3-4 saat ara verildiğinde bünyenin tabiata karşı duyarsızlığı baş gösterir.
(bkz: çay basıncının düşmesi)
genelde doğu karadenizli olan insanlarımızda rastlanılası bir durum olsa gerek.
tipi kişiden kişiye değişen bağımlılık zannımca. mesela ben gün içinde çay çay diye sayıklayan bir insan değilim fakat çaysız güne başladığım zamanlarda, yoğun baş ağrısı, kendini olaylara ve konuşmalara verememe, dikkat dağınıklılığı, asabiyet gibi semptomlara rastlıyorum kendimde. yani benim tiryakiliğimde alınan çayın miktarı değil, düzenli olarak alınıp alınmadığı önemli çayın.
(bkz: aa benim lan bu) pek uymasa da oldu be...

benim göbek adım efenim bu içiyorum çay hem de riyakarca.
şeftali aromalı felan çok güzel oluyor. sizde deneyin...
hem zararsız hem de ömür boyu süren tiryakiliktir.ayrıca dünyanın en ucuz keyif sporlarından birisidir.eşe dosta at araba avrat ısmarlayamayız ama bir bardak demli çay ikram ederiz.bunu en zengininden en fakirine kadar herkes içer içirir, hani sosyal eşitsizliğe bile karşı bi duruşu vardır ki en çok da bu büyüler insanı.efendim hele çaydan anlayan birisi demler de ikram ederse o zaman tiryakinin paşası olur insan.*
ülkemizde kanser yüzdelerinin artmasına neden olan durum.
sabah uyanır uyanmaz daha tuvalete gitmeden, el yüz yıkamadan önce çay suyu koyan; akşam da eve girer girmez daha üstüne değiştirmeden, bilgisayarı açmadan önce çay suyu koyan tiryaki çeşitliliğidir. ben işimi yapana kadar hazır olur mantığı vardır.
herşey bi altın gününe gittiğin zaman başlar.sohbetin tadına doyamayanlar bi bardak
bi bardak daha diyerek çaykolikliğin ilk adımını atmış olurlar.
çaylaklar bundan sonra her sabah öğlen ve akşam yemeklerle ve yemekten sonra olmak üzere,son aşamaya gelmiş bulunurlar.artık o da bir çay tiryakisidir...
demli olursa ve sigara eşlik ederse kişi için iyi olmayacağı aşikardır.
günde düzenli olarak en az bir bardak içme durumu.
düzenli olarak günde en az bir demlik içme durumu.
her akşam eve geldikten sonra, yemek yenilir ve sofraya kaldırıken teyzemin seslenmesidir benim için:
- pişht, 2 bardaklık çay demlesene birde göz kırpar.
- anladım gene çay mı çekti canın.
- bakışlar bir aşağı bir yukarı iner ve gülümser bana.
getirdiğimde çocuk gibi sevinir, allah razı olsun der.
seviyorum teyzem çay tiryakiliğini.
kahvaltıda midenin 1/4'ünü çay ile doldurmak, gün içinde dayanabildiğin kadar dayanmak ama akşam yemeğinden sonra şööyle bol demli birkaç bardak çay içilmemesi durumunda baş ağrısına sebep olacak kadar sinir bozucu bir bağımlılıktır.
Kendimden biliyorum gerçekten çok kötü bir bağımlılık , bir demliği süzüp kaldıracak kadar çay içen bir insanın sağlık durumu kim bilir nasıldır ?
türk insanının çoğunda olduğunu düşündüğüm özellik.

ayrıca türkiye'ye gelen bütün yabancıların yaptığı tespittir. bir polonyalı "bu sıcakta sürekli çay içmeniz gerçekten çok şaşırtıcı, akıl sır erdiremiyorum." demişti.

o değil de 2 saattir çay içmiyorum, bana çay yap sözlük.
kışın üşümemek için, yazın harareti almak için yapılan davranış.

(bkz: türk geleneği)
kimsenin size "çay içer misin?" sorusunu sormamasıdır.
boş bardak gider dolusu gelir.
meslekten kaynaklanan durumdur.
günde 10 bardak çay içmek demektir. tabi bu 10 bardak çayın yanında da 10 sigara içildiği düşünülürse, durum hiç de iyiye işaret değildir.
Güzeldir hele yanında sigara varsa.
Bazı zamanlar kötü olan durumdur.

Bir sebepten dolayı çay bulunamadığı zamanlarda baş ağrır, gözler, yerinden çıkacak gibi olur. Sigara bağımlılığı kimi zaman önünde ceket ilikler.
bizde hem toplayıcılık hemde içicilik mevcut.
kahvaltıda, akşamüstü civarında, akşam yemeğinden sonra asla çaydan vazgeçememe durumudur.
türkiye dünya lideridir. abartı değil, istatistik:

(bkz: http://en.wikipedia.org/w...ea_consumption_per_capita)
babamdan kalıtım yolu ile bana da geçmiş olduğunu düşündüğüm tiryakilik çeşidi. evde iki kişi, günde iki koca demlik çay bitirir mi yahu??