bugün

kimsenin sultan, bezirgan veya padişah olmadığı günümüzde*, yattıkları yerden paşa olan askerler olması gariptir. hani osmanlı yıkılmıştı, bunlar eski zamanda kalmıştı? bu ismi niye veriyoz size kardeşim? ben ülkenin en büyük ihracatçısı olsam, yüzbinlerce kişiye istihdam sağlasam; çelebi, sör veya paşa sıfatı alabilecek miyim? yoksa benim de "laiklik elden gidiyor", "güçlü ordu güçlü türkiye" demeçleri verip, bir iki darbe planı toplantısına katılmam mı gerekiyor? bu ülkede yıllarca çalışana değil yatana değer verildi. ne zaman ki çalışana az bişey değer verilmeye başlandı ülke en zor krizlere dayanır hale geldi. kimsenin sultan, bezirgan, padişah, paşa olmadığı; kimsenin hiç bir nitelik üretmeden yattığı yerden iltifatlara boğulmadığı bir türkiye için kaldırıyoruz kadehlerimizi, şerefe!
- seni kim paşa yaptı ibram ?
- sayenizde paşam.
- beni de aha bu lütfü yaptı.
(lütfü panikle aksırır tıksırır )ıhııhı!

(bkz: tosun paşa)'dan bir diyalog
Paşa'nın Osmanlı imparatorluğunda generalin muadili olan sözcük olduğunu, anlam olarak aslında general ile arasında herhangi bir fark bulunmadığını, öyle padişah, sultan, şeyhülislam gibi bir anlamı olmadığını bilmeyenlerin yakındığı bir durumdur. Özetle kardeşim paşalık ile generallik arasında hiçbir fark yoktur, tıpkı başvekil ile başbakan, reisi cumhur ile cumhurbaşkanı, mebus ile milletvekili arasında bir fark olmadığı gibi. Biri eski Türkçede biri yeni türkçede kullanılan terimdir. paşa denmesi ekstra bir güç atfetmez o insanlara, ha niye general yerine paşa deniyor derseniz, yüzyıllardır süren bir geleneğin kolay kolay terkedilememesi derim.

edit: kelime bilgisini serdar ortaç şarkılarıyla elde etmenin insanı komik duruma düşürebileceğini de göstermektedir ayrıca başlığın altındaki ilk yorum. bezirgan tüccar demektir. ne zennediyorsan bezirganı, bu devirde kimse sultan bezirgan değilmiş.
"lakap ve ünvanların kaldırılması kanununa mualif bir harekettir, Atatürkçü geçinen bir takım sivil ve asker zevatın bu kanunu iplememeleri de cehalet veya samimiyetsizliklerinden ileri gelmektedir"

Madde 1 - Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi, ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlarıyla anılırlar.

Madde 2 - Sivil rütbe ve nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır ve bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. Harp madalyaları bundan müstesnadır. Türkler, yabancı devlet nişanları da taşıyamazlar.

Madde 3 - Askeri rütbelerden adın başına gelmek üzere, kara ve havacılarda müşirlere mareşal, birinci ferik, ferik ve livalara general, denizcilerde, birinci ferik, ferik ve livalara amiral denir. General ve amirallerin derecelerini gösteren unvanlarla, deniz müşirleri unvanlarının ve diğer askeri rütbelerin karşılıkları Yüksek Askeri Şura kararı ve icra Vekilleri Heyetinin tasdiki ile konulur.

Madde 4 - Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 5 - Bu kanunun icrasına icra Vekilleri Heyeti memurdur
(bkz: kıdem)
(bkz: general)
(bkz: paşa)
(bkz: kurmay)
medya bu askerlere paşa dedikçe gerim gerim geriniler kendilerini bişey sanarlar. ordu mensuplarının bu geriye gidiş yani irtica'dan zevk almaları gerinmeleri nasıl bir iki yüzlülük içinde olduklarını da gösteriyor.

diğer bir yandan bakacak olursak bir mustafa kemal paşa'ya bak bir ismet paşa'ya bak bir de şimdilik "paşa" olarak anılanlara bak. ulan insan sırf mustafa kemal paşa'ya saygısından bana paşa demeyin kardeşim der. ama yok gerindikçe geriniyorlar.
adettir.