bugün

kar yağışı, kimisi için mutluluk vesilesi, kimisi için külfet...
van'da konteyner kentte kalan fukaraların dramı, karlı havalarda katmerli bir hal alıyor.
batı illerine uğrayan soğuk bir hava dalgası, sıcacık evlerinde ve iş yerlerinde oldukları halde birçok insanı hasta ediyorsa, doğunun soğuğunda ve bir konteynerda yaşayan, elektiriksiz ve susuz ve de kanalizasyonsuz bırakılmış fukaraların halini varın siz hayal edin.

hiçbir devletin fukara üstündeki hakkı; fukaraların devlet üstündeki hakkından daha üstün ve büyük değildir!

bu mesele bu kadar göze batmamalıydı!
bir utanç meselesidir bu hal...
oranın mülki amirleri ve yapılan haberlerle bu vaziyetten haberdar olup da hiçbir girişimde bulunmayan merkezdeki yetkililer bu vebalden mesuldür.

bu ülkede işler nasıl yürüyor bilmiyorum.
halkının ihtiyaçlarını görmediği için ya da halkına hizmette kusur ettiği için valileri yanına çağırıp onları rezil eden ömer'ler nerede?
nerede, ömer'lerin hassasiyetini paylaştığını iddia eden yöneticiler!!!

kendi vatandaşının ihtiyacını karşılamadan, imf ye milyarlarca dolarlık kredi açmakla övünen idarede bir problem vardır.

not: bu ilgi, bölgeye ya da etnik kökene hasredilmiş bir ilgi değildir. eskişehir ya da bir başka şehir, fukaranın hepimizin üstünde hakkı vardır!

ayrıca kimse, ırkçılığını iki ezber kalıp ardına sığınarak kamufle edebileceğini sanmasın. baştan aşağıya iğrenç bir ötekileştirme ile dolusunuz.
dolayısı ile ''kaale alınmaz'' kategorisindesiniz.
kendi başlarının çaresine baksınlar o halde.
amasya'dakiler de üşüyor, ankara'dakiler de üşüyor, samsun'dakiler de üşüyor, rize'dekiler de üşüyor.
ama siz hiç bu yerlerde başlatılan kampanya gördünüz mü? neden hep "armut piş, ağzıma düş" ifadesinin somut örneğini kürtlerde görüyoruz? neden bir karadenizli gibi kendi başının çaresine bakamıyor nu kürtler?
neden bir ankaralı veya çankırılı gibi "her şeyi devletten beklememem gerekiyor. bak, koskoca deprem atlattık da beğenmediğimiz o 't.c.' bize yardım etti, evler verdi. türkiye'nin dört bir yanından yardımlar toplandı." gibi düşünmüyorlar?
bir kuruş bile göndermezdim şahsen. bu etnik ayrımcılıktan dolayı değil, pozitif yarımcılıktan ve yüzsüzlükten dolayı.
van'da depremzedelerin soğukta evsiz perişan kalması kimilerinin ağzından faşist nükteler dökülmesine sebep olmuştur,
keser döner sap döner şimdi yumuşak poponu koltukrtan kaldır ve çok iman ettiğin dininin emirlerine uy,
gerçi onu yapamazsın işine gelmez,
o zaman etik davran insancıl ol,
genelleme yapma!
geçmişteki olaylara takılıp kalma, konu konuyu açar laf edemezsin,
sürekli nefretle yaşama, iman ettiğin dinin peygamberinin ve dinin hoşgörüsünden bahsedersin, senin ağzından sadece irin akıyor,
not: ateistim
ilginçtir ana akım medyanın yaptığı yayınları da bu kez badem abilerimiz yalanlıyor,
jeep'ler gezmiş vay anasını serhat neler dönmüş ya,
hem devlet öyle kötü şeyler yapar mı hiç. bari soralım biraz, oradakile nasıl iyiler mi, hep aklımız oralarda inanıyor musun,
yaşasın akp, valilikle akp'yi bir tutan sik kafalılar da varmış,
höşmerim valinin yapmadığı şeyi sen niye partinin adamı olarak algılayıp savunmaya geçiyorsun ki,

şimdi kafandaki donu çıkar ve beni tekrar et;

--spoiler--
töröröslör mönöpölö ödöyör
--spoiler--
Ona buna alet etmeyin vanı. Vanlı değilim ama burada yaşıyorum gerçek vanlılar yardımdan memnun. Sesi çıkanlar niyeti farklı olanlar. Gören de km.lerce öteden bu eleştirenleri iyilik meleği sanar. Varsa yoksa hükümeti onu bunu eleştirmek, haklı tespit yapanları faşistlikle yaftalamak.
sosyal medya team detected.
cebimdeki son kuruşa kadar katılacağım kampanya. hergün sigaraya, alkole ve daha bir sürü gereksiz harcamaya verdiğimiz paraya birçok insanın kışı bir nebze sıcakta geçirmesine vesile olabiliriz.
wan dırrêcıfe (van titriyor)
görsel
van ise üzücü, ama wan ise gebersin it herifler denilesi durum. bir harf değişimi nelere kadir di mi gençler. (bkz: zorunlu deprem sigortasını yapmayan vanlılar)
valla ben de usuyorum bilader hem cepte para yok faturalar birikti ve polis otosuna tas atinca isiniyo di mi insan ama oh yes.
--spoiler--
valla ben de usuyorum bilader hem cepte para yok faturalar birikti ve polis otosuna tas atinca isiniyo di mi insan ama oh yes.
--spoiler--

(bkz: götünden anlamak)
Van donuyor. Biz günlerdir kapanan yolları tartışıyoruz. Van'da elektrik yok. Biz günlerdir ankara ve istanbul'daki elektrik kesintilerine isyan ediyoruz. Van'da çocuklar, kar altındaki konteyner'de sadece bir ufo yardımıyla eğitim görmeye çalışıyor. Van üşüyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, oradan oraya saçma sapan yerlerin açılışı için koşuyor, verdiği sözleri unutuyor, okullar ve evler bir türlü tamamlanamıyor. Van'la birlikte vicdanlar üşüyor.
nefret söylemleri ile dolu başlık. ne zaman insan olmaktan bu denli uzaklaştık lan biz? ne zaman afette yoksullukta zorlukta coğrafya dil ırk ayrımı yapar olduk.

doğu batı demeden ülkece kaybediyoruz. farkında değiliz. yazık.
Gölcükte donuyordu...
Keser döner sap döner gün gelir kebap döner.
Edit: (bkz: açken entry girmek)
yardım yerine kolilerce türk bayrağı ve bikini göndermişlerdi ya... onları yakıp ısınsınlar. bir de tc yıkamadıydı deprem mi yıkacak, soğuk mu dokunacak benim hewallerime...

not: zırlanmalarından kusucam artık. van valiliği efendilere toki'den konutlar verilene kadar "yer beğenin kiranız ödenecek" diyor beyler beğenmiyor. dertleri yeni yer kapatıp, toki'den bedavalar da gelince 2 mülk birden kapmak.

öykünün tamamı gazetelerde var isteyen araştırsın bulsun...

ülkenin batısında soğuktan titreyip, kirasını ödeyemeyen kazkafalılara da selam ederim.

alın bi keleş dayanın dövlet buba'nın kapısına...
keşke her doğal afet sonucu giden yardımlar, yapılan kampanyalar van kadar diğer illere de yapılsaydı. ne üşümesi arkadaşım hangi üşüme, batıdan giden yardımları doğuda kaçakçılar el koymadı mı, pkk talan etmedi mi, halk kavgaya girişmedi mi ? el insaf mübarek.
insanlık bizde kalsın deyip yardım yollasam vatan evladıma kurşun sıkan piçlerin elibe geçmeyeceği ne malum yada kurşun sıkan piçlere yardım yataklık eden zihniyete gitmeyeceğinin garantisi kim.
alayının amına koym. Donsun gebersin pezevenkler. Unutmadık depremde yardım götüren askere gündüz sevgi gösterip gece saldırdığınızı. Unutmadık katil tC kürdistan'dan defol pankartını. Unutmadık bizi 7.2 yıkamadi tc'nin ne haddine yazılarınızı. Yardımda bulunan sivil savunma ekiplerini teröristlerle el birlik olup al aşağı ettiğiniz günleri unutmadık.

Zora düşünce devlet cici devlet güzel. Biraz götünüz kalktı mı devlet katil devlet acımasız dövlet bize bahmiyi. Ha siktirin ordan riyakar nankör vatan hainleri. Üşüyorlarmış..! Keşke donsanız hepiniz.

Zehir zıkkım olsun acıyıp da yaptığım yardımlar. Haram olsun gönderdiğim Tüm yardım mesajları liralar.
van'da donan insanlar, urfa'da donan eşekler kadar ilgi göremediyse; belki de durup biraz o eşeklere kulak vermek gerekir.
sevindirici bir olaydır. Üşümek herkesin hakkıdır...

Ulan Van'ı ve Vanlıları bilmesek vicdan yapacağız. * Tozun tillahının döndüğü gizli milyonerlerin sürüyle olduğu bir memleket orası. Nereye ağlıyorsun yada neyin ajitasyonunu yapıyorsunuz? Kürtçülüğün mü yoksa hakikaten orada üşüyen birkaç vatandaşın mı?

Bırakın bu işleri. PKK'nın kasasına her yıl 500.000.000 eruo yazıyla "beşyüz milyon yuro" para giriyor. Yapamıyor mu bu amk özgürlükçü terörist grubu van'a bir şeyler!

işine gelince dövlet işine gelmeyince foşist dövlet!

donun amk! size acıyan da donsun!
şu başlıktan bile ırkçılık yapabilen insanları göstermiştir.

van'da çocuklar, kadınlar, yaşlılar donuyor. bazılarıysa kıçlarını yaydıkları koltuktan pkk, kürt...tartışması yapabiliyor.

ortada insani ihtiyaçları o veya bu şekilde karşılanmayan insanlar varken bunları tartışmabilmek hangi vicdana sığar bilmiyorum.

olmayan vicdanınıza saygı/sevgi.
yorumlarıyla mide bulandıran başlık.

hani kendim görmesem giden yardımlara kimlerin el koyduğunu, giden araçların, yardım götürenlerin nasıl muamelelerle karşılaştığını inanacağım. o kadar da eminler.

"biz de üşüyoz gardeşim" "gölcük de üşüyodu garşiiim" gibi gerzeklik harikası laflar ederken çocukların donarak öldüğü yerden bahsediliyor.

vicdan, hak, hakk ne demek yeri gelince car car ötenlere bunları anlatacak değiliz, susmayı öğrenseler kafi.
ooo dolmuş gene buralar ajitasyonla...

yalancının anasını köpekler siksin mi?

bdp (pkk)'lı belediye başkanından gelsin;

https://pbs.twimg.com/med...BbRyG56IgAAPMJ4.jpg:large

okumaya üşenen için özetleyelim;

belediye ve valilik konteynır kentten çıkmamak için direnen 40 - 50 aileye kiralarını ödeyeceğini belirtiyor. ancak bu aileler bunu kabul etmiyor. neden?

burada elektrik,su yemek içmek dahil yapılan yardımların kesilmemesini taşınacakları yerde de devam etmesini istiyor. ekmek elden su gölden devam edilsin derdindeler.

gene belediye buralardan çıkmamak için direnen bu ailelere yaşlı ve çocukları evlere taşıyın, kirasını ödeyelim diyor. ona da karşı çıkılıyor.

şimdi istismarın diğer boyutuna geçelim;

deprem sonrası van'a toki 20.000 konut yapıyor. kamu binaları, mesken olmayan binalar da dahil yıkılan veya oturulamayan bina sayısı 19 bin civarında. buna dask çerçevesinde tazminat alanlar dahil değil.

en iyimser tahminle 5-10 bin tapu da avantadan dağıtılmış oluyor.

bunun dışında deprem öncesinde de konut sahibi olmayan bir kısım aile için ayda 100 - 150 - 200 lira taksitle toki'den ev imkanı yaratılıyor. ama yüzüne bakan yok.

600 bin kişilik van şehrinde 40-50 aileye yardım edecek babayiğit çıkmaması da ayrıca manidar. memleketinden çıkıp bir daha babasının anasının mezarına bile gitmeyen büyük şehirdeki zenginleri falan saymıyoruz.

burada yok "kombiyi kökleyip sıcacık otururken", yok "yediğin önünde yemediğin arkanda kaygısız tasasız yaşarken" diye ajitasyon yapıp yufka yürekli insanların parasını çalmaya/dolandırmaya çalışan yavşaklara da meteoroloji raporunu vermek istiyorum...

dün edirne 30, erzurum 32, ankara 33 ve izmir 35 dereceydi. parasını vanlıların ödediği elektrikle çalışan klimalarımızı sonuna kadar açıp, kapalı yüzme havuzlarımızda sefa yaptık.

buralarda kira ödemek kanunen yasak. ne zaman kiralık ev tutmaya kalksak devlet araya girip "olmaz illa ben ödiycem" diyor tadımızı kaçırıyor. çok mağduruz.

75 yaşında emekli kadınlar bir gün sektiremedikleri elektrik faturalarının korkusundan akşamlara kadar soğukta karanlıkta falan oturmuyor. işsizlik, açlık, fakirlik sözlülerde bile yok. öğrencilerin 4-5 kişi sığışıp soğuktan titredikleri evlerden bahseden korku romanları yazılıyor ama hiç gerçekçi değil. 600 bin nüfuslu van şehrinde 400 bin yeşilkart dağıtan devlet bize pırlantalar, villalar, ferrariler alıyor...
insan olanların bu kampanyayı anlaması için orda olmasına gerek yok. birinci depremden sonraki gün van' a gitmis, ikinci büyük depremi yaşamış ve doğma büyüme vanlı biri olarak o üşüyen insanları çok iyi anlıyorum. kimisi, zenginler sıcak evinde otursun diye üç kuruşa çalışan işçi; kimisi, pislikleri toplayan çöpçü; kimisi depremde sakat kalan aile reisi ve daha birçoğu. televizyona çıkıp, bu insanlar sayesinde reklam yapan onlarca iş adamı oldu; bu insanları kullanarak siyaset yapan iki yüzlü siyasetçiler oldu kimse sesini çıkarmadı. şimdi de konteynırlarından kovuldular bu buz gibi havalarda çoçuklarıyla beraber... kimse para istemedi; sadece bir ses istediler. şimdi onu da istemiyolar; sesimizi kısmayın yeter diyolar.
van' ın acısını unutturan gönderilen giysiler, yiyecekler değildi. asıl önemli olan bu dayanışmaydı. yalnız kalmadıklarını bilmeleriydi. bunu, o yardımları aldıklarında gözlerinin içine bakarak çok rahat anlayabilirdiniz. gözlerden aynı anda hem mutluluk hem acı gözyaşlarının aktığına orda şahit olabilirdiniz.