bugün
- erkeklerin sadakatsiz olması11
- okul müdürü nasıl korunabilirdi14
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır9
- 007 slip don giysin kampanyası15
- anın görüntüsü13
- icardi1905'in sözlüğü bozması22
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- kızların yedek listesi9
- sözlüğe kız getirmek10
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- libido düşmesi16
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek12
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü30
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek18
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek16
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- flörtü eleme sebepleri8
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- uludağ sözlük discord grubu8
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
bazen bi sebebim olmadığını düşünsem de olacakları merakla beklediğim bi kitap okumak gibi yaşamak.
--spoiler--
günün yorgunluğundan kurtulmak için yatağıma uzanmış müzik dinliyordum. önce piyano baskın giriyor, sonra gitar, bas, bateri katılıyor o cümbüşe. intro bitiyor...
bir romanda çirkin oldum hep mutsuz, umutsuz oldum.
hep yarım yanlış okundum; bitmeden unutuldum.
gözümü kapadım, şarkıyı ben söylüyormuşcasına hayal ettim kendimi. önümde bir sürü izleyen var. böyle şeylerden keyif alabiliyorum bazen. bazense keyifsizliklerim düşündürmeye itiyor ya beni. aklıma girdi bir ses ve bir sebep aradı. sahi ben neden yaşıyorum?
göründüğünde ne kadar bir basit soru oysa ki. çoğu insan buna düşünmeden cevap verebilir sahip oldukları sebebiyle. birinin çok sevdiği bir insan vardır mesela "ben onun için yaşıyorum" der; başka biri ise inancı sebebiyle yaşadığını söyler, inancı yasaklar ona kendi iradesiyle hayatına son vermesini. bir başkası çocukları için yaşar, bazıları bakmakla yükümlü olduğu insanlar için. bazılarımızın ise bir yaşama sebebi yoktur. belki bir gaziden fazla darbe almıştır hayattan veya bir köleden daha az özgürdür. peki böyleyse neden yaşıyoruz? her şey kötü, dünya her an daha kötüye gidiyor, bizi buraya bağlayan bir kişi, inanç, neden yok. neden buradayız? ilk soruma bu soruyla cevap verebildim ilk olarak her ne kadar soruya soruyla cevap verilmesinden haz etmesem de.
bir cümlede var oldum; nokta kondum son buldum.
sahi neden hala buradayım? çoğu zaman şikayet ediyorum her şeyden. her an tokat atıyor bana hayat. -daha bir kaç saat önce bir sille daha yedim mesela.- ne bileyim tüm bu dengesizliklerin denge diye nitelendirilmesi, bu saatte sokağın bir köşesinde ısınamayan bir insan veya alacak bir şeyi olmadığı için açlığını unutmaya çalışan insanlar geliyor aklıma. sahi denge nerede? bu dengesizlikleri kabullenmemiz bizim dengesizliğimizdendir belki de. sevemiyorum ben hayatı. hayat, işi gücü benimle dalga geçmek olan bir varlık gibi geliyor bana. hiç olmadık yerlerde, hiç olmayacak şeyleri gözüme sokuyor mesela ve ben ona sinirleniyorum. hayat ona sinirlenmemizi, onunla ilgilenmenizi bekleyen küçük bir çocuk gibi. kimbilir, belki de hayat bizden ilgi bekliyor.
oysa "tesadüf" diyebilsem ne kadar kolay olacak veya kaderci olsam. kaderimde varmış! evet, bunu diyebilsem daha kolay olabilirdi her şey. bilmek sorumluluk getirir.
hala soruyorum kendime, "sebep?"
yaşamımı sonlandırmaktan alıkoyan bir inancım yok. uğruna yaşamayı göze alabileceğim bir insan yok. yarının daha güzel olacağına da inanmıyorum. öyleyse neden hala nefes alıyorum? varlığım neden hala bir yer kaplıyor bu gerçeklikte? evet evet buldum yaşama sebebimi, merak bu!
bu bir intihar mektubu olabilirdi ama hayatın bana yarın nasıl bir kazık atacağını merak ediyorum.
--spoiler--
kaynak: http://uc-noktam.blogspot...12/04/yasama-sebebim.html
günün yorgunluğundan kurtulmak için yatağıma uzanmış müzik dinliyordum. önce piyano baskın giriyor, sonra gitar, bas, bateri katılıyor o cümbüşe. intro bitiyor...
bir romanda çirkin oldum hep mutsuz, umutsuz oldum.
hep yarım yanlış okundum; bitmeden unutuldum.
gözümü kapadım, şarkıyı ben söylüyormuşcasına hayal ettim kendimi. önümde bir sürü izleyen var. böyle şeylerden keyif alabiliyorum bazen. bazense keyifsizliklerim düşündürmeye itiyor ya beni. aklıma girdi bir ses ve bir sebep aradı. sahi ben neden yaşıyorum?
göründüğünde ne kadar bir basit soru oysa ki. çoğu insan buna düşünmeden cevap verebilir sahip oldukları sebebiyle. birinin çok sevdiği bir insan vardır mesela "ben onun için yaşıyorum" der; başka biri ise inancı sebebiyle yaşadığını söyler, inancı yasaklar ona kendi iradesiyle hayatına son vermesini. bir başkası çocukları için yaşar, bazıları bakmakla yükümlü olduğu insanlar için. bazılarımızın ise bir yaşama sebebi yoktur. belki bir gaziden fazla darbe almıştır hayattan veya bir köleden daha az özgürdür. peki böyleyse neden yaşıyoruz? her şey kötü, dünya her an daha kötüye gidiyor, bizi buraya bağlayan bir kişi, inanç, neden yok. neden buradayız? ilk soruma bu soruyla cevap verebildim ilk olarak her ne kadar soruya soruyla cevap verilmesinden haz etmesem de.
bir cümlede var oldum; nokta kondum son buldum.
sahi neden hala buradayım? çoğu zaman şikayet ediyorum her şeyden. her an tokat atıyor bana hayat. -daha bir kaç saat önce bir sille daha yedim mesela.- ne bileyim tüm bu dengesizliklerin denge diye nitelendirilmesi, bu saatte sokağın bir köşesinde ısınamayan bir insan veya alacak bir şeyi olmadığı için açlığını unutmaya çalışan insanlar geliyor aklıma. sahi denge nerede? bu dengesizlikleri kabullenmemiz bizim dengesizliğimizdendir belki de. sevemiyorum ben hayatı. hayat, işi gücü benimle dalga geçmek olan bir varlık gibi geliyor bana. hiç olmadık yerlerde, hiç olmayacak şeyleri gözüme sokuyor mesela ve ben ona sinirleniyorum. hayat ona sinirlenmemizi, onunla ilgilenmenizi bekleyen küçük bir çocuk gibi. kimbilir, belki de hayat bizden ilgi bekliyor.
oysa "tesadüf" diyebilsem ne kadar kolay olacak veya kaderci olsam. kaderimde varmış! evet, bunu diyebilsem daha kolay olabilirdi her şey. bilmek sorumluluk getirir.
hala soruyorum kendime, "sebep?"
yaşamımı sonlandırmaktan alıkoyan bir inancım yok. uğruna yaşamayı göze alabileceğim bir insan yok. yarının daha güzel olacağına da inanmıyorum. öyleyse neden hala nefes alıyorum? varlığım neden hala bir yer kaplıyor bu gerçeklikte? evet evet buldum yaşama sebebimi, merak bu!
bu bir intihar mektubu olabilirdi ama hayatın bana yarın nasıl bir kazık atacağını merak ediyorum.
--spoiler--
kaynak: http://uc-noktam.blogspot...12/04/yasama-sebebim.html
iki liseli kızın çektirdiği fotoğrafı facebook profiline koyarken altına yazdığı cümledir. okul bittikten 2 yıl sonra birbirlerini yani yaşama sebeplerini unutacaklardır.
bir diğeri için (bkz: can suyum) yemin ederim ben bunu gördüm.
bir diğeri için (bkz: can suyum) yemin ederim ben bunu gördüm.
ölecek kadar iyi bir sebebin olmayışıdır.
artık olmayandır.
güncel Önemli Başlıklar