bugün

yazarın ölümü:

Nietzsche'nin 'the God is Dead' (Tanrı öldü) fikrinden
yola çıktığı söylenebilir. Edebiyat'ta yazarın ölümü fikri şuna dayanır:
Bir metin okunduğu an varolmaktadır (okurmerkezli yaklaşım).
Okur merkezli yaklaşım, metnin okuru olmadan varolmadığını öne sürer.
Metin, sadece okunduğu sürece vardır ve okunduğu an
varolmaya, yaşamaya, değişmeye başlar. Okurmerkezli eleştiri,
bir metnin, okur sayısı kadar potansiyel okuması olduğunu savunur.
Dolayısıyla metin, yazıldığı an yazarından bağımsızlaşır ve
okurun okumasıyla, yorumuyla yeniden yaratılır. Artık metin,
bağımısızlaşmıştır ve yazarından bağımsız varolur. Yazar'ın
'demek istedikleri' önemli değil, okurun 'anladığı' ve
imgeleminde canlandırdığı metnin varoluşuna zemin oluşturur.
O nedenle, tek bir gerçekliğin ortadan kalkıp kübist bir çözümlemeye
maruz kaldığı postmodern harekette metin, okurlarınındır ve
okurların sayısı kadar farklı okuması bulunur. Bir metnin
yaşaması için yazarın ölmesi gerektiğini savunur
postmodern akımla gelen edebiyat anlayışı. Çünkü, yazar,
eserini oluştururken içinde bulunduğu amaç ve niyeti
açıklamaya kalkarsa yorum ölür. Yorum, postmodern dünyanın
temel yapıtaşıdır. Bu nedenle, serbest yorum yapılabilmesi için
metnin, yazarından tamamen bağımsızlaşması gerekir.
Postmodern yorumlar, yazarın ölümünü bekler.
(ölüm, metafor olarak kullanılmıştır; yazarın aradan çekilmesi,
yorumlara müdahale etmemesi olarak da anlaşılabilir).**

(bkz: alımlama)
bir başka metafor olarak kullanımı ise
yazarın, yazarlık kimliğini sonlandırması olabilir
veya düz anlamıyla bir yazarın vefat etmesidir ki
arada fazla fark olduğu da söylenemez.