sıkça akla düşen soru. uludağ sözlük can sıkıntısına derman değil, bilhassa son zamanlar. çünkü lisede öğretmen bir kimse için ergenler, onların belden yukarı çıkamayan derinlikteki hayat algıları, şaşırtmayan klişe tespitleri ilgi çekici ve eğlenceli değil. o yüzden açılan başlıkların tamamına yakını kesif bir bok kokusuna müteakip keskin bir mide bulantısı yaratıyor. eğlenceli kısmını tek kalemde geçtik sizin anlayacağınız.
peki öğretici mi ?
kesinlikle değil. buradan öğreneceklerinizle iman edip yaşamak, bugüne kadar öğrendiğiniz her şeyi unutup kafanızı kocaman bir taşa defalarca çok sert biçimde vurduktan sonra polinom problemi çözmeye çalışmaya benzeyecektir. bilgilenmek anlamında belki de en yanlış yer bu sözlük. zira akşama kadar 31 çeken bir ergenden, içi geçmiş eski tüfek abazalardan ne dediği belli olmayan apolitik tiplerden öğrenebileceğiniz pek az şey vardır.
e ne kaldı peki?
manita bulup çoluğa çocuğa karışmak isteyenler vardır belki onlara son bir sözüm var. gidin esra eron'a çıkın ama katiyyen bu tarz bir hülyaya düşmeyin. manita bulayım derken eldekinden de olursunuz. hasılı ne yapılır sorusunun net bir cevabı yok.
belki de en makülü içip içip sözlüğe girip haline binlerce şükretmek. zira şu sol framenin ağzına sıçtıktan özenle sağa sola sıvayan tiplerden biri de olabilirdim deyu.
sözlük falan siktir edin de bu sol framede aklın iflasının ifşasını yapan bu tipler sokaktalar ve yaşıyorlar ne kötü şey.
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın.
(bkz: ekşi sözlük)