bugün

O dönem tanınmış herkes gibi masondur

görsel
keşke herkes şöyle bir eleştiri anlayışına sahip olsa. Adamın eleştirisi bile dolu dolu.
görsel
sulh ile uslanmayanın hakkının kötek olduğunu söyleyen edebiyatçı, gazeteci ve devlet adamı.
Ziya Paşa, doğum adıyla Abdülhamid Ziyâeddin, Tanzimat devri devlet ve fikir adamı, gazeteci ve şair. Osmanlı imparatorluğu'nda 19'uncu yüzyılın en önemli devlet adamlarından birisidir ve Tanzimat edebiyatının en fazla eser veren yazarlarındandır.
"Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz,
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde..." gibi eşsiz dizeleriyle edebî dünyamızda derin izler bırakan büyük Türk şairi ve düşünürü...
"Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz,
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde..." gibi eşsiz dizeleriyle edebî dünyamızda derin izler bırakan büyük Türk şairi ve düşünürü...
nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.

gibi birçok özlü sözümüzün sahibi.
"Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın,
Âdem görünen harları âdem mi sanırsın?"
har=eşşşşek
En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun
Sen herkesi kör âlemi sersem mi sanırsın

(En ummadığın kişi senin içyüzünü keşfeder, Sen herkesi kör, halkı sersem mi sanıyorsun?)

 /Ziyâ Paşa
Mükemmel betyleri var. Tanışmak istenilen tarihi şahsiyetler de zirveyi zorlar.
Adananın bakımsız köhne bir yerinde mezarı olmasına çok üzüldüğüm şair.
kalkın ey felah-ı vatan dediler kalktık
herkes oturdu biz ayakta kaldık....
Bu ziya ikiliklerin adamı olandı herhal sanırsam.
Çok eleştiren bi adamdı galiba tek hatırladığım bu.
Erbâb ı kemali çekemez nakıs olan, rencide olur dide i huffaş ziyâdan.
ilkokula adını vermişler. hala değişmediyse tabi.
(bkz: ziya paşa ilkokulu)
Ziya pasa, neyzen tevfik. Severim. Saygilar.

Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın,
Âdem görünen harları âdem mi sanırsın?

Dünyayı arasan binde bir insan bulamazsın,
insan görünümündeki eşekleri insan mı sanıyorsun?
nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir .
kıyamete kadar geçerli olacak söz .
Ziya Paşa olarak bilinen Osmanlı Dönemi’nin önemli devlet adamı ve edebiyatçısı Abdülhamid Ziyaeddin, 1825 istanbul doğumludur. Eğitimine Kandilli’de başlayıp, Süleymaniye’de Mekteb-i Ulum Edebiye’de devam etmiş, okul dışında Arapça ve Farsça öğrenerek kendini geliştirmiştir.

ilk görevi, Sadaret Mektub-i Kalemin’de katipliktir. Gelişen Arapça ve Farsçası ile dönemin önemli edebiyatçılarının toplantılar düzenlediği, Lebib Efendi Konağı’na giderek, şiir becerisini de ilerleten ziya paşa, dönemin Sadrazamı Mustafa Reşit Paşa tarafından, şiir ve katiplik yetenekleri sebebiyle, Mabeyn Katipliği görevine layık görülmüştür.
dehri arasan binde bir adem bulamazsın,
adem görünen harları sen adem mi sanırsın?

diyerek günümüzü aydınlatan muthiş adam. hikmetli söz bu adamdan sorulur. zaten çoğu beyti atasözü gibi olmuştur.

anlamı: dünyada arasan binde bir adam bulamazsın, adam görünen eşekleri sen adam mı sanırsın?
(bkz: Namık kemal) ile tartışma yaşamış tanzimat edebiyatçılarımızdan biri..

Batılı edebiyat öncülerindir..
Şiir ve inşa makalesinde halk edebiyatını savunurken harabat adlı eserinde divan edebiyatını övüp halk edebiyatını küçümsemiştir. yani kendi içinde çelişkiye düşmüştür. harabat eserine eleştiri olarak namık kemal ise tahribi harabat'ı yazmıştır.
TERKiB-i BEND

Her şahsı harîm-i Hakk’a mahrem mi sanırsın?
Her tâc giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın?

