bugün

çok pimpirikli bir arkadaşım * uzun zamandır platonik olarak aşık olduğu çocuğun telefon numarasını bulmuştur.
gelir.
z : zuhuredennesne
a: arkadaşım.

a: biliyor musun onun numarasını buldum. hemen aramak istiyorum. ama yaaa benim olduğumu anlarsa?
z: ya saçmalama özelden ararsak anlamaz deli misin? ara sesini duyarsın hem. cesaretlenirsen de konuşursun. ne kaybedersin ki...
gibilerinden gaz verdim tabii. neyse sonunda aramaya razı oldu. aradı
bu kez a : arkadaşım s : sevdiği çocuk

s: alo...
a:.....
s: aloo...
a..........
s: alo !!! konuşsaana.
a:..............
s: alo! konuş biliyorum sensin!!!

arkadaşım telefonun ahizesini kapatarak bana döner ve olayı koparır.

a: biliyor benim!!!!!!
bir markete girip adres sorduğum esnada yaşadığım diyalogtur.

b: şu adrese nasıl gidebilirim?
bay x: çok rahat gidersin.

bu cevaptan sonra arkamı döndüm çıktım gülemedim de garip.
+abi sen sözlükte yazar olsana
-o nasıl bişey
+internette uludağ sözlük var mesela
-ne yapıyon orda
+başlık açıyolar sen de altına yorum giriyorsun örnek veriyim mesela yaran diyaloglar başından geçen bir diyalog yazıyorsun senin vardır mutlaka
-senin var mı?
+benim var mesela ben bi kere yolda arkadaşla giderken çocuğun biri abi ateşin var mı dedi bende elimi başıma koydum yok gülüm dedim çocukda heee çok komik dedi.
-...
-mal mısın oğlum sen. *
aşk acısının tavan yaptığı sıralar arkadaşla içiliyordur;
- çok sevmiştim hala anlayamıyorum çok üzgünüm çok...
+( olağan teselli sözleri) daha iyilerine layıksın sen canım,* boşver takma
- onu takma, bunu takma hayat habire bana takıyo ama
+.....
kantine dogru yurunmektedir. bir arkadasta sarki soylemektedir .
-you gotta(evet hannah montana, derken hoslandigi cocuk kantinin kapisini acar)hiiiiii
cocuk garip garip bakar

lisede arka bahcede oturuyoruzdur (sesime ragmen sarki soyluyorum)
deniz:karga (omzumda birsey hissederim)
turuncgil:-
deniz:omzunda abi
turuncgil:hassiktir!
tum bahce bize bakar ve gulme krizine gireriz.
bayan yolcu: ışıklarda inebilir miyim acaba?
şoför: ne o hanfendi karanliktan mi korkuyorsunuz?
dün otobüste duyduğum iki gencin muhabbeti eksiksiz bir şekilde buydu.
--spoiler--
+hacı dünya futbolunda tanımadığım futbolcu yoktur.
-tamam soracağım sende takımı söyleyeceksin?
+tamam sor.
-tevfik köse?
+ibb.
-coentrao?
+madrid sanırım.
-hulk?
+portekizde dur ımm porto!
-peki bu souncusu jack daniel's?
+avrupadan olması lazım bayern munih mi?
--spoiler--
- cahiiiiit.
+ efendim abi.
- şurdan bi ceset ayarlayın.
nedendir bilinmez ama bu tür diyaloglara daha çok toplu taşıma araçlarında şahit olunur. misal 2 ergen kızımızın şu diyaloğu;

- ayy cerenle de barıştık.
+ nasıl oldu?
- ya işte bana facebook'dan yazdı bu.
+ eee...
- bana ''selam'' dedi ben de ''selam'' dedim. sonra ''nasılsın?'' yazdı, ben de ''iyi sen nasılsın'' yazdım...

tahmin edebileceğiniz gibi tiqqy kızımız uzun uzun anlattı nasıl barıştığını.
halamın eşiyle onun dükkanında oturuyoruz, ben bulmaca çözüyorum. eniştem trabzon'lu.

bir soruyu sesli okuyorum,

+ mümkün olmayan, imkansız. beş harfli.

- yaz yeğenum, "olmay"

+???
öğle arasında işçiler batak oynamaktadırlar. malumunuz batakta yancının kağıtları ellemesi-ellememesi durumu vardır. uğuruna ya da uğursuzluğuna inanılır.

tornacı: gel hocam, otur çay içer misin?
ben: içerim valla. dur bi de kağıtlarını elliyim.
t: elle hocam, kabarır belki.
ben kağıtları gördükten sonra: sana kabaran bişey var.

burdaki tornacı 50'li yaşlarda, 1.50-1.60 arası bir fırlama.
lise sonda arkadaşlarla bursa genelevine gittik. gerisi şöyle gelişti,
metron: vizite ne kadar?
kadın: üç milyon
metron: ben öğrenciyim indirim olmaz mı?
kadın: öğrenciysen dersine çalışsana ne işin var burda?
metron: geldik işte indirim olmaz mı?
kadın: tamam iki buçuk olsun
metron: paso geçiyomu?
kadın : otobüs mü lan burası?
eve pizza istenecek, pizzacı aranır ve arkadaş siparişi verir.

arkadaş: pizza sipariş edecektik.
pizzacı: tabi, açık adresiniz ?
arkadaş: 3 kardeşiz.
pizzacı: (bkz: beyin travması)
--spoiler--
olay pazar yerinde geçmektedir.
p:pazarcı dayı
y:yaşlı teyze

p: limon limon,iyisi burda gel abla gelllll
t: oğlum bu limon dişi mi erkek mi
p: limon işte teyze al alacaksan
t: dişi mi erkek mi oğlum
p: ya teyze napacan sen al işte
t: yok evladım söyle sen dişi mi erkek mi
p(sabrının son noktasıdır): teyze sıkacan mı sikecen mi ona göre verelim
t: +]!!!!??
--spoiler--
----Yeni sevgilimin aleti çok küçük, ama gene de müthiş seksi..
-Yani çok zengin, öyle mi?.
Markete yeğeni için 'toto' almaya giden kazık kadar adam ve cıvık market sahibi arasında gecen diyalogtur.

Kka: 2 toto versene.
Cms: kazık kadar adam oldun hala totolarla mı uğraşıyorsun len.
Kka: yorum istemiyorum, totolarimi istiyorum.
alışveriş sırasında bol bol meydana gelen diyaloglardır. gecekondudan bozma bakkala gidilir, bakkal amca da iş hayatı boyunca sadece ''ekmek, gazete, ülker gofret'' tarzı ürünlerle haşır neşir olmuştur. yazar o zamanlar ilkokula gitmektedir.

- amca sende sürpriz yumurta var mı?
+ ney? pişmiş yumurta mı?
- yok amca, sürpriz sürpriz.
+ nasıl bir şey o?
- oyuncaklı, çikolatalı.
+ ha yok öyle, gofret var.
- peki.
geçen sene şahit olduğum diyaloglardandır. dersahenede asansörle iniyordum. önümde de iki tane 'rocker' tarzlı arkadaş vardı, bir erkek bir kadın olmak suretiyle. ama tanımam etmem haa kendilerini. konuşmayı duyduktan sonra onları tanımadan da yaşayabileceğime kanaat getirdim zaten. işte o konuşma:
erkek: nasılsın yaa? *
kız: yaa sorma berbatlarda boklardayım. çok kötüyüm.
*erkek: aa noldu anlatsana.* * *
ben ve dört yaşında ki kuzenim ömer.

+ Ömer, o yemeği yemezsen büyüyemezsin.
- Bu benim sorunum seni ilgilendirmez abi.
+ asddjhgdsgsjkasd
ben ve dört yaşında ki kuzenim ömer.

- ömer yeter artık şımarma!
+ beni sen şımarttın abi.
- askdjkashdhdsjfs
- merhaba, hipodrom topuk ayakkabı var mı? *
+ höö!'^+%&/()*(???
-kim bu.
-evet abi kardashian.
-evet götünden tanıdım.
+ ben
- yurttaki arkadaş
efenim ertesi gün istatistik sınavım olması dolayısıyla acilen hesap makinesine ihtiyacım vardı. hemen arkadaşa döndüm ve şu şahane diyalog yaşandı.
+ apo. lan yarın istatistik sınavım var. sende hesap makinesi var mı?
- var yavrum al.(diyerek uzatır makineyi. kendisi mühendislik okuduğu için hesap makinesi biraz gelişmiş bir modeldir. ilk bakışta çözemem)
+ la oğlum nasıl açılıyo bu. bi yığın tuş var üzerinde.
- on a bas açılır
+(bendeniz kendinden gayet emin bir tavırla) lan salak rakamlar dokuza kadar m.k nasıl on a basayım.
tabi sonrasında odada bulunan herkes yerlerde.
geçen sene bu zamanlar sınıfta "sherlock holmes"i izliyorduk . daha doğrusu izleyecektik . video açıldı taşların gözüktüğü kısım sonra at arabasının görünmesi derken 20 saniyedir izlediğimiz filme arkamdaki arkadaşın ağzından çıkan söz bütün sınıfı güldürdü .

- Abiiiii ne film yapmışlar yaaa

bu zeki arkadaşın yanındaki kız ilerleyen saatlerde yaptı yapacağını . tershane sahnesinde geminin arkasından halat ve halatın bağlandığı kısım geliyordu sherlock'un üzerine . kız aynen şöyle dedi " ay ay ay ay ölücek adam ay ay " . benden cevap gecikmedi :

s0uLsp34r : o ölürse film biter mal !
karakolun birine komutan olarak asteğmenin birini gönderirler. askerler komutanın asteğmen olmasından dolayı kafaları kırılmadan önce asteğmeni pek sallamazlar.karakol etrafındaki telsiz muhaberelerini dinlemek için karakol komutanı yatmadan önce telsizi açık bırakır.
saat: 3:00
+64 58 27
-27 58 64
+abi naber?
-anlaşılmadı...
+67 58 27 naber?
-gereksiz muhabere yapma!
+abi komutanlar uyumuştur ya.
-saat kaç?
+3:00 abi
-muhakkak ayakta olan vardır.
+parazitte yapıyordur zaten yağış var...
-anlaşıldı tamam
+abi ben evi özledim.

karakol komutanı uyanır.
+ gereksiz muhabere yapmayın!
-anlaşılmadı
-anlaşılmadı
+lan gereksiz muhabere yapmayın!
-komutanım parazit var duyamıyoruz!
+ulan o zaman benim komutan olduğumu nerden biliyosunuz ibneler!
-muhsin abi sen bir şey duyabiliyor musun

karakolda görevli uzman çavuşlardan biri alır telsizi ve son noktayı koyar
+ben uzman çavuş şakir. oraya gelirsem telsizi götünüze sokarım!
-anlaşıldı tamam!
-anlaşıldı tamam!