zaman geçse de bazı şeylerin kalıcı olması halidir.

gülsu üniversiteden arkadaşımdı. bölümü farklı olsa da kantinde zaman geçirirdik. aramız iyiydi. biraz çekingen bir kızdı. özellikle ilişkiler ve erkekler konusunda pek aktif olamazdı. gel zaman git zaman bir gün kampüsün bahçesinde gezinirken ilginç bir söz geçti aramızda. o zamanlar 20 yaşındaydık ikimizde. okuduğu bir öyküyü anlatıyordu gülsu, işte iki tanıdık kişi yıllar sonra bir araya geldiler türünden bir olaydı bu.

o an atıldım. okulun yanında zaman zaman oyunlar oynadığımız bir mekan vardı. bak 20 yıl sonra bugün eğer olur da evlenmezsek orada buluşalım ve sevişelim dedim. saçmalama der gibi baktı ama bu fikir onu heyecanlandırmıştı. o gün sözleştik.

mezuniyetten sonra onunla irtibatımız bir süre sosyal araçlarla devam etti ama sonra kesildi. öyle ki artık ondan haber alamıyordum ama içimden bir his kampüsün bahçesinde verdiğimiz sözü tutacağına inanıyordu. yıllar yılları kovaladı ve beklenen zaman gelmişti. artık 40 yaşındaydım. belirlenen buluşma yerine gidebilmek için iki tane önemli toplantımı iptal etmiştim.

değer miydi?
ulan 20 sene önce çocukca bir iş yapmışız, kız hatırlamaz bile sap gibi dikilmeyelim 2 saat şimdi diye kafamdan düşünceler dolanıyordu.
o gelmese bile kendi vicdanım için değerdi diye kendimi rahatlattım.

okul pek değişmemişti. bizim mekanın yerine bir kırtasiye açılmıştı. kapının önünde beklemeye başladım. çok geçmeden bir kadın ilişti gözüme. bu gülsu'ydu. gelmişti. önce pek tanıyamadım ama sonradan anımsadım. olgunlaştıkça daha güzel bir kadın olmuştu.

yanına doğru gelip merhaba dedim.
merhaba dedi. halen o utangaç hali vardı üstünde.
yıllar sonra seninle buluşmak bilmem tuhaf. ah hadi yapalım şu işi dedi bir anda.
hemen uygun bir yere geçtik.

olaylar gelişti sonra...