(Her dokunulmazlığı olanı Allah'a yakın mı sanıyorsun?
Her taç giyen çulsuzu Edhem mi sanıyorsun?)

Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın,
Âdem görünen harları âdem mi sanırsın?

(Dünyayı arasan binde bir insan bulamazsın,
insan görünümündeki eşekleri insan mı sanıyorsun?)

Çok mukbili gördüm ki güler, içi kan ağlar,
Handân görünen herkesi hurrem mi sanırsın?

(Çok mübârek insan gördüm ki güler, içi kan ağlar,
Güler görünen herkesi mutlu mu sanıyorsun?)

Bil illeti, kıl sonra müdâvâta tasaddî,
Her merhemi her yâreye merhem mi sanırsın?

(Önce hastalığın ne olduğunu bil, sonra tedaviye başla,
Her merhemi her yaraya merhem olur mu sanıyorsun?)

Kibre ne sebeb? Yoksa vezîrim diye gerçek,
Sen kendini düstûr-ı mükerrem mi sanırsın?

(Kibire ne gerek var? Yoksa vezirim diye gerçekten
Sen kendini nizamın sahibi mi sanıyorsun?)

Ey müftehir-i devlet-i yek-rûze-i dünyâ,
Dünyâ sana mahsûs u müsellem mi sanırsın?

(Ey dünyanın geçici nimet ve devletiyle iftihâr eden,
Dünyanın sana ayrılmış olduğunu ve teslim edildiğini mi sanıyorsun?)

Hâlî ne zaman kaldı cihân ehl-i tama’dan,
Sen zâtını bu âleme elzem mi sanırsın?

(Bu dünya ne zaman açgözlülerden yoksun kaldı,
Sen kendini bu dünyaya çok gerekl mi sanıyorsun?)

En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?

(En ummadığın senin içyüzünü keşfeder,
Sen herkesi kör, halkı sersem mi sanıyorsun?)

Bir gün gelecek sen de perîşân olacaksın,
Ey gonca bu cem’iyyeti her-dem mi sanırsın?

(Bir gün gelecek sen de perişan olacaksın,
Ey gonca bu topluluk hep böyle olacak mı sanıyorsun?(

Nâ-merd olayım çarha eğer minnet edersem,
Cevrinle senin ben keder etsem mi sanırsın?

(Korkak olayım eğer bu çarka minnet edersem,
Senin zulmünden kederlendiğimi mi sanıyorsun?)

Allah’a tevekkül edenin yâveri Hak’dır,
Nâ-şâd gönül bir gün olur şâd olacakdır.

(Allah'a güvenenin yardımcısı Allah'tır,
Hüzünlü olan gönül bir gün gelecek bahtiyâr (mutlu) olacaktır.)

Ziya Paşa
(şiir ve inşa) makalesiyle divan edebiyatını yeren halk edebiyatını ise öven, daha sonra ise (harabat) adlı eserinde bunun tam tersini savunan, bu nedenden dolayı namık kemal'in (tahrib-i harabat) adlı eleştirisine maruz kalan doğu ve batı kültürünün etkileri arasında sıkışıp kalan ancak batı yönü ağır basan mason olduğu iddia edilen 1.dönem tanzimat şairidir.

(bkz: )http://www.mason.org.tr/ türkiye'deki ünlü masonlar eklentisindeki sanatçılar kısmını inceleyin
1868'de yayınladığı şiir ve inşa adlı makalesinde divan edebiyatı'nı yerden yere vurarak, şiirde halk edebiyatını ve sadeleşmeyi savunduktan tam altı yıl sonra harabat adlı makalesinde : " divan edebiyatı candır , sadeleşme falan bunlar boş işler " minvalinde sözler söyleyen tanzimat dönemi edebiyatçısı.

nasıl bir 6 yıl geçirdiyse artık, vardır bir bildiği paşamızın. lakin namık kemal öyle düşünmüyor olacak ki, tahrib-i harabat adlı bir kapak takmış bu amcaya.