bugün

güzel bir edebiyat dergisi. kendilerini "bir edebiyat eylemi" olarak tanımlanımlamışlar.

dergi sitesi biraz basit biraz sade ama güzel: http://www.yumusakge.com/

manifestosu ise aynen şöyle
--spoiler--
ğ manifestosu

"bırakın dedik
konuşulacaksa
karar konuşulacak bu sofrada
evet baba"

Dünyada bir hayaletildi. Ğ hayaleti

Dergiler adeta şair mezarlığı, başında kargalar nöbet tutmakta. Varolan boşlukta edindikleri geçici mekanlarını ve imtiyazlarını kaybetmemek adına hazin ve umutsuz bir çaba içinde "profesyonel dergicilik" deyip biçtikleri kendi donlarında kadrolu yazarlarının gak'larını bir mahsülmüşcesine ortaya koyuyorlar. Konduğu dala şehvetle sarılan kargalar, kimi zaman serçeleri, kimi zaman bülbülleri ve hatta kimi zaman kendi hemcinslerini bertaraf ediyorlar.

Edebiyat zamandışı bir eylemdir. Artık damarlarımıza işlemiş tüketim anlayışının içine sığabilecek bir nesne değildir. Oysa dergicilik esnaflığa dönüşmüştür. Dergi dağıtmakla sakız satmanın yöntemleri, akıl sahiplerini tasalandıracak şiddette aynılaştırılmıştır. Ortak yöntemin adı: Pazarlama teknikleri! Sürekli reklamın, gösterişli ambalajın, yurt çapında dağıtım ağın olsun, tezgahın boş kalmasın. Güzel bir gülüşün, afilli bir ismin, sıradışı sözlerin, anlamsız dizelerin, romantik imgelerin, herkesin okuyabileceği fiyatta kitapların olsun, ismin piyasadan silinmesin.

Genç yazar yaptı mı saçmaladığı, acemilik ettiği, yıllanmış yazar yaptı mı "Üstad yine yeni bir şeyler denemiş" dendiği devir kapanmıştır. Bütün hiyerarşiler, kıdemler, kıdem aylıkları, çeteler, örgütler, üyelikler, üyelik aidatları, körler, sağırlar ve dahi birbirini ağırlamalar kaldırılmıştır. Edebiyatın parayla, nüfuzla, tirajla, okurla ilişkileri iptal edilmiştir. Kişisel çıkarlara, fasit ideolojilere alet edilmesi yasaklanmıştır.

isimlerin üstünde yükselmiş eserler ve isimlerin ardına saklanıp, eserlerine gereken saygıyı göstermeyen, güvenmeyen yazarlar yok sayılmıştır. Yazar ve eser sonsuza kadar birbirinden ayrılmış, esere hak ettiği değer geri verilmiştir.

Kaybolduğunda, bozulduğunda, yırtıldığında telafi edebildiğiniz, yerine yenisini koyabildiğiniz bir şeyin kıymeti yoktur. Cemil Meriç, Bu Ülkede der ki: "Şuursuz bir büyücü Gutenberg! Işığı paçavraya hapsetmiş. Yüzyılları kutularla doldurmuş Gutenbergin çocukları, peygamberleri işportaya dökmüş; tuğla kadar değeri kalmamış dehanın. Eflatun, bir sokak kadını gibi her isteyenin yatağına koşuyor. Don Kişot futbol maçı biletinden ucuz.". O halde, her derginin, kitabın, matbaa ürününün şahsiyet kazanması, sahibinde iyelik duyguları uyandırması, aynılarından ayrılması gerekmektedir. Bu da cildinden, kağıdından ziyade içeriğiyle mümkündür. içerik; yalnız sayfalara basılmış yazılardan ibaret olmayıp, okuyana ve okunduğu hâle göre değişiklik gösteren bir mahiyettedir. Ancak böyle bir matbunun yerine yenisini koymak mümkün olmaz. Şu halde, alelade okuyuculuk da yasaklanmıştır.

Yazarı, okuyucusu ve aralarındaki bütün araçlarıyla bu camia, ivedilikle kendine çeki düzen vermeli, edebiyata yitirdiği itibarını yeniden iade etmenin yollarını ÂRAmalıdır.

Hal böyleyken;

Biz buradayız sevgili okur, ya sen nerdesin?
--spoiler--
Türk alfabesinin tek gay'idir
adı gibi yumuşak ve okunası bir edebiyat dergisi, göze batma ve manşet olma uğruna sivrilip dile dolanmaktansa kendi hallinde iyi işler çıkaran bir dergi. özellikle kapakları işte budur dedirtmektedir..
En sevdiğim harf.