bugün

Türkiye'de bir seçim zamanıydı. -Ya seçimlerden önce veyahut hemen sonrasıydı.- Televizyonun karşısında oturmuş yan odada namaz kılan anneannemin namazını bitip yanıma gelmesini bekliyordum. zira o gün mahallemizin hemen aşağısında kurulan pazardan kendisine en sevdiğim meyve olan kırmızı erik almasını isteyecektim. Bir anda o da ne?
Bulunduğum odadaki duvarlar çatlamaya başlamıştı. Binanın o an üstüme yıkılacağı hissine kapılıp Allah'a dua etmeye (buna pazarlıkta diyebiliriz, tabii daha küçük olunca) başladım: eğer o gün bir şey olmazsa iki gün boyunca bütün namazlarımı kılacağıma söz verdim. sonra işimi sağlama alıp zamanı bir haftaya çıkardım. soluğu da anneannemin yanında aldım. bir hafta geçtiğinde ise namaz artık bağımlılık yapmıştı. hızımı alamadım ve o gündür bu gündür namazlarımı eda ediyorum. Allah hepimize hidayet versin ve namazlarımızı kabul buyursun..

Haşiye (not) : Anneannem konuşkan olduğunu söylediği üst kat komşusuna uzun istişareler için çıktığı vakit bu çatlamanın, ev eşyalarını değiştiren bu şahıslar tarafından, eşyaların duvara ağırlık yapma suretiyle gerçekleşmiş olduğunu öğrendik. yani namaza bir koltuk takımı sayesinde başlamış oldum. Darısı diğer koltuk takımlarına.