyen yol cileleri.

Bunlar cocuk unutmayin... Ebeveyn oldugunuzda kendi sikintilarinizi hatirlayin.
en değerli çocuk hakkı büyüklerin çocuğun anlattıklarını dinlemesidir. doğru yada yanlış anlamlı yada anlamsız. çocuk ne anlatırsa dinleyin susturmayin.
bir ideolojiyi savunan kim olursa olsun kendi hakkı için sokaklara çıkabiliyor kendi hakkını savunabiliyor.(feminist,sosyalist,faşist vs) ama hiç bir çocuk kendi hakkı için sokağa çıkamıyor. çünkü bunun bilincinde değil. bilincine vardığı zaman zaten artık çocuk olmadığı için savunamıyor. gündüz vassafın bunun üzerine yazısı okunursa bu dediklerim anlaşılabilir.
an itibariyle hakkında makale yazmakla cebelleştiğim ebeme atlayan, daha çok uluslararası hukukun bir alt dalı.
hakkında hep bahsedilen ama iş uygulamaya gelince hiçbir yetişkin tarafından hatırlanmayan önemli haklardır.
yetişkinlerin, yetişememesinin en önemli sebebi çocuk haklarının hiçe sayılmasıdır.
sonuç olarak, insan hakları evrensel beyannamesinin, başlangıç metninin çocuk haklarını içerecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekir.
çocuk hakları ihlal edilen bireylerin toplumunda insan haklarından bahsetmeniz abesle iştigaldir.
Çocuk haklarının korunmasına dair uluslararası bir sözleşme olup Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından "20 Kasım 1989" tarihinde kabul edilmiştir.

Çocuk Hakları sözleşmesinin Tam Metni için: (bkz: http://www.unicef.org/turkey/crc/_cr23b.html)
ÇOCUK HAKLARININ TARiHÇESi

Çocuk hakları ile ilgili gelişmeler 1800'lü yılların başlarında yetiştirme yurtlarındaki uygulamalarla başlamıştır. 20. yy'nin başlarından itibaren çocuk haklarının yetişkin haklarından farklı olarak algılanması gerektiği düşüncesi yaygınlaşmaya başlamıştır.

Bu düşünceyle hazırlanan Çocuk Hakları Bildirgesi 1924 yılında Birleşmiş Milletler (League of Nations) tarafından kabul edilmiştir. Daha sonra 1959 ve 1989 yıllarında olmak üzere iki kez yenilenmiştir. Birleşmiş Milletler sürekli yaptığı çalışmalarla çocuk haklarını temel ilkeler ve standart kurallara bağlamaya çalışmaktadır.

Birleşmiş Milletlerin çocuk hakları sözleşmesinin kökeni Çocukları Koruma derneğinin kurucusu Eglantyne Jebb'in çocuk haklarının beş temel ilkesini ortaya attığı 1923 yılına kadar dayanır. Daha sonra bu ilkeler Birleşmiş Milletler tarafından 1924 yılında kabul edilmiş ve Cenova Sözleşmesi olarak tanınmıştır.

II. Dünya Savaşını takiben Birleşmiş Milletler insan hakları üzerine daha çok yoğunlaşmış ve 1948 yılında insan Hakları Bildirgesi'ni yayınlamıştır. Bu bildirgede çocuk haklarına değinilmişse de bunlar yetersiz görülmüş ve 1959 yılında BM bu sefer çocuk haklarına özel bir bildirge yayınlamıştır. On temel maddeden oluşan bu sözleşme yalnızca çocuk haklarının genel bir çerçevesini çizmekteydi.

Bundan tam 30 yıl sonra 1989 yılında, Birleşmiş Milletler önceki sözleşmeyi yenilemiş ve bunu 54 maddeye çıkararak genişletmiştir. Ayrıca üye ülkelerin sözleşmeyi imzalamasıyla bu sözleşme uluslararası bir yasa haline gelmiştir.

ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESiNiN TEMEL iLKELERi

Çocuk Hakları Sözleşmesine göre:

* Çocukları ilgilendiren konularda alınan kararlar, yapılan kanunlar ve devlet tarafından yapılan uygulamalar mutlak olarak çocukların yararları ve çıkarları dikkate alınarak yapılmalıdır.
* Çocuklar ve ailelerinin din, dil, ırk politik düşünce gibi ayrıcı özelliklerine bakılmaksızın sözü edilen bu haklara eşit olarak sahiptirler.
* Çocuklar kendileri ile ilgili görüş ve düşüncelerini her şekilde özgürce açıklama hakkına sahiptirler.

Bu ilkelere dayanarak hazırlanan sözleşmenin ana maddeleri aşağıdadır:

* Çocuğun Tanımı (Madde 1): 18 Yaşı altındaki herkes çocuk olarak tanımlanır.
* Eşitlik ilkesi (Madde 2): Bu bildirge çocukların ırk, dil, din gibi diğer ayırıcı özelliklerine bakılmaksızın, hepsine eşit olarak uygulanır.
* Çocukların Yararlarını Gözetme (Madde 3): Aileler çocukların yararlarını ön planda dikkate alarak karar vermelidir.
* Yaşam Hakkı (Madde 6): Çocukların sağlıklı yaşam hakkı vardır ve bu hak devlet tarafından güvence altındadır.
* Çocukların Düşünce Ve Görüşlerine Değer Verilmesi (Madde 12): Aileler çocukları ile ilgili sürekli karar almaktadırlar. Ancak bu kararları alırken çocuklarının düşüncelerini de dikkate almalıdırlar. Bu, çocukların ebeveynlerine istedikleri her şeyi yaptırmaların anlamına gelmemelidir. Ancak çocuklarında kendi görüşlerini özgürce açıklama hakları da olmalıdır.

Çocuk Hakları Sözleşmesi Türkiye tarafından imzalanmış ve onaylanmıştır. Şu anda Amerika Birleşik Devletleri ve Somali dışındaki bütün dünya ülkeleri tarafından onaylanmıştır. Daha sonra Birleşmiş Milletler bu sözleşmeye ek olarak çocuk ticareti ve asker çocuk konularıyla ilgili isteğe bağlı iki protokol yayınlamıştır. Bu iki protokol şu anda isteyen üye ülkeler tarafından onaylanmaktadır. Henüz bütün ülkeler tarafından onaylanmamıştır.

Çocuk Hakları Sözleşmesinin en iyi şekilde uygulanabilmesi için Birleşmiş Milletler tarafından bu üye ülkelerdeki çocuk hakları ile ilgili gelişmeleri takip etmek için Çocuk Hakları Komitesi kurulmuştur.


ÇOCUK HAKLARI

Çocukların erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi 20 Kasım 1959'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda "Çocuk Hakları Bildirgesi" ile kabul edilmiştir. On ilkeden oluşan bu bildirge aşağıdaki gibidir:

1. ilke :Tüm dünya çocukları bu bildirgedeki haklardan din, dil, ırk, renk, cinsiyet, milliyet, mülkiyet, siyasi, sosyal sınıf ayırımı yapılmaksızın yararlanmalıdır.
2. ilke : Çocuklar özel olarak korunmalı, yasa ve gerekli kurumların yardımı ile fiziksel, zihinsel, ahlaki, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı normal koşullar altında özgür ve onurunun zedelenmeyecek şekilde yetişmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda çocuğun en yüksek çıkarları gözetilmelidir.
3. ilke : Her çocuğun doğduğu anda bir adı ve bir devletin vatandaşı olma hakkı vardır.
4. ilke : Çocuklar sosyal güvenlikten yararlanmalı, sağlıklı bir biçimde büyümesi için kendisine ve annesine doğum öncesi ve sonrası özel bakım ve korunma sağlanmalıdır. Çocuklara yeterli beslenme, barınma, dinlenme, oyun olanakları ile gerekli tıbbi bakım sağlanmalıdır.
5. ilke : Fiziksel, zihinsel ya da sosyal bakımdan özürlü çocuğa gerekli tedavi, eğitim ve bakım sağlanmalıdır.
6. ilke : Çocuğun kişiliğini geliştirmesi için anlayış ve sevgiye gereksinimi vardır. Anne ve babasının bakımı ve sorumluluğu altında her durumda bir sevgi ve güvenlik ortamında yetişmelidir. Küçük yaşlarda çocuğu annesinden ayırmamak için bütün olanaklar kullanılmalıdır. Ailesi ve yeterli maddi desteği olmayan çocuklara özel bakım sağlamak toplumun ve kurumların görevidir. Çocuk sayısı fazla olan ailelere devlet yardımı yapılmalıdır.
7. ilke : Genel kültür ve yeteneklerini, bireysel karar verme gücü, ahlaki ve toplumsal sorumluluğu geliştirecek ve topluma yararlı bir üye olmasını sağlayacak eğitim hakkı verilmelidir. Bu eğitimde sorumluluk önce ailenin olmalıdır. Eğitimin ilk aşamaları parasız ve zorunlu olmalıdır.
8. ilke : Çocuk her koşulda koruma ve kurtarma olanaklarından ilk yararlananlar arasında olmalıdır.
9. ilke : Çocuklar her türlü istismar, ihmal, ve sömürüye karşı korunmalı ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamalıdır. Çocuk uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmayacak, sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmayacak ve izin verilmeyecektir.
10. ilke : Çocuk ırk, din ya da başka bir ayrımcılığı teşvik eden uygulamalardan korunacaktır. Anlayış, hoşgörü, insanlar arası dostluk, barış ve evrensel kardeşlik ortamında enerji ve yeteneklerini diğer insanların hizmetine sunulması gerektiği bilinciyle yetiştirilmelidir.

ÇOCUK HAKLARI iLE iLGiLi ÖZEL KONULAR

Çocuk işçiliği: Küçük çocukların çalıştırılması az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sıkça görülen bir sorundur.

Çocuk Ticareti (Fuhuş): Dünyada 1 milyon çocuğun sex ticareti (çoğu kız çocuğu olmasına karşın erkek çocukların sayısıda epey fazla) için kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Çocuk Askerler: Dünyada 300,000 civarında çocuğun askeri çatışmalar içinde olduğu sanılmaktadır .
alıntı: çocuk hakları.net
Biz büyüdük ve kirlendi mi dünya? Peki ya halihazırda büyümekte olanlar, yani çocuklar? Onlara sahip çıkmak bizim görevimiz değil mi?

Çağımızda meydana gelen savaş, doğal afetler, açlık ve sefaletten en çok çocukların etkilendiği ve savunmasız kaldığı dünyamızda, çocukların da hakları olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Ayrıca güncel sosyal yaşantımızda, vahşete kadar varan çocuk istismar ve tacizlerine karşı ne kadar bilgili ve ne kadar ilgiliyiz?

En son 17 aylık bebeğe yapılan tecavüz haberleriyle bu konunun varlığı ve ciddiyeti gündemimize geldi. Geleceğimizin umut ışığı ve masumiyetin sembolü olan çocuklarımızın geleceği üzerine hep dikkat çekilirken, onların bu gününün nasıl olduğu konusunu gözardı mı ediyoruz acaba?

Istirmara uğrayan ve yardıma muhtaç çocuklar için gönüllü olarak kurulan eden 0216 450 54 54 numaralı Alo ihbar hattı bu konudaki en önemli destek çalışmalarından birisi. Türkiye genelinden 24 saat çağrı kabul eden 0216 450 54 54 numaralı Alo imdat&; hattının ucunda, çoğunluğu hukuk, tıp ve psikoloji öğrenimi gören 18 genç var. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Polatın gözetiminde 3 haftalık bir eğitim aldıktan sonra göreve başlayan ekip, 3 vardiya halinde çalışıyor ve kesintisizi olarak telefonlara cevap veriyor. istismara konu olan durumlarla ilgili ihbar kabul edip, vakaları gerekli yerlere bildiriyorlar. Bir de çocuklarla ilgili projelerde kullanılacak bir veri tabanı oluşmasını sağlamak için ihbarları kayda geçiriliyor. ihtiyaç duyacakları tüm bilgiler kurulan bilgisayarlı sistemde mevcut. Proje başlamadan önce Türkiye genelinde ulaşmaları gereken tüm çocuk polisi ve sosyal hizmet kurumlarının haritası çıkarıldığı için telefonları yönlendirmekte de sıkıntı çekmiyorlar.

Alo ihbar hattı çocuklara yönelik istismarı konu edinse de şimdilik arayanların tamamı yetişkin. Gönüllü gençler, çocukların aramaya başlamasının projenin başarısının ispatlayacağı görüşünde.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun (SHÇEK) 183 numaralı telefon hattı da aynı kaygının ürünü. Ancak zamanla sadece mesai saatleri içinde çağrı kabul eder hale gelmiş durumda.

Çocuk haklarının korunmasına yönelik olarak uluslararası düzeyde yürütülen çabalardan en önemlisi, Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi dir. Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilerek 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe konulmuştur. Anlaşmaya göre devletler bu haklara saygı göstereceklerini imza koyarak kabul etmektedirler. Çocuk Hakları Söz[eşmesi halen var olan en geniş uluslararası kabul görmüş ve katılımlı sözleşmedir .

Genel olarak bu yasa uyarınca, 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır. Taraf devletler, sözleşmede yazılı olan hakları her çocuğa, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler. Taraf devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler. Çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir. Bu hak, ülke sınırlarına bağlı olmaksızın; yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde veya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haber ve düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir

191 ülkenin imzalayarak kabul ettiği ve kanunlarında düzenlemeler yaparak uygulamaya geçirdi bu sözleşme 3 ana bölüm ve 54 maddeden oluşuyor.

Uluslararası bildirgeler incelendiğinde çocuk istismarı ve ihmali olayına yer veren hukuki bağlayıcılığa sahip bir belgenin 1989 tarihine kadar varolmadığı görülmektedir.Temel iki kavramın önemi özellikle bu sözleşmeden sonra ortaya çıkmıştır:

1 -Çocuğun birey olarak var olduğu ve haklarının bulunduğu,
2- Çocuğun yararları ilkesinin temel ilke olarak değerlendirilmesi gerekliliği,

Çocuk Haklarını şu alt başlıklarda incelemek mümkündür.

1- Refah Hakları: Bu haklar bütün çocukların beslenme. tıbbi hizmet ve barınma ve eğitim gereksinimlerini Sağlar.

2 Korumacı Haklar: Çocukları yetersiz ilgiden. ev içindeki ihmal, fiziksel ya da duygusal istismardan ya da başka herhangi bir tehlikeden koruyacak haklarla ilgilidir. Korumacı hakların, çocukları yetişkinlere bağımlı kıldığın, ve özerkliklerini yok ettiği için e!eştiren kimi çocuk hakları savunucuları, korumacı hakların tanımlanması ve uygulanmasında çok hassas olmak gerektiğini ileri sürmektedirler.

3-Yetişkin Hakları: Aynı anda yetişkinlerin tek başlarına sahip oldukları haklara. çocukların da sahip olmalar, gerektiğini söylemektedir. Bu istek yaşın, ayrıcalık vermek ya da yadsımak için keyfi ve akıl dışı bir denektaşı olduğu görüşüne dayanmaktadır. Bu yetişkin haklarını genç insanlara tanımak, onların bu önemli alanlardaki özerkliklerini ve bağımsızlıklarını arttıracaktır.

4-Ana-Baba/ara karşı Haklar: Çocukların reşitlik yaşına ulaşmadan önce, ana-babaları karşısında daha fazla bağımsızlık sahibi olmaları gerektiğini ifade eder. Yetişkin hakları gibi bu hakların amacı da çocukları korumak değil. kişisel özelliklerini artırmaktır.


Türkiye, sözleşmeyi 14 Eylül 1990 tarihinde imzalamıştır. imza sürecinde de Sözleşmenin çekince sürülmesine izin verilen bazı maddelerine çekince koymuştur. Türkiye sözleşmeyi imzası sırasındaki çekince bildiriminde, sözleşmenin 17, 29 ve 30. maddelerini T.C. Anayasası ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşmasının ifade ve ruhuna uygun olarak yorumlayıp, uygulama hakkını saklı tuttuğunu ifade etmiştir. Çekince sürülen bu maddelerde, etnik azınlık” ve yerli halkdan olan çocukların konuşma dillerini, televizyon ve radyo gibi kitle iletişimi araçları ile okullarda kullanmaları öngörülmüştür. (5,1)

Bundan sonraki dönemde de Türkiye sözleşmenin hükümleri ışığında iç hukuk normlarını gözden geçirerek, sözleşmeyle çelişen hükümleri saptayarak gerekli değişiklikleri yapmak durumunda ve yükümlülüğündedir. Turk ceza kanununda da bu yönde gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

http://www.derki.com/mambo/content/view/736/58/