bugün

başlık aslında "verecek süper cevabı varken susup sonradan pişman olmak" olacaktı, malum başlık sınırlandırması.

evet, çok kötü, insanın içini kemiren bir pişmanlık duygusudur.

bir arkadaş ortamında biri size ters bir şey söylemiştir. sizin de bu cevaba karşı verecek bir cevabınız yoktur. ya da vardır ama utandığınızdan veya ortamın müsait olmadığını düşünmeniz sebebiyle susarsınız. en kötü ihtimalle ayarı vermeye çalışmış, ama sözcükleri ağzınızda gevelediğiniz için dedikleriniz anlaşılmamıştır. daha sonra yalnız başınıza kaldığınızda ise "ulan niye yapıştırmadım ki orda cevabı?" ya da "utanılacak ne var sanki? açık açık söyleseydim" diye kendinizi yer bitirirsiniz.

insanı deli eden bir pişmanlıktır vesselam.
(bkz: içinde patlatmak)
(bkz: beyinin geviş getirmesi)
zamanla verecek süper cevabı varken susup sabır çekmek rütbesine nail olacak bünyenin ham hali.
dilin o anlık tutulmasıdır. en iyisidir. susmak daha çok şey anlatır. cevap verip sonradan pişman olmaktan iyidir.
(bkz: söz gümüşse sükut altındır) sözü benimsenmeli ve pişmanlıktan arınılmalıdır.
yok ben buna gelemem diyorsanız (bkz: ayarı veremezsen ayar olursun) derim.
bir özgüven eksikliğidir.
zararlıdır.
zekanın yeterli cesaretin kıt olması durumudur. Verilecek iyi bir cevap bulmak ve bunu kafada toparlamak zeka işidir. Bunu söyleyebilmekse cesaret işi. Sonuç olarak zeki ama cesaretsiz olmak bu dünyada başa gelebilecek en büyük lanetlerden biridir.
lanet olsun, keşke konuşsaydım, niye sustum ki? gibi tümcelerle hatırlanabilecek vaka.