bugün

akp faşizminin son hedefi... durmak yok zulme devam.
akp'li olmadıkları için hunharca büroları basılan dernek.

akp'li hukuk yaratmada 1 adım daha atılıyor.
mevcut faşizimin son uğrağı.

faşizm yine şaşıracak.
alnı ak avukatlar derneğidir.
polisin, arkasında hiç kimsesi olmadığı için rahatça gözaltında öldürdüğü nijeryalı festus okeyin hakkını aramışlardır.
hrant dink'in hakkını aramışlardır.
dışlananların, ezilenlerin, solcu gençlerin, parası olmayanların, işçilerin ücretsiz avukatlığını yapmışlardır.
suçları budur.
yarın hrant dink'in ölüm yıldönümü olması, ve bu davayı araştıran ve özellikle ilgilenen bu avukatların da bugün gözaltına alınması ayrıca zamanlama açısından manidardır.
sivil darbenin yeni gözdesi olan dernektir. ve şu an oldukça traji komik olaylar da yaşanmaktadır. buna en güzel örnek hiçbir ön hazırlığı olmayan, soruları emniyetten alan savcı grubunun sorgulaması sırasında yaşanmıştır. bu kısımdan sonrasını direkt ilk ağızdan alıntı yapsam çok daha anlaşılır olacak...

"Bazı savcılar önlerine konulmuş soruları sorarken ne kadar saçma olduğunu fark edip 'neyse geçelim bunu' dedikleri oldu. Bunlardan biri avukat arkadaşımız Şükriye Erden'in sorgusunda yaşandı. Savcı Şükriye Erden ile bir müvekkili arasında geçen telefon görüşmesinin tapesini okuyor, soru en sonda. Müvekkil Erden'in bürosuna avukatlık ücretini yatırmış ve telefonda şöyle diyor: 'Şükriye hanım emaneti bıraktım.' Şükriye hanım bu sözden rahatsız oluyor, 'yani parayı mı bıraktın' diye üsteliyor. Müvekkili kendinden çok emin, 'Boşver emanet işte' diye konuşmayı sürdürünce, Şükriye hanım sözünü kesip, 'bak' diyor: 'Bir gün bu konuşma salak bir savcının önüne gelir, beni suçlayabileceği bir delil bulduğunu sanarak telefonda bahsi geçen emanet nedir diye sorar.' Savcı, tapenin saçmalığını okurken fark etti ve 'neyse bunu da geçelim' diyerek sorusunu sormaktan vazgeçti."

yine anlaşılacağı gibi bir ton saçmalık, boş atıp dolu tutma çabaları. hadi emniyetteki bu işi örgütleyenlerin zihin geriliğini anladık. gerek balyoz gerek ergenekon ve hiçbir sonuca ulaşmıyacağı belli olup birleştirilen diğer davalar da olmak üzere. ama bu savcılar niye bu durumda. bu neyin korkusu, neyin hırsı. ama bekliyorum ki gün elecek o dış güçler dediğimiz, hükümetten sıkılıp, bu şekilde iç örgütsel eminiyeti, savcılara yedirtecek. ki bunun sinyalini daha önceden aba altından sopa gösterir bir biçimde yapmıştı. şimdi niye yapmasın...
amerikan mandacısı genç sivillere çok batan dernek.

akp hükümetinin muhalif hareketlere karşı olmasından payını almış faşist bir saldırıyla avukatları tutuklanmıştır.
terörist eniklerinin son sevdası.
ne güzel bir danıştay baskını mı dersin, artık başkasına suikast mı dersin ne güzel işler yapacaklardı darbe ortamı yaratacaklardı. yazık oldu yıllarca yapılan planlar bir taraflarında patladı.

ne kadar çağdaşmış bunlar? 11-15 çelik kapı arkasında sahte kimliklerle gizli belgelerle hangi kuruma gireceklerdide hangi terör örgütünün köpekliğini yapacaklardı? kime sıkacaklardı ? faşizm i aynaya bak görürsün ergen terörist seni. " benim istediğim parti olacak yoksa yakarım ortalığı" mantığından ala faşizm mi olur ezik. böyle oturturlar adamı.
şöyle bir açıklama yapmışlardır.

--spoiler--
1- Barikat fotoğrafı yayınlıyorsanız kimsenin yüzünün görünmediğinden emin olun.

2- Polis şiddetini kanıtlamaya çalışıyorsanız kask numarasının ya da yüzünün görünmesi için çaba gösterin.

3- Yaralanırsanız, gazdan kötü etkilenirseniz hastaneye gidin ve ısrarla sağlık raporu isteyin.

4- Gözaltına alınırsanız 444 52 71 arayın, hiçbir şeye imza atmayın, avukatınız gelene kadar ifade vermeyin, gelen avukatın kimliğini kontrol edin. Polis zorla bir şeyler imzalatırsa savcılıkta ifadenizi reddetme hakkınız olduğunu unutmayın.

5- Parkta kalmış olan eşyalarınızın içindeki telefon ya da kimlik bilgilerinizden size ulaşılırsa, eşyaların tamamının sizin olduğundan emin olun, telefonunuzdaki arama ve mesajları özellikle kontrol edin Araya sıkıştırılmış bir şeyler varsa tutanak tutulmasını sağlamaya çalışın, avukatınızdan yardım isteyin.

6- Bizi nasıl korkutmaya çalışırlarsa çalışsınlar bu direnişin ve taleplerinin meşru olduğunu unutmayın. Gayrı meşru olan bu saldırılardır ve ne kadar çok kanıtımız olursa hukuken de o kadar çok direnebilirsiniz.

--spoiler--
şu adresten son davası hakkında bilgi alınabilecek dernektir.

http://radyo.sol.org.tr/p...n-gundemi/play/chd-davasi
ülkenin gururu.
ülkemizde eşi benzeri olmayan ve hukuk kurallarının insanların refahı için olduğuna inanan insanların bir araya geldikleri yer.

sosyalisttirler. zaten bu yüzden kalbimde bambaşka yere sahiptirler. selçuk kozağaçlı gibi bir isminde içersinde yer alması bambaşka bir etki yaratmaktadır üstümde. halka yöneliktirler dolayısıyla halkın yanındadırlar.

bu dernek ile ilgili şöyle bir anım bulunmakta. geçen sene gezinin yıl dönümü sırasında eylemdeydik. şimdi yanlış bilgi vermek istemem ama dev-lis mensubu olması muhtemel bir grup liseli çocuğu yaka paça göz altına aldılar. tabi dolayısıyla bizde gençleri yalnız bırakmama için peşlerinden gittik. karakolda bir süre çocuklar tutulduktan sonra içerden ters kelepçe vurulmuş halde 14-18 yaşları arasında liseli gençleri çıkarmaya başladılar. tabi içeride tartaklanmış oldukları da aşikardı. bende videolarını çektim ve hemen ardında çhd'nin şubesini aradım bulunduğum karakolu ve olayları bahsettim elimde video ve fotoğraflar olduğunu bahsettim gayet bizimle ilgilendiler bir telefon numarası ve bir mail adresi verdiler. fotoğrafları mesaj usulü videoyu ise mail usulü gönderdim kendilerine ve ardından gereğinin yapılması gençlerin korunması için çhd mensubu arkadaşlarının yola çıktığını bildirdiler.

ayrıca istanbul da yaptıkları kimi sempozyum, panel ve forumlarla yada eğitim oturumlarıyla devrimci avukatlık terimini açıklamışlardır çok yararlıdırlar.

yani demem o ki her zaman haklını, ezilenin, sömürülenin ve işçinin yanındadırlar. harika bir oluşumdur takdir ediyor ve takip ediyorum.
(bkz: ayşe nur bahçekapılı dhkp-c ilişkisi)
birtakım şeyler oluyor fazla bilgiye vakıf değilim,
kızılay'da polis barikatını gördüm ve çhd'lilerin büroda direndiklerini duydum bu kadar.