bugün

Yarın uyanmak için hiçbir sebebim yok. Hatta bu his o kadar güzel ki sabaha karşı ölebilirim.
Çünkü malım. Hep bu hatayı yapıyorum.
Uyandım ve dön allah dön yeniden dalamıyorum. Yatakta spin atmaktan kıvılcım çıkardım yeminle.

Mutsuzluk.
Uyumuyorum çünkü Uyanmak istemiyorum. Uyuyorum aynı bok uyanıyorum aynı bok. Gücüm kalmadı.

Biri sifonu çeksin pls.
kafam yeni açıldı.
Huzur mu var da kafamı koyunca uyuyayım.
Şu dakika itibariyle iş başı yapıyorum. Pek sevmediğiniz taksici kişisiyim ben.
Yoğun bir gündü sırtım ağrıyor. Uyuyamıyorum.
(bkz: sabah sınav var)
Yazarların uyumama sebepleridir. Sözlük,gerçekten artık... insanlarla tam bağ kurdum diyorum ve bir şey çıkıyor.

Yan komşumuz yeni taşındı. Bizim apartman hala eski apartmanlardan olduğundan komşuluk kültürü bir nebze de olsa korunabildi. En azından, yanımızda yaşayan kişinin yüzünü biliyoruz. Neyse, orta yaşlıdan daha büyük bir çift ve bir de bunların bir adet kızları taşındı. Ben işe giderken apartmanda kız kutuları yukarı çıkarıyordu. Bir kutu sırf kitapla doluydu. Gülümseştik.

Ertesi gün, onu balkonda kitap okurken gördüm. Güneşten istifade ediyor,yeşillenen ağaçları izliyordum. Kitabını bıraktı ve selam, dedi. Ben de kafamla karşılık verdim.

Bana kahve yaptım,gelsene dedi. Kabul ettim teklifini. Eve girdiğimde müthiş bir estetik duruşun yansıması özel tasarım olduğu belli olan eşyalarla düzenlenmiş bir odada buldum kendimi. Odanın enerjisi, kokusu, her nesne olması gerektiği yerde insanı huzurla selamlıyordu. Bir duvar boydan boya kitaplıktı. ilk basım olduğu belli birçok eski kitabın kokusu, kahve kokusuna karışmıştı.

Böyle gel, deyip mutfağa buyur etti. "Kahveni nasıl alırsın?" diye sordu. "şeker alayım ama süt olmasın lütfen" dedim. " bak bu kahveyi güney amerika'dan özel taleple getirttim, bayılacaksın" dedi ve kahve eşliğinde sohbetimize devam ettik.

O gün eve geçince yıllardır komşularla arkadaş olmanın, digitalleşmemiş has bir etkileşim kurmanın eksikliğini hissettiğimi fark ettim. Yalnız bu kıza öyle ısındım ki sürekli görüşmek istiyordum.

Bir gün ben işe giderken apartmanda karşılaştık. işten sonra bir şeyler yapmaya karar verdik. Bir mekana geçmek istemediğimi söyleyince, o halde bize geçeriz, dedi.

Akşam saatlerinde evi daha da huzur doluydu. Bilmiyorum belki de mistik bir havası var da diyebilirdim. Eğri büğrü duran maya heykellerindeki korkunç suretler bana baktıkça kendimi orada değil, yucatan yarımadasındaki kumsalda çadırda gibi hissediyordum.

Felsefe ile olan yakından ilgisine bayıldım. Kant, hegel gibi filozoflara hakim olmasının yanında, çok becerikli yorumlar getirebiliyordu. Kitaptan alıntı yaptıktan sonra, yanağıma bastırarak kondurduğu sıcak buseden sonra iyice ona kendimi kaptırmıştım.

Sonra gözlerime bakıp bir şey söylemeden mutfağa geçti. Dönerken kant'a geri dönüş mevzusundan bahsetmeye başladı. O anda kızaran yanaklarım soğumaya başladı. Lütfen dedim içimden,lütfen düşündüğüm şeyi söylemesin dedim. Ama çok geçti.

"yeni-kantçıyım ben!" dedi.

Sonrasını hatırlamıyorum. Bunu düşündüğüm için uyuyamıyorum.
para lazım para eşek sıpaları sizi. paran var tabi anan kantçı olur baban bilmemne.
Açıklanmayan sınavlarım var.
Düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum...
tom waits eşliğinde tütünümü sarıyor, erken yaşta sigara ve alkolden dolayı reflü olmama acı içinde sövüyorum sonra sabah oluyor bende bir bok anlamadım.
kitap çok sürükleyici idi.
kişiden kişiye göre değişen sebeplerin sorgulanması.

uyumuyorum çünkü annemin yeni-kantçı olduğunu sindiremiyorum. peki ya babam? babam da fransız materyalistiymiş, nasıl yaparlar bunu bana ya? ne kaldı başka? abim de ütopyacı falan mı yoksa?
Kabus görerek uyanmak sebeplerden biridir. He bir de annemin yeni kantçı olduğu gerçeği geldi aklıma. Nasıl uyuyabilirim ki?
seçimi bekliyorum oyumu kullanıcam, allahın izniyle bu ülke ayyaşlara yar olmaz. başkanımızı ilan edicez bugün efendiler. hadi bakalım. evet.
arkadaşım son ses yıldız tilbe dinliyor:(
Melih Cevdet anday'ın şu şiiri olayı anlatıyor.
görsel
bizi Böyle oyunlarla uyutamazsınIz! Müs lü man u yu ma...
uyuda geçen zamana acıyorum.
Uyudum uyandım hala anlamadım.
uykusuzluğun dibine vuruyorum.
Üst kattaki ibneyi su basmış. Biz de payımıza düşeni aldık.. elimizde vileda üst kattan damlayan suları kovaliyoruz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar