bugün

Küçükken transitin altına girmiştim phoenix bisikletimle. Adam gülmüştü amk.
bisiklet sürmeyi yeni öğrenmeye başladığımda onur diye bir arkadaşım bisikletimi hızla itince çöp konteynerına girdim. biraz ağlayıp hiçbir şey olmamış gibi bisiklet sürmeye devam ettim.
sanki bisikleti sürmek için değil de düşüp bir taraflarımı kırmak için kullanıyor gibi bir halim vardı.
Bazıları bekaretin bozulmasıyla sonuçlanmış.
Arkadaşımın Konuştuğu kızlardan biri frene ters basıyor olan oluyo. Halbuki kız hiçbir erkekle yatmayan biri. Allah'ın işi karışılmaz.
arkadaşlar ile yavaş yavaş ilerlerken sol tarafımızda kalan parkın sahasında basketbol oynayan çocukları izliyordum. şerefsiz aski personeli çalışma yapıyormuş ve kanalizasyon kapağını açık bırakmışlar. bisikletin ön tekerleği içine bir girdi ben tepetaklak yerdeyim. neyse ki içine düşmedim. kötünün iyisi oldu kaşım açılmıştı.
Es son izmir altınyolda bir araç tutmaya çalışırken balanca girdim, hidroliklerim patladı.

Omzum çıktı ve ben bisikleti bırakıp patene başladım. O gün bugündür pişmanım.
bazen tehlikeli olabilen kazalardır.

bir keresinde arkadaşlarla "yokuştan aşağı inme yarışı" yapıyorduk. (ulan ne malmışız be. şimdi para verseler yapmam bunu.) yokuşun sonunda da bir viraj vardı. nerdeyse hepimiz aynı hizada giderken benim bi anda atağa kalktığımı görünce arkadaşlar çok şaşırmıştı. bilmiyorlar ki fren telinin koptuğunu. o anki korkuyla birlikte ben kilitlenip kaldım, gidonu bile çeviremedim. yol kenarındaki 30-40 cm yükseklikteki duvara çarpıp havada bi takla attım. ama o havada geçen süre bana çok uzunmuş gibi gelmişti. yere düştüğümde de gidon hala elimdeydi.

düştüğüm yer toprak olduğundan ufak tefek sıyrıklar dışında bi zarar görmedim ama bisikletin gidonu kırılmış, ön lastik ve jantlar perte çıkmıştı. korkudan hava kararana kadar eve gidememiştim.
Yaz tatilinin başlarıydı, bizim evin oralarda bir merdiven vardır 3 basamaklı sadece. Ben bisikletin üstünde bu merdivenleri ineceğim derken kendimi bir anda suratımla yeri süpürürken bulmuştum.

Uzun bir süre suratımın sol yarısı kabuk bağlamış şekilde gezdim.

Annem evde yoktu (yine) kapının önünde yarım saat kadar (suratım kanarken) annemi bekledim.

Beni gören annemin verdiği tepki o kadar sakin ve alışmış bir ifadeydi ki aynaya henüz bakmamış olduğumdan sadece bir iki çizik var sandım. Korkmamıştım ondan dolayı.

Şimdi şimdi anlıyorum, anneyken çocugun düstüğünde paniklemek yerine en azından dışarıdan sakin görünmeye çalışmak çok önemliymis.

Gerçi yaramaz bir çocuk olduğum için düşmelerime falan alışmış dolabilir.
Hala dizlerimde morarıklar oluşturabilen bir insanım. O kadar çok düşüyorum ki yerlere, dizim mor bir harita gibi..
Arkadaşımın evinin hemen yanında bayırlı bir garaj vardı. Ben, kaldırımdan giderken yanlışlıkla o bayırdan hoooop aşağı ve son, garajın demir kapısına çarpmıştım. Bir şey olmadı şükür.
almanya´nın bi şehrinde bisiklet yolunda karşıdan gelen, avukat kadınla çarpıştım, yagmurlu bi gündü, bütün dosyaları dağıldı, kadın bi süre şok geçirdi. benim elim patladı , bayaa etler dışarı çıktı falan.arkamdan gelen adam ambulans çağırdı, benim elime pansuman yaptılar, hemen zaten bikaç dakkada geldi adamlar. kadının bisikletini oraya bağladık, onu hastaneye götürdüler, şoktaydı çünkü.
9 yaşımda kamyona girmiştim.hayır ben girdim kamyona.o masum bir halde yol kenarında park halindeydi.
Önüme aldığım arkadaşın ayağının ön teker ile çatal arasına girmesi sonucu yokuş asagi inerken ön tekerin zınk diye kitlenmesi. Sonrasında havada saltolar atan iki çocuk.
Çok dik bir yokuştan son sürat inerken ön freni sıkmamla tekerin kayması ve yuvarlanmam.
ortaokulda bakırköyde babaların üzerinden atlarken, kızlara şekil yapçam diye, zıbam diye yere yapışmak..
ki o it bmx'i elim gibi kullanıyordum..
heyecan yapmış olmalıyım ehi..
bir de geçen yaz yine şekil yaparken, bu sefer tek teker üzerinde sürmek, sırtüstü yere yapışmak..
evet çok sert giriştim evet hehe hihi tavrıyla binip ortamdan uzaklaşmak..

Şimdiye kadar bu kadar.. Yarınlar ne getirir bilinmez artık..
bir gün çok pis bir kaza geçirdim. olay şöyle geçekleşti: bizim evin önünde ana yol vardı böyle yol açık olduğu için hız sınırı bayağı bir fazla. ben piskilet biniyordum, tabi o zamanlar ergendim hormonlarım biraz haddinden fazla salgılıyordu ben de artistlik yapıyordum. ( ama kimseye yapmıyordum öyle kendi halimde takılıyordum) şimdi o yol çakıllıydı ve çakılda hep kıç kaydırıyordum. sonra bir ara çok hızlı geliş yaptım ve tam virajı alırken bir kaydırma yaptım piskiletle birlikte yola düştüm. esas korkunç olanı buydu, arabalar hızlı geliyordu o anlık korkuyla piskileti bir attım sonra hemen kendimi de kaldırıp yolun dışına attım. ama sıkıntı bitmemişti çünkü hareket edemiyordum. artı çok korkmuştum. bilançosu ise piskiletin kayması sonucu böyle ters bir dönüş yapıp ayağımı kesmesiydi. ayağımı bayağı bir kesmişti yani. neyse sonra düzeldim tabi ama yola düşmem beni aşırı korkutmuştu. hani kurbanlık koyun gibi piskilet üstümde yolda buldum kendimi, bir araba geçse üstümden şimdi bu değerli bilgiyi siz sayın uludağ sözlük yazarlarıyla paylaşamıyor olacaktım.

öyle yani.
E5'ten balata bağlanılan kavşakta 15 metre boyunca yerde uzamışlığım vardır. Haliç'e kadar gideceğim sanmıştım. Allah'tan o sırada her tarafa kırmızı yanıyordu yoksa hiç şansım yoktu. Yarış bisikletiyle bu işin şakası yok zira yavaş gidemiyorsun, hep basasın geliyor, artistsinya..
ben bisiklette, elimde kocaman bir dal. sürerken dal tekerleğe girdi takla attım burnum kanadı. millet gibi uzun uzun yazamadım affola.
brükseldeyken sehri gezmeye cıkmıstım.brükselin karayolları hatları aslında inanılmaz bir düzen icinde ve sistemlidir ama hic ummadığınız yerde karsınıza tren yolu cıkabiliyor.ben bisikletli trafik canavarıyım kırmızı ısıkta falan hayatta durmadığım icin bastım gaza gidiyorum bir de miyopum uzağı göremiyorum trenin sesini bile duymadım ta ki 5-6 metre dibime gelene kadar.kafamı sola cevirmemle direksiyonu kırıp iki frene aynı anda basmam 1-2 saniye icinde gerceklesti ve direk kendimi yere attım.ve mucize gerceklesti ne bana ne de bisikletime bir sey olmadı.pantolonumun diz kısmı asındı sadece ve biraz da dirseğim kanadı.sonra kalkıp yola devam ettim.bisikletle kaza yapmak güzeldir.bininiz.
2002 senesinde parmağımın yarısını kaybettiğim kaza.
küçükken kaykay rampasında şov yapan abileri görüp ben bunu bisikletimle de yaparım ne var demistim.
Çoğu zaman minibüsleri geçmeye çalışırken yapmış olduğum kazalardır.

En kısa şekliyle anlatıyorum;
- pardon abi ya.
+ pardon mu kaldı lan, yamultmuşun arabayı, sikicem ağzını yüzünü!
Dün geçirdiğim kazalar bütünü öğreneyim derken canımı çıkardım ama öğrendim sonunda.