bugün

internet paketim olmadığı için yolda Giderken arkadaşın evinin önünden geçip wifiye bağlanıp WhatsApp tan gelen mesajlara cevap vermiştim.
hala fakirim.
Geçen yine otobüsteyim *
Şimdilerde adım fakiiir,
Soyadım pislik.
lisede hoşlandığım kızla aynı dolmuştaymışız farkedemedim dolmuşçuya “abi 50 krş eksik ama idare et”diyip kızla gözgöze geldim amk o iki üç saniyelik utanç duygusunu unutamıyorum.
ankarada üniversitedeyken part-time öğretmenlik yaptığım zamanlarda bir ay hiç param kalmamıştı. annemlerin babamların durumu zaten kötü, altın bozdurdulardı kız kardeşimin okulu için, isteyemiyordum, kyk kredisi bitmiş, ders vererek aldığım aylık ücret bitmiş. kışın-soğuğun ortasında taaa ulus gençlik parkının ordan arkadaşla yıldızda kaldığımız eve 20 gün boyunca yürüyerek gittim geldim. evde adam gibi yemek de yoktu, çorbaya talimdik. o 1 ay sonunda 81 kilodan 75 kiloya indim ki son 10 yılın bünyemdeki en düşük kilosuydu. kendi aptallığımdı tamamen, akılsız başın cezasını ayaklar çekti. ama iyi ki de yaşanmış böyle birşey, büyük dersler aldım hayata dair o ay içerisinde...
bir gün yine fakirim, cebimde para suyunu çekmiş. akşamın saat 21.00 i gibi düşünceli düşünceli yürürken yerde bir tomar gibi görünen paralar gördüm. eğilip aldım baktım 3 adet kağıt 1 tl ( o zamanlar kağıt 1 tl vardı ) değeri ancak şimdiki 1 tl kadardı . kendi kendime ; bu para haram oğlum bunu fakirlere ver dedim. üç ayrı fakire verdim ertesi gün
o akşam yine iş çıkışı aynı saatte ve aynı yerde, yerde paralar gördüm. eğilip aldım, üç adet 50 tl. çok bir para ki sorma gitsin. deli gibi de paraya ihtiyacım var. bu defa bu para haramdır ve fakirlere dağıtmalıyım diyemedim . kullandım o parayı ihtiyaçlarıma.
aynı yerde ve aynı saatlerde para bulmamda ilahi bir durum olduğunu hissettim. ya ilk bulduğumu dağıttığım için ödül geldi ya da " hadi bakalım bunu da dağıt da görelim " gibisinden 2. bir imtihan.
karar veremiyorum halen. cevabı öbür dünyada alacağım kesin !
TDK'ye göre anı kelimesi "Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra" olarak tanımlanıyor. Hala fakir olduğum için bir anım yok.
parasızlıktan sigarayı bırakmıştım. bir yıl kadar sürdü. ardından yine başladım malesef.
belsa'da cd'ye mp3 doldurtup vcd playerda dinlemiştim.
vcd playerda mp3 mü dinlenir amk.
şu dakikalarda yaşanmakta olan anlardır. ulan bugün para yatacak hesaba nasıl olsa diye sabah cebimdeki paraya bakmadım. 2 saat önce iş yetiştireyim derken mouse masadan fırladı ( çok pis seri çalışırım siz bilmezsiniz ) kafa üstü yere çakılıp çalışmamaya başladı.

kırtasiyeye gittim 115 lira imiş kablosuz mouse. cüzdanı açtım toplamda 100 lira çıktı. yumurcak moduna girip "abla üzeyimde paya yokmuş ben bu mouşeyi şonya alayım" dedim kadında dayanamadı "sen yabancı mısın bizim hanın çocuğusun al kalanı sonra verirsin yahşi şey" dedi. mouseyi alınca asansöre erol taş kahkahası atarak binerken karnımın feci derece aç olduğu suratıma osmanlı delibaşlarının kahredici tokatları gibi çarptı. şimdi hem kırtasiyeye borçlu hem aç bir fakirim..
Fakirlik anlık bir şey mi, nasıl anı olabilir ki.
babamın ayakkabılarına pençe yapıldıktan, ve gömlek yakaları ile manşetleri ters yüz edildikten sonra bana verilirdi. pantolomun kıçında "suvari yaması" olurdu, sanki pantolonum ata binmekten eskimiş gibi.

annem babam dedem annanem aynı evde otururduk. annanem tek kazan kaynatır herkes ordan yerdi. eve getirilen bütün paralar annaneme teslim edilir, evi o idare ederdi. öğle vakitleri sefertası içinde evden dedeme yemek götürürdük.
Dershane zamanlarımda öğlen yemeği yiyecek param yoktu arkadaşlar çağırır hadi gel bizimle ye falan derdi ben de bahane olarak aç değilim ders çalışacam derdim. Tabi doğal olarak acikiyordum ve sonrasında derslere odaklanamiyordum. Şu alacak param bile yoktu. Çok zor günlerden geldim.
o kadar fakirdik ki tek iç çamaşır takımım vardı ve annem beyazları yıkadığı gün okula gidemezdim.