bugün

zamanı gelince çekip gidememektir.

hatadır... çoğu zaman alelade bir gecede eski yaralarınız tekrar kanamya başlamasına neden olur; ve insan o zaman "keşke her şey daha kolayken veda edebilseydim." der.
alelacele oldu gidişin. hazırlarken sen bavulunu, ben kapatıyordum elbiselerini almak için açtığın o gardropu. sen tekrar açtığında ise daha çok vuruyordum yere ayaklarımı. şimdi düşünüyorum, belki de ben ifade edemedim kendimi. aslında tüm derdim "gitme kal" diyebilmekti. bilseydim bir daha asla dönmeyeceğini farklı olurdu elbet söyleyeceklerim.

sen bana hoşçakal demedin ben sana veda bile edemedim.

(bkz: #3556398)
veda ederse bir daha görüşemeyeceğini sanan insanların yapamadıkları eylemdir. arkalarına bile bakmadan uzaklaşırlar ordan. * * *
gitmesi gerekiyo ama seninde ölmen gerekmiyodu ki. bakarsın ama elini bırakmak istemezsin o otobüsden sana el sallarken elinde onun elinin sıcaklığını hala hissederken uzaklaşması....
bir el sallamak gidene, bir kere öpmek yanağından veda sayılmamalı. evinin önünden hareket eden bir arabanın ardından koşuyorsan ve elinde masrapa su döküyorsan asfalta var bir umut içinde, giden dönecek geri. el sallıyorsa o da sana arabanın arka camından "geleceğim bekle" diyor belli ki... ne de olsa her biri beklemek için kafi gideni.

lakin gidene sıkı sıkı sarılmalı insan. bir daha hiç göremeyecekmiş gibi. ben sarılamadığımdan, ardından yaptıklarım veda sayılmamalı. sen el sallamadığından, o umut içimde hiç olmamalı.
unutamamaktır.

sana elveda demiştim. yüreğimden bir parçayı koparıp o veda kelimesinin içine eklemiştim sana bunu söylerken. bir kelimenin bu kadar zor olacağını bilmiyordum.
sen benim sevdiğimdin, kıyamadığım. herşeyimdin. canımdın. sen benim dostumdun, arkadaşımdın. en zor günlerimde bana yön verendin. bir sorunum olduğunda konuşabildiğim tek insandın. sana veda edeceğim hiç aklıma gelmezdi.
ben seni çok seviyorum hala. biliyor musun? kimse beni anlamıyor. neden seni unutamıyormuşum? ne kadar komik. ben hala seninle sabahlara kadar yaptığımız sohbetleri hatırlıyorum. yaptığımız en basit iğrenç espirileri anıyorum. seni anarken hala yüzümde gülümseme var.
herkese senden nefret ettiğimi söylüyorum ama olmuyor. senden nefret etmeyi başaramıyorum ben. yüreğimin en derin yerlerini bir tek sana gösterdim ben. şimdi nasıl sana olan sevgimi bir anda silmemi bekliyor herkes benden?
aslında kimse de umrumda değil. biliyorum ki sen şimdi çıkıp gelsen ben yine sana gülümserim.
kimse, hiçbir zaman seni bu kadar sevmemin nedenini anlayamayacak.
ben zaten "biz" olan hayallerden vazgeçtim. sadece seni merak ediyorum. seni ve o yeni sevgilini...
ona da söyleyebiliyor musun bana söylediğin gibi "seninle konuşurken rahatım" diye...
merak ediyorum ona da söyleyebiliyor musun "seni klonlayıp her yere götürmek istiyorum" diye.
evet, ben hala bu sözlerden kurtulamadım. bilmiyorum belki ben bir yalana aşık oldum. ama olsun; madem yalanın adı sensin umrumda bile değil.
ben sadece sana çok güvenmiştim. senin beni yarı yolda bırakmıyacağını düşlemiştim. ama unutmuşum hayat düşlerdeki kadar yalın ve gösterişli değildi.
lanet olsun ki ben hala seni seviyorum bütün benliğimle. çünkü hala bir gün çıkıp gelirsin diye hayallerim var benim.
iyi geceler sevgilim.
son oldugunu bilmeden yasanan sonlarda bir turlu edilemeyen belki telasdan belki nasılsa yarın gorusecegizin verdigi rahatlıktan dolayı edilmeyen vedalar sonradan yutkunamama nefes alamama sebebi.
(bkz: son pismanlik neye yarar)
bazen iyi bile olabilir.
okey oynarken eğer tek taşa kalmışsanız ve hangi taş grubunu bozmaya karar veremediyseniz bahsekonu okey taşı ile aradığınızda yaşadığınız durum.

ve ses gelir: vedalaş abi!*
her zaman yaptigim sey. veda edemiyorum.

soylemek istedigim cok sey var belki ama agzimdan cikmiyor. kendine iyi bak bile cikmiyor. dilimin ucunda tikaniyor. sevdigim biriyse eger, yalnizca agliyorum. iyi dileklerimi dahi soyleyemiyorum.

vedalardan nefret ediyorum.
herkes bir vedayı hakeder. son bir veda busesi'ni...

http://mbsadam.blogspot.c.../2017/02/veda-busesi.html
Bu dünya soğuk.
Rüzgar genelde ters yöne eser.
Limon ağaçları kurur.
Bahaneler hep hazır.
Güzel günler çabuk geçer.
içimiz hep bir hoşçakal ülkesi.

cahit zarifoğlu
hiç romantizm kasmayacağım. orospu çocuğu bir veda ederdi insan o kadar da mı kıymetimiz yokmuş.
Çoğu insanın yaptığı ve benimde yapmakta olduğum durum. insan sevdiğini terk edemiyor, vazgeçtim dese bile hala içinde bir yerlerde onun için bi parça barındırıyor, her ne kadar inkar etmek istesede, hala o kişi için duygular besliyor.
çelik'in, veda etmem ben bu aşka şarkısını akla getirir. sen benim; anam , babam , iki gözüm her şeyimsin veda etmem ben bu aşka.
ben edemiyorum kimseye veda. çevremde hiç insan yok diye, bırakamıyorum olmayanları.
Ne o kitap pek afilliydin kadın konusunda,
Hoşçakallaşamadın değil mi ?
Kaybettik be usta...
Kitap adam uzun süre sonra kaybetti...
Lakin kitap adam sözü olsun vedalarınızı güzel yapın gönül koyarak değil gönül alarak vedalaşın.
Acizane...
görsel
uzak mesafe ilişkilerinin olmazsa olmazıdır. çok üzer.
Veda etmeden ayrıldığın, bıraktığın herkes, her şey sandığından daha büyük bir yara bırakıyor geride. Vedalaşmak çok önemli. insanla, eşyayla, sevdiğin sevmediğin ne varsa vedalaşıp ayrılmak lazım.
Saçmalık. Veda etmeye tenezzül etmemektir o olsa olsa. Bir cümlelik bile kıymetin yok demenin başka türlüsü.
(bkz: bsg) ya denmeden olması gereken eylem.