bugün

Türküler gibi saf, temiz, kirletilmemiş kalarak umutları, yarınları, hayatın yaşattığı acıları, sevinçleri, sevdaları en doğal, en güzel ve en anlamlı haliyle yaşamak ya da yaşayabilmek... agıtlarda hüznü, halaylarda sevinci yaşamak. dadaloğlu'yla isyanı karacaoğla'nla sevdayı pir sultan'la baş eğmemeyi öğrenmek, öğretebilmek.
(bkz: şafak türküsü)
yaşamak ağrısı asıldı boynuma
oysa türkü tadında yaşamak isterdim... * *
Ahmet kayanın hayali. Rahmetle anıyorum.
ezgilerin arasında dolaşmaktır.
Ütopiktir. Bir Ahmet kayacı olarak bu laf gerçek hayata uygulanabilir mi diye düşünmüşlüğüm vardır amma velakin ütopiktir, gerçekte karşılığı yoktur öyle bi dünya, paranin ve şöhretin doruğu uyuşturucudur.
Ahmet kaya' nın "oysa türkü tadında yaşamak isterdