ing. gardrop.

orijinalinde yani "wardrobe" da "ı" olmadığı halde tdk "gardırop" demiştir. yine orijinalinde p olmadığı halde tdk b yi p yapmıştır, türkçe kurallarına göre. ama yine de bence yanlış yapılmıştır.

hem yabancı bir dili bünyene alıyorsun hem de onu iyice değiştirip çok daha yabancı bir kelime haline getiriyorsun.

buna rağmen birçok kelimede orijinaline sadık kalınmıştır. mesela prim = prim gibi. pirim denmemektedir. ya da restaurant = restoran. en azından okunuşları baz alınarak türkçeleştirilmiştir. initiative = inisiyatif. problem = problem. araya ı konulmamıştır.

ancak wardrobe örneğindeki gibi orijinaline (original = orijinal) sadık kalınmaması hem türk dilinin gelişiminde bir pürüz, hem de kelimenin geldiği dile de komik bir durumdur. dil elbette canlıdır, değişken ve türetilebilendir. ancak burada yanlışın işinde bir yanlış yapılıyor. hem yabancı dillerden dilimize kelime gelmesine müsade ediliyor hem de o kelime üzerinde yanlış teknik ayarlarmalar yapılıyor. tabi bu benim görüşüm. yani bana göre dilimize geçen bir kelime orijinaline çok yakın bir şekilde düzeltilerek geçmeli.

perspektif = perspective. gayet okunduğu gibi alınmasına rağmen bir wardrobe hem sesletimi hem de harfleri açısından çok farklı işlenmiştir. tabi tdk nın çalışma prensiplerini ve dinamikleri nedir bilmiyorum ama bu tür değişiklikler ile dikkatimi çekmiyor değiller.
Duvara monte edilen kapaksız açık giysi dolabı, pratik gardrob. iskandinav icadıdır.

Garç garç heyula gibi ya da tırt, kapağı zamanla elde kalan, içerisinde neler olduğunu unutabildiğiniz gardroblar kullanmaktansa bu dolapları kullanmak daha kullanışlı. Ayrıca giysilerin, pabuçları hava alması, sık sık neyin nerede olduğunu görmek de güzel.

https://www.uludagsozluk.com/r/wardrobe-1217860/