bugün

Soğuk bir ocak sabahını ısıtacak; masum, sevişgen ve ihtiraslı bir eylem.

Her şey yağmur sonrası açan güneş gibiydi. Yine kendimi seksi, kel ve göbekli berberimin ellerine bırakmıştım. "Nasıl olsun şekerim?" Dedi. " şu aralar amerikan modaymış, iki tane de çizik attın mı tamamdır." Dedim.

Seksi kolları adeta vücudumda dans ediyordu sanki. Dayamalarını unutup sadece aynadan o beyaz bıyıklarını kesiyordum. Taa ki o ses gelene kadar. "Saatler olsun.."

Saat ne amına koyim dedim içimden. Sonra gözlerimi bıyıklardan alıp yeni saçlarıma baktım. Aman tanrım, olamazdı. amerikan istediğimi belirtmeme rağmen ingiliz kesmişti. üstelik çizikler de 3 taneydi. Büyük bir hışımla:

- bu ne yahu? ingilizlerden nefret ederim bilmiyor musun sen?
+ pardon canım dalmışım.
- senin dalmanı cima ederim. Kel dedik, göbekli dedik başımıza çıktın. Yat bakim sen şuraya.

Dedim ve yaklaşık 110 kiloluk seksi berberi domalttım. Artık iş sadece büyük bir titizlikle cimalamaya kalmıştı. Keramettin'i çıkarıp bir sağa bir sola vurmaya başladım. Yalvarışlarını, çığlıklarını duymuyordum bile. Sanki cimalı taş devrinden çıkmışcasına cimalıyordum.

Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bunun da gelmişti. 7.5 lirayı masanın üstüne koyup dükkandan çıktım ve bir daha hiç uğramadım o semte.