bugün

(bkz: kahrolsun bağzı şeyler)
ben uşenmiyorum da onlar üşeniyor galiba.

bir ifade artı itiraf.
Welcome to Turkey. Türk insanı her kelimeyi başka yere çekmede ustadır. Türk kızları çok iyi rol keserler yeri geldiğinde çin prensesi yeri geldiğinde saray prensesi olurlar.
türkçe öğrenmeye de üşenen kişi beyanı.
Biliyo musun bana da öyle oluyor.

Yargısız infaz etmememiz gereken durumdur.

Edit: ama yine de sen anlatım bozuklukları yapma.
tek üşenmediğim konu sanırım.
Aa ciddi misin? Bende yeni birileriyle ayrılmaya üşeniyorum. Aslında benimkisi üsengeclik degilde tam olarak biraz fazla benimseme. Bırakamıyorum ama onlar beni bırakıyorlar. Ne yapim.
Bu ülkede yeni biriyle tanışmaya üşeniyorum. Yanına gidip selam verirsen "tavlamak isteyen", sosyal platformdan eklersen "hoşlanan" fotoğrafını beğenirsen "iş atan" oluyorsun çünkü. Kurduğun cümlelere dikkat etmek zorundasın. Kadın değil de hanım dersen başka film, kız dersen başka film, erkek desen başka film oğlan desen başka film. Kimsenin kendine saygısı olmadığı için herkes saygıyı kıtlıktan çıkmış gibi egoyla karıştırıp birbirinde arıyor. Karşılıklı vermeye gelince herkes "önce sen", "ilk mesajı o atsın, ilk o arasın". Sapık, abazan, piç veya oruspu damgası yemeden diyalog kurabilmek için algoritma kuruyorsun konuşurken. Kimse kimseye gerçekten ne istediğini, nasıl hissettiğini ya da neye ihtiyacını söyleyemiyor. Herkes önce egosunu doyurmak istiyor. Gerçekten, köşede duran muhabbet kuşları acıktıkları zaman omzuma konabiliyor. insan ise sevilmek istediğini 3 ayda söyleyemiyor.
Artık sıkıldığım durumdur. Çünkü yeni insanlara eskisi gibi tahammül edemiyorum. En ufak bir ayıbında ya da kusurunda uzaklaşıyorum. ilişki anlamında da aynısı geçerli. Hatta sevgili ilişkisi konusunda daha çekingenim artık. Bir insanı tanı, beğen, hoşlan, hayatına sok, vaktini harca sonra bitsin. O yüzden o konularda da üşenirim. Anlayacağınız yalnız yalnız yuvarlanıp gidiyorum. Evden işe, işten eve. Bir kedimi görüyorum bir de ev arkadaşımı yetiyor.