bugün

yazarların gücüne giden şeyler.

sevgilinin kankası kafayı bulunca beni kastederek, "gönül bu ota da konar boka da işte önemli olan sizin anlaşabilmeniz tabi netçede. bak bu kadar güzel kızsın ama gittin buna aşık oldun" gibisinden bi konuşma yapmıştı bi keresinde, o günden beri evden çıkasım, insana karışasım gelmiyor.
hayır yani arkadaşım, hırsız mıyız, uğursuz muyuz? benim de gençken çok sevenim vardı lan köyde!!!
Anketörlerin bu tarz başlık açma heveslerini başka şeylerde kullanmaması zoruma gidiyor.
anksiyete bozukluğum sayesinde başıma gelen kötü/iyi bir olay da duygusal tepki veremiyorum, empati yaparak o duyguyu yaşamaya çalışıyorum.
(bkz: tahta olması)

edit: nasıl tahta ya?
Yardım etmek için söylenen sözlerin altında gizli manalar arayan insanlar olması.
Yanında olsa sarılacağın insanın kilometrelerce ötede olması ve en yakın buluşma imkanının 3-4 ay sonra olması.
https://pbs.twimg.com/media/CkCt-BuXAAAmoyO.jpg

bundan daha fazla zoruma giden bir şey varsa o da bu durumun bugün bile değişmemiş olmasıdır.
anlatsam zor anlatmasam zor.
Saçma sapan kişilere prim verilmesi.
adaletsizlik.

ciğeri beş para etmez insanların zengin olması (bkz: ali ağaoğlu)
Ya ben hayata geç kaldım,
Yada hayat bana geç geldi.!!!

Kader.!
Toplumun robot olmamızı istemesi.
14-15 yaşındaydım.Liseye gidicem sabah soğuk kalkmak üzereyim.Babam geldi işe gitmeden önce odaya, hiç bozuntuya vermeden uyuyormuş gibi yapıyordum malım ya.Diğer yatakda yatan 4 yaş küçük kardeşimin saçını okşayıp alnından öptü.Bana bakmadan çekip gitti sonra.O günden beri neyse işte anlatılmaz.
aynı zamanda boruma giden şeylerdir.
Nurettin amca vardı eski mahallede çocuğuna hep danino türevi şeyler alırdı o zamanda yeni çıkmıştı onlar herkes istiyordu. Bana vermedi çocuklarının yanında onlar yediler, ben onlara baktım. Sonra al al diye bana da verdi sonunda. Yere atıp koşarak oradan uzaklaştım. Her puding yiyişimde onu hatırlıyorum. Bak gene tuhaf oldum şimdi.
Pazarcılar. Evet... bu ülkede neden pazarcılar var hala anlayabilmiş değilim. Adamların yaptığı halden alıp, kar koyup, pazarda satmak. Başka bir numaraları yok. Onların yerine bir otomat koysan onlar bile satar. Hatta otomatlar torbaya sebze meyveyi tesadüfi doldurduğu için daha adaletli iş yapar. Gereksiz seslerinin kulaklarımıza verdiği hasarı en aza indiririz böylece.
Eskiden kiloluydum babamında kilo takıntısına benzer bir şeyi vardı , kuzenimle hep karşılaştırıyor gibiydi beni . Neyse bir gün beni zorla ağlaya ağlaya tartıya çıkarttı , sonra yüzüme baktı 'Utanmıyormusun böyle olmaktan , kuzenin ne güzel zayıfladı bir de kendine bak bilmem ne .O gündü bana ilk ve son tokat atışı lakin sadece bir tokat değildi o sözleri bile yetmiş belli ki . Çocuktum lan çocuk , utanmak ne bilmezken 18 senemin ağzına sıçtınız . Ne de olsa baban dimi sustun , konuşmadım uzun bir süre .Tek kırgınlığım zoruma giden bu olsa keşke ...
insanlar tarafından yok sayılmaya ya da umursanmamaya hiç gelemem. çünkü ben karşımdaki insana asla bu şekilde davranıp değersiz hissetmesini istemem ama bazı insanlar benim gibi hiç düşünmüyor ve bu da benim ağrıma gidiyor. herkes kendi dalgasına bakıyor, o zaman anlıyorsun hayatına bu insanlar fazla. işte anında siliyorum hayatımdan her ne kadar kafamdan atamasam da başlangıcını yapıyorum bir şekilde.
Uğradığım haksızlıklardır. Çoğunu umursamasam da bazılarını hala sindiremediğim apaçık gerçek.
tüyap’da kasım amca diye biriyle karşılaştık. para karşılığında bizim standın ve diğer standın kolilerini el arabalarına yükleyip standa getiriyorlardı.

dokuz gün süren fuarda o adamı neredeyse her gün gördüm, otopark kapısında sigara içerken karşılaştık. adamın söyledikleri harfi harfine şunlardı:

sen ne okudun...
benim kızım da edebiyat öğretmeni, 2017’de sınava girdi atanamayacaktı, iki üç puanı eksikti. ben uzun zamandır memlekette, buralarda akp binalarında çalışır görev alırım zaten bağlılığım da var ve severler beni. benim kız atanamayacaktı, gittim, konuştum, hallettik. bu sene de memlekete aldıracam onu orada sıkılıyormuş.

kasım amca senin ve senin gibi insanların axinaklyum.
sabah sabah hiçbir şey anlamayacağım derse gitmek. sırf yok yazılmamak için.
Şereflilerin şerefsizler kadar değer görmemesi. Ciğeri beş para etmeyecek insanların boş kibri, ve daha da beter zoruma giden bu boş beleşlere değer verilmesi.
22.yas gunumde yasanan akabinde 3 ayda 14 kilo verip 48 kiloya dusmemi saglayan olaydir.

Her sene oldugu gibi evimde ailemle ve arkadaslarimla dogum gunumu kutlamak icin biraraya gelmistik.mumlar uflendi, pastalar yenildi ve sira fotograf cekilmeye geldi.hicbir kotu niyeti olmayan canim babam bir anda herkesin icinde TOSUNUM gel bakalim bir de bizi tek ceksinler dedi.o an sanki zaman durdu, muthis bir sessizlik... tabiki bozuntuya vermedim 34 beden fit arkadaslarimin arasindan gecip gulumseyerek babamla poz vermeye gittim.bir de ben caktirmamaya calistikca babam hala daha arkadaslarinin yaninda tosun gibisin masallah diyip şap şap kollarima vuruyordu).

Sonrasi ise diyetisyen destegi ve sporla yakilan yaglar verilen kilolar.

Istedigim bedene ulastim ama o an nasil hissettigimi asla unutamam, babam tabiki beni kirmak incitmek icin o sozleri soylemedi, zaten uzucu olan herkesin gordugu gerceklerin (yani giderek sistigimin) bu kadar acik olmasiydi.
Bir süre yemeyi aşırı kaçırdığında aldığın kiloyu, aynı süre zarfında diyet yaparak alınan kilo oranında verememek çok zoruma giden bir durumdur benim için.
Deger verdiginin önemsememesi.