bugün

düğünde salonunun en kuytu yerinde bir başına kös kös otururken.
sevgililer gününde çok koyuyor.
lif kısadır ve lifin iki ucunu tutarak sırtınızı lifleyemezsiniz. lifleyecek kimse yoksa yalnızsınızdır. eğer lifleme potansiyeli olan kişi sizi liflemeyi reddediyorsa yine yalnızsınızdır.
arkadaşlarının nişanında/düğününde dans müziğinin çaldığı an.
Kimsenin sizi umursamadığını gördüğünüz andır. Kimseyle konuşulmuyor.
Yalnız değil de yalnız bırakılmışsanız koyar. Diğer türlü vız gelir tırıs gider.
Eve girince ben geldim diye bağırınca sen geldin diye mutlu olan kimsenin olmadığını anladığın an.

Sabah kalktığında üstünün açık olduğunu fark edip gece kimsenin senin üstünü örtmediğini çünkü yalnız olduğunu fark ettiğin an.

Doğum günü pastasının mumlarına tek başına üflediğin, etrafın kalabalık doğduğun halde tek ölecek olduğunu anladığın an.

Kapının önünde zile bastığında kim o diyen birinin olmadığı gibi benim diye cevap verince onun sen olduğunu ve başka bir şey sormadan kapıyı açtığı anı yaşayamayacağını düşündüğün an.
mutluluğunu paylaşabileceğin kimsenin olmadığını fark ettiğin an.
Tek başına sahur yapmak.
Sanırım bu an. Yalnız olmaktan şikayet etmiyorum ama şu an ağlamaktan acayip şişen gözlerimi gördükçe içim bir tuhaf oldu. Ne kadar iyi , pozitif yaklaştıysam o kadar yalnız kaldım. Ben çizgimden şaşmadım ama Artık yoruldum.
Üzüntüyü geçtimde, mutlulugu paylasamadıgın an acıdır.
evde donla dolaştığını fark ettiğin an.
öss’ye gireceğim muhitte yalvar yakar telefonumu bırakacak bir kişi, dükkan aradığım anlardı. uzun yıllar geçti ama hala arada hatırlar ciğerlerimi dağlarım.
üniversitede ki ilk yılbaşı sokaklarda avare avare tek başıma dolaşmıştım. ilk ve son kez orada koydu.
Adam yerine konmamak.
virane kalbimin sesi tükenmek üzere sanki..

hislerim , düşüncelerim hepsi kırgın insanlara..

en çok da sanki yürek yemiş yalnızlığıma,
iz bırakırcasına karanlığıma..
Yanlış bir şey bile yapsan seni destekleyecek ya da uyaracak kimsenin olmadığını fark ettiğin an.