bugün

Babanı daha iyi anlar, ona haksızlık yaptığını, ne kadar seversen sev gereği kadar sevemediğini keşfedersin.
Bir kişiye aşık olma çizgisi dıştan içeriye doğru değişmesidir.
Saçların, boyun, gözlerin yerini
içten sözlerin,samimi bakışın alması gibi...
dünya daha da çirkinleşir.
Daha az (keşke hiçbir zaman diyebilseydim) gaza geliyorsun...
Öğreniyorsun.
Hep daha az,
Her şey daha az.
Önemsiz ne kadar şeyi yüceltmiş
Gerekli ne kadar şeyi es geçmiş olduğunu farkediyorsun.
"ne kadar bos seyler ve degersiz insanlar icin zaman harcamisim" diye dusunmeye baslarsin.
Akıl alırsın.
daha hayatın başındayken,
bebekken mesela,
mutlu olduğunda
kocaman kahkahalar atarsın.
üzüldüğündeyse hiç beklemez
hemen ağlarsın.
Oysa
hayatın geldiğinde sonuna
yaşlıyken mesela
öyle bir hale gelirsin ki
en ağır darbelerde bile susarsın.
herkes gülerken sen
neye sevineceğini anlamazsın