bugün

Yedek kask , yedek mont ve eldiven diye düşünüyorum.
etrafında hiç kimsenin olmaması değildir yalnızlık. binlerce kişinin arasında da olsan, yüzlerce arkadaşın da olsa yalnızsan yalnızsındır. derdinizi anlatacak, derdinizde anlayacak kimse yoksa, karşınıza üzücü bir olay çıktığında üzüntünüzü paylaşacak, açıklayacak biri bulamadığınızda yalnız olduğunuzu anlarsınızdır.
iki sohbet edebileceğin adam bulamamak sanırım. care sigara.
Cevabı bilmiyorum ancak bu arkadaşları gripine yönlendirmek lazım, onlar bulduklarından bahsediyorlardı bir çaresini.
Tuvaletin kapısı açıkken işemek.
40 yapraklık bir defter bitince farkettim yalnızlığı. Defterin bittiğini görünce fark ettim, kiminle dertleştiğimi, kiminle arkadaş olduğumu. Bir sürü arkadaşım var, dostum var ama hiçbiri bi defter değil.

Edit: şaka, şaka. Ben kendim istiyorum yalnızlığı. Sessizlik içinde, odamda hiçbir şeyin derdini düşünmeden yaşamak daha rahat. Bir insan istemeden yalnız olamaz, insan kendisi isterse yalnız olur. Çünkü vardır onunla arkadaş olacak kendi düşünceleri.

10 ay sonra gelen lanet olası edit:

Zamanla birlikte düşüncelerim de değişti tabi. Yalnızlık arkadaşının ya da ortamının olmaması demek değilmiş, yalnızlık depresyondayken derdini anlatacak kimsenin olmaması demekmiş. insan yalnız kalmak istermiş ama bu süreyi uzatmamalıymış. Yoksa iç hesaplaşmaların bir zamandan sonra artıyormuş ve en kötüsü de hayatını bitirmek isteyecek kadar sorunlarının olduğunu farkediyormuşsun.
canın sıkılır yada bişeye sinirlenirsin seni teselli edecek moral verecek kimse yoktur var mı daha büyük yalnızlık.
Bir şey başardığında ya da bir şarkıyı çok beğendiğinde paylaşacak kimse olmaması. Akabinde Hevesin ve sevincin güzel değil yalnızca buruk hissettirmesi.

Bir kere pek samimi olmadığım birine -o kadar içimde tutamadım ki- "Seninle bir takım şarkılar paylaşabilir miyim?" demiştim lan ezikliğe bak. * O da sağ olsun dinlemişti yorum falan yapmıştı.