bugün

ülkemizdeki genel seçimlerdeki hesaplamaları gösteren sistemdir. d'hondt usulü olarak da anılır. bu seçim sisteminde bir seçim bölgesindeki partilerin isimleri aldıkları oy oranı dikkate alınarak alt alta yazılır. sonra o bölgeden kaç millet vekili çıkarılacaksa parti listelerinin yanına doğru yazılır. örn: bir seçim bölgesinde 3 parti yarışacaktır 100.000 geçerli oy vardır ve 6 milletvekili çıkaracaktır. o zaman

a parti| | | | | | |
b parti| | | | | | |
c parti| | | | | | |

bunun gibi bir tablo oluşturulur ve sol baştan olmak üzere partilerin aldıkları oy sayısı 1-2-3-4-5 e bölünerek yazılır.

örn a partisi 45.000, b partisi 30 bin c partisi de 25.000 oy almış olsun o zaman tablo

a parti|45000|22500|15000|11250| 9000 |7500|
b parti|30000|15000|10000|7500 |6000 |5000|
c parti|25000|12500|10000|6250 | 5000 |4166|

bu matematikle oluşacaktır. sonrasındaysa çıkacak 6 milletvekili en yüksek oy sayısından başlayarak ilk 6 sıralamasıyla gerçekleşir. Yani

1. a partisi 45000
2. b partisi 30000
3. c partisi 25000
4. a partisi 22500
5. a partisi 15000
6. b partisi 15000

yani a partisi 3 b partisi 2 c partisi 1 milletvekili çıkarmış olacaktır.

bu seçim sistemimiz aynı zamanda avusturya, belçika, finlandiya, hollanda, izlanda ve portekiz tarafından da kullanılmaktadır.
her ne kadar cillop gibi bir sistem olsa da baraj faktörünün içine ettiği sistemdir.

turgut özal sağolsun,onu minnetle anıyoruz.*
gercekten esi benzeri olmayan bir sistemdir. benim anlamadigim bu secim sisteminde % lik oranlar hesaplanirken neden secime katilmamais olan insanlarin hesabi yapilmaz? bu sistemden umidini kesmis insanlardan korkuyorlar sanirim.

en basitinden ulkenin basina bela olmus akp'nin basa gelmesini soyle bir gozden gecirelim:

2002 secimlerinde, 41.291.568 seçmenin oy kullanan 32.652.702 kişisi içinden 10.770.704 adet oy alarak %34,29 oy oraniyla basa gelmistir.

tek basina iktidar olmanin verdigi imkanlarla da orgutlenmesini buyutebilmis, ve bir sonraki secimlerde de oy oranini artirabilmistir. bu sistemde zaten yardima muhtac insanlari kendi safina cekmek elindeki sinirsiz para gucu ve arkasindaki amerikan destegiyle cok da zor olmamistir.

sonuc olarak su an ulkemizi yoneten, "bizleri temsil ettigi" iddia edilen bu parti 10 milyon kisi tarafindan secilmistir. kayitli secmen ile oranlaninca 1/4 luk bir orana bile denk gelmemektedir. tum nufusa hic oranlamaya bile gerek yok.

hala "halkin sectigi parti", "demokrasiyle basa gelmis"...vb gibi mantiksiz kavramlarla tartisan, uludag sozlukte surekli olarak ayni seyleri tekrarlayan yazarlar vardir.

ama su bilinmelidir ki, bu demorasi degildir. bu bir oligarsik diktatorluktur. once halki muhtac birakip sonrasinda agzina bir parmak bal calan, kendini sectiren bir diktatorluk.
kurallar belli, %10 baraji var ve onunuze koyulan 2-3 adet onceden hazirlanmis partiler. biri din soslu, bir digeri hafif milliyetci bahartli sol soslu...vb. bunlardan az cok hangisinin baraji asacagi belli, digerlerine oy vermeseniz de olur zaten...

oyle bir dunyaya geliyorsunuz ki oyunun kurallari onceden belli. zarlar aslinda hileli. siz ne zaman atsaniz 2-1 geliyor; burjuvalar, amerikan yandaslari ne zaman atsa düşeş...
hicbir zaman adil olmayacak bir oyun.

yani ya bu oyunun hilesini bile bile kendimizi kandirmaya devam edecegiz ve zarlar 3-2 geldiginde "vay be neler yapmisiz" diye kendimizi avutacagiz ya da bunlari reddedip kendi iktidarimizi kuracak, kurallari da ona gore belirleyecegiz.