bugün

buna kısaca uykusuzluk dense de bence olay bu kadar basit değildir. uyku göz kapaklarına geldiği halde küçük bir çocuk gibi uykuya direniyorsan sebepsiz değildir bu kaçış. uykudan kaçma hobisi, uyku fobisi, herkesin bir popisi vardır.
eyyy sebep sen kalk biz yatıp uyuyalım, de hele derdini.
Günü ardımda bırakıyor, huzurlu bir uykuya dalıyorum. Yarın yeni bir gün ve çözümleriyle geliyor.

bu onaylama altta yatan sebepleri özetliyor sanırım. bu onaylama ile mutlu mesut uykumuza gidebiriz arkadaşlar.
mallık.
Şarkılar.
nasıl olsa toprak olduktan sonra bol bol uyuyacağız mantığı.
Ilaçlar...
dersler, sınavlar. birde muhabbet.
"Diren uyku" gibi muhalif bir yan olabilir. Belkide uyuyupta napacaksın paradoksudur. Sanki uyuyunca hayat ellerinden kayıp gidecekmiş gibi bir paranoyaklıkta yatabilir altında uykusuzluğun. Sanki sen uyurken içinde ki mahkum tenini yırtıp hücresinden çıkacakmış gibi bir hisde buna sebep olaibilir. Kimi zaman iyidir; kafa yaptığı bile olur. Kimi zaman ise zamanın çok ilerisinden gelmişcesine şaşakınlıkla etrafa baktırır. Melül melül baktırır hemde. Napıyor la bu insanlar der içindeki ses.
uykuya direnmek; biyolojiyr, kimyaya ve fiziğr direnmekrir. Hatta coğrafyaya, tarihe.
içindeki ses şöyle der:
Beni benden alırsan seni sana bırakmam.
iki bilinmeyenli denklemin ikinci biinmeyeni olma dürtüsü işte amk.