bugün

bellek denen tortu benim için anlamlı olan her şeyin tükendiği ve tüketildiğini hatırlatır geçen her gece.
aşklarımı ve dostlarımı unutarak zihnini uyuşturan tarifsiz bir tembelliğin içinde gereksiz pozlar veririm gün içinde.Gene çaresizlik hayatımı teslim alırken yararsız acılardan hoşlanırım.
akşamları televizyon önüne oturup, peşpeşe akan açlık, katliam ve isyan fotoğraflarını seyrettikten sonra dayanamayıp usulca uzanıp bilgisayarımın klavyesine, her biri devrim büyüklüğünde harflerle, kendi sözlerimizin çöplüğüne ne idüğü belirsiz laflar ederim.Aslında doldurduğumu zannederim ama boşaltırım sadece benden habersiz bende saklanan her şeyi.
Acının ve zulmün gözlerine işlediği Afrikalı çocukların yüzlerini izlerken saniyesinde bir çocuk küfrederek intihar eder içinde.
Bazı geceler gittikçe büyüyen bir boşluğu, kulaklarından tutup çekiştirerek, biraz daha büyütmeye çalışırım.
Dünyanın bilmem neresinde bilmem kaçıncı katında arap şeyhin mal varlığının gösterildiği bir belgeselde ruhumu satarım şeytana.
Bazen rüyasında hiçliğin, çeker bir köşeye sorarım ne işin var senin bu inançları için ölen, ölüdürülen, bu içten pazarlıklı, bu katil dünyada..
rahat bırakıp düşeyim yakanızdan yoksa hiçliğe benzeteceğim sizi.
aslında nedensiz olmayan sıkıntılardır. varoluşçuluk bu sıkıntıların gerçek sebeplerine inebilmek yerine, onları tasvir etmekle kalmış ve şu sonuca varmıştır:

- sıkıntı hayatın asli karakteridir!

bu doğrudur. ama görüldüğü gibi, sıkıntının kökenine inmez.
o da var olanin agir agir yoklugu.
her şeyi bırakıp uzaklara gitme isteğiyle baş gösteren nedeni her bünyenin kendinden menkul olan sıkıntılardır. bazısı neden benim diye sıkılırken bir diğeri de neden bunca sorumluluk diye hayıflanır işte öyle bir şey.
güncel Önemli Başlıklar