bugün
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam14
- en yaşlı özelliğiniz15
- düşün ki o bunu okuyor14
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız12
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz41
- icardi190525
- hemşire kızlar nasıl oluyor10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi18
- özgür özel13
- suriyeliler suriye'ye dönsün19
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi24
- emar9
- bik bik bu sözlüğün divasıdır13
- kruvasan ile kahvaltı yapmak8
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız19
- memesi küçük olmak9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek16
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi19
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği9
- fake hesabım için nick önerileri9
- iğrenç bir his tarif et38
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- anın görüntüsü13
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması16
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- oksijensizsu14
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması14
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge17
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- tilki ailesi8
- sözlük erkeğinden damat olmaz13
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı17
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
Güzel bir ikarus grubu şarkısı. bir klip yapmışlar. severek dinliyoruz.
(bkz: ikarusbandtr)
https://www.youtube.com/w...OTtg&feature=youtu.be
(bkz: ikarusbandtr)
https://www.youtube.com/w...OTtg&feature=youtu.be
su an soyledigim soz. evrenden tamamen yok olma sansim olsaydi bu gece bunu cok isterdim.
Bu ulkede amip insanlar yuzunden ben utaniyorum.
Benim ulkemin adini rezilliklerle birlikte andiklari icin ben utaniyorum.
Egitimsizligi, cehaleti ortadan kaldirmak ugruna caba sarf etmeyen yalnizca tum kotulukler, rezilliklerin yuvasi turkiye imiş de kendileri bundan cok rahatsizmis gibi dunyadan medet uman, dunyaya reklam yapan igrenc mahlukatlar yerine ben utaniyorum.
Sözde ülkesi için içi yanan ama siyasi kinleri yüzünden ulkesinin adini rezil rusva etmekten çekinmeyen insanlar adina ben utaniyorum.
Sozde vatansever, sozde ataturk'un askeri her biri. Hepinizden iğreniyorum.
Siz kimseye acimayin. Allah için. Kimsenin sesi olmayin.
Benim ulkemin adini rezilliklerle birlikte andiklari icin ben utaniyorum.
Egitimsizligi, cehaleti ortadan kaldirmak ugruna caba sarf etmeyen yalnizca tum kotulukler, rezilliklerin yuvasi turkiye imiş de kendileri bundan cok rahatsizmis gibi dunyadan medet uman, dunyaya reklam yapan igrenc mahlukatlar yerine ben utaniyorum.
Sözde ülkesi için içi yanan ama siyasi kinleri yüzünden ulkesinin adini rezil rusva etmekten çekinmeyen insanlar adina ben utaniyorum.
Sozde vatansever, sozde ataturk'un askeri her biri. Hepinizden iğreniyorum.
Siz kimseye acimayin. Allah için. Kimsenin sesi olmayin.
Sana bir eksi de benden dedirten başlık.
başrollerinde Ferdi Tayfur ve Nilgün Akçaoğlu nun oynadığı bir filmdir.
13-25 yaş arası tikky görünmeye çalışan krolar adına ben utanıyorum.
şu sevgili olaylarında çok fazla utanıyorum.
cumle icinde kullanmak istiyorum.
utanmaktan utaniyorum.
utanmaktan utaniyorum.
allah'a şükredip atatürk'e teşekkür edemeyenleri gördükçe utanıyorum
bazı durumlarda uzun uzun yorum yapmak yerine kullanılabilecek, kullanışlı eylemdir. örneğin; şu duruma çok uygun düşebilir:
"dünya ülkelerine baktığımız zaman geride olduğumuz onlarca konu varken 31.10.2013 tarihinin en büyük gündeminin meclise baş örtüsü ile girilmesi olması durumundan utanıyorum"
(elbette girsinler ancak böyle gündem mi olur!)
"dünya ülkelerine baktığımız zaman geride olduğumuz onlarca konu varken 31.10.2013 tarihinin en büyük gündeminin meclise baş örtüsü ile girilmesi olması durumundan utanıyorum"
(elbette girsinler ancak böyle gündem mi olur!)
Bir Özcan Deniz şarkısıdır aynı zamanda. Histerik duygulara tercüman olur.
şu an planet türk'te oynuyor, nası bişe bu ak.
galatasaray haberlerinden gaziantepte patlayan bombayla ilgili habere zor ulaşıyorum.tük medyasından yandaşlarından utanıyorum.
not: fanatik galatasaraylıyım.
not: fanatik galatasaraylıyım.
utanıyorum lan gelmisim su yasa suana kadar 1 sevgilim olmadı. *
özcan deniz in en olduğu gibi söylediği şarkı, kasmış hali heç yok, süper..
(bkz: yıaaptın ki bağnaa)
(bkz: yıaaptın ki bağnaa)
insan cinsinden bir varlığın sözüdür.
Bir küçük hayalle başlar aslında her şey, ulaşılacak ya da ulaşılamayacak olan her küçük şey...
Kafanda kurarsın, ve büyütürsü. Ta ki beynin çapını defalarca kez aşacak bir hal alana kadar. Kocaman olur, onunla yaşayamamanın acısı, en az onunla yaşamanın imkansızlığı kadar büyüktür. Bunu bilirsin içten içe ve yine de dur diyemezsin bu acıtan hayalin yangısını körüklemeye. Durduramazsın aklını, kalbine söz geçirmen ise imkansızdır artık...
Bir güzel hayali, bir renkli fantaziyi ele alalım, dillendirelim bir güzel ve acının haza dönüşmesinin ironikliğine en derinlerde zevkle işlenmiş, şehvete bürünmüş şekilde tanık olalım.
Küçüktüm, 11 - 12 yaşlarında... Sevgi ya da aşk, dokunmak demek değildi, dokunmayı da bilmezdim o zaman, sevişmek hayal kapsamımda dahi değildi. istediğim tek şey vardı, daha da küçük olduğum zamanlardan kalma, hayatımdaki tek kadına duyduğum sevginin somutlaştığı sınırsız öpücükler zamanlarından...Sarılmak, sonu gelmeyecekmişçesine sarılmak, öpmek ve koklamak. Sevgiyi, kaybetme korkusunu çılgınca yaşamak ve zamansız ağlamak bu korku baskın geldiğinde. Saf, temiz, arındırılmış duygular... Hayatımda böyle birisi olmalıydı diye düşünmeye başladım o yıllarda. izlediğim aşk temalı filmler, okuduğum ve karakterlerinin hareketlerine anlam veremediğim kitaplar, şarkılar... Hepsi, bunları farklı anlatım biçimleriyle aktaran araçlardı aslında. Bunu anladım. Farkına varmaya başlıyor insan zaman geçtikçe. Büyüyoruz ya hani, kirlenen dünyaların suçunu kendimizde arayacak kadar özeleştiri yapabilecek mütevazi insanlar oluveriyoruz ya aniden. O zamanlardan bahsediyorum...
Küçük hayalim böyle başladı. Benimle birlikte yılları peşine takarak büyüdü. inan bana ki hayaller, gerçek istekler senden daha hızlı büyüyor... Çocuklarının üniversite mezuniyetinde bulunan o insanların yaşlı gözleri de bunun bir sonucu aslında. Bebeklerinin üniversiteyi bitirmiş olmasına duyulan sevincin ardında yatan ve elleri birbirine kenetlerken gözleri ıslatan gerçek sebep de bu. Ne çabuk büyüdü hayallerimiz? Ne zaman gerçek oldular ve sona erdiler... ve gurur... bizim eserimiz, hayallerimizin meyvesi... yavrumuz... biraz daha gözyaşı...
Yıllarımın akışı hayalimin olgunlaşmasını alt edemeyerek hızla devam etti. Kendimi tanıdım, aşkı tanımaya çalıştım, sevgi üzerine atıp tuttum. Kafamdaki klişeleri, gördüklerimi, duyduklarımı aşk olarak yaftaladım. Hayalim hep devam etti. Onu neyin gerçekleştirmiş olabileceğini bulamadım. Vazgeçmeye inandırdım kendimi boşlukları dolduran sahte taşlarla, yalan dokunuşlarla ve ağzımdan bir türlü çıkamayan ve ertelediğim ''seni seviyorum''larla. Olmadı, artık 12 yaşında da değildim, zaman hızla akıp gidiyordu...
Umutsuzluk kendini farklı vücutlarda o kadar güzel gizler ki sevgilim... Ta ki içtiğin sigarayı içine çekerken yanan tütünün çıtırtısını duyana kadar... O kadar yalnızsındır ki ve o kadar sessizdir ki alacalı, gürültülü ışık yumağı şehir artık... Umutsuzluğun deşifre olmuştur... Hiçbir vücutta saklanamaz...
Umuda da, aşka da, seviye de lanet edersin, yanan kömürlerin üzerine serpecek suyun bile kalmaz. Söndürmek istersin içindeki yangıyı ve üstüne işemeye hazırlanırsın...
Beni pantolonum inikken yakaladın... Çok utanıyorum...
Kafanda kurarsın, ve büyütürsü. Ta ki beynin çapını defalarca kez aşacak bir hal alana kadar. Kocaman olur, onunla yaşayamamanın acısı, en az onunla yaşamanın imkansızlığı kadar büyüktür. Bunu bilirsin içten içe ve yine de dur diyemezsin bu acıtan hayalin yangısını körüklemeye. Durduramazsın aklını, kalbine söz geçirmen ise imkansızdır artık...
Bir güzel hayali, bir renkli fantaziyi ele alalım, dillendirelim bir güzel ve acının haza dönüşmesinin ironikliğine en derinlerde zevkle işlenmiş, şehvete bürünmüş şekilde tanık olalım.
Küçüktüm, 11 - 12 yaşlarında... Sevgi ya da aşk, dokunmak demek değildi, dokunmayı da bilmezdim o zaman, sevişmek hayal kapsamımda dahi değildi. istediğim tek şey vardı, daha da küçük olduğum zamanlardan kalma, hayatımdaki tek kadına duyduğum sevginin somutlaştığı sınırsız öpücükler zamanlarından...Sarılmak, sonu gelmeyecekmişçesine sarılmak, öpmek ve koklamak. Sevgiyi, kaybetme korkusunu çılgınca yaşamak ve zamansız ağlamak bu korku baskın geldiğinde. Saf, temiz, arındırılmış duygular... Hayatımda böyle birisi olmalıydı diye düşünmeye başladım o yıllarda. izlediğim aşk temalı filmler, okuduğum ve karakterlerinin hareketlerine anlam veremediğim kitaplar, şarkılar... Hepsi, bunları farklı anlatım biçimleriyle aktaran araçlardı aslında. Bunu anladım. Farkına varmaya başlıyor insan zaman geçtikçe. Büyüyoruz ya hani, kirlenen dünyaların suçunu kendimizde arayacak kadar özeleştiri yapabilecek mütevazi insanlar oluveriyoruz ya aniden. O zamanlardan bahsediyorum...
Küçük hayalim böyle başladı. Benimle birlikte yılları peşine takarak büyüdü. inan bana ki hayaller, gerçek istekler senden daha hızlı büyüyor... Çocuklarının üniversite mezuniyetinde bulunan o insanların yaşlı gözleri de bunun bir sonucu aslında. Bebeklerinin üniversiteyi bitirmiş olmasına duyulan sevincin ardında yatan ve elleri birbirine kenetlerken gözleri ıslatan gerçek sebep de bu. Ne çabuk büyüdü hayallerimiz? Ne zaman gerçek oldular ve sona erdiler... ve gurur... bizim eserimiz, hayallerimizin meyvesi... yavrumuz... biraz daha gözyaşı...
Yıllarımın akışı hayalimin olgunlaşmasını alt edemeyerek hızla devam etti. Kendimi tanıdım, aşkı tanımaya çalıştım, sevgi üzerine atıp tuttum. Kafamdaki klişeleri, gördüklerimi, duyduklarımı aşk olarak yaftaladım. Hayalim hep devam etti. Onu neyin gerçekleştirmiş olabileceğini bulamadım. Vazgeçmeye inandırdım kendimi boşlukları dolduran sahte taşlarla, yalan dokunuşlarla ve ağzımdan bir türlü çıkamayan ve ertelediğim ''seni seviyorum''larla. Olmadı, artık 12 yaşında da değildim, zaman hızla akıp gidiyordu...
Umutsuzluk kendini farklı vücutlarda o kadar güzel gizler ki sevgilim... Ta ki içtiğin sigarayı içine çekerken yanan tütünün çıtırtısını duyana kadar... O kadar yalnızsındır ki ve o kadar sessizdir ki alacalı, gürültülü ışık yumağı şehir artık... Umutsuzluğun deşifre olmuştur... Hiçbir vücutta saklanamaz...
Umuda da, aşka da, seviye de lanet edersin, yanan kömürlerin üzerine serpecek suyun bile kalmaz. Söndürmek istersin içindeki yangıyı ve üstüne işemeye hazırlanırsın...
Beni pantolonum inikken yakaladın... Çok utanıyorum...
güncel Önemli Başlıklar