bugün

altıncı sınıfın yazında beşiktaş ın alt yapısında oynar iken babamın,"oğlum bacakların çarpık çarpık oldu napcan siktir et futbolu." lafı üzerine beni kulüpten alması ile son bulan olayın hikayesidir. insana çok koyar. almasaydı şimdi q7 yanımda halt ettiydi.**
lise son sınıfa doğru artık son demlerini yaşadı futbol hayatım. öss hazırlık, yetenek sınavlarına bilenme derken önce 8 yıllık kondüsyonumu kaybettim, sonra enerjimi ve sonra kalecilik yeteneğimi. ama her şeye rağmen hala bitirici vuruşlarım kusursuzdu, yine de koşmayan forvet olmazdı...

bir süre sonra ne top ne de oynayacak arkadaş bulabilmiştim.
her oyun defans oyuncusu iseniz, illa ki bir gün soğursunuz. ben diğer malaklar gibi defanstan çıkıp forvete gol atmaya gidenlerden değildim, her golden sonra suçlanan ben oldum amına koyim.. defanssa defans. durduk işte noldu?
canım pahasına defansta durduğumu hatırlarım. vefasızlık gördüm. bıraktım.
küçükken dayımın aldığı kıyak bir topum vardı mahalledeki en çok tercih edilen top benimkiydi dolayısıyla her oyunun fix kadrosunda ben vardım.

o top patladı.

işte bu benim futbolu bırakma hikayemdir.

özetle bok gibi oynardım.
ya işte beni zaten orta okulda almazlardı maçlara. lisedeki sınıfımda oynattılar birkaç kez kaleci olarak. sonra niyeyse bir daha çağırmadılar.
iç yanbağlarım, çapraz baglarım, menisküsüm hepsi aynı anda koptu, yırtıldı.

şaka lan g.tveren bir hocam vardı onun yüzünden nefret ettim bıraktım.
bizim mahalle takımı ne zaman ki yeni bir top toplayıcısı buldu, işte o gün jübilemi yaptım.
kuçükken atletli bıyıklı iri bir adam 7 katlı topumu kesti.
bir maçta 4 tane beşlik yedim. zaruri olarak futbolu bırakmak durumunda bıraktırıldım.

yıllarca korcan muamelesi yaptılar bana. *
(#12030874) fakat hala menajerler arasında wonderkid olduğum konuşuluyor. özellikle hava toplarındaki hakimiyetim dillere destan.*
lise son sınıfta bu ülkede futbolcu olmanın imkansız olduğunu düşünerek üniversiteye verdim kendimi.

hala da fenerbahçe de selçuk şahin i izledikçe yanıyorum bu kararıma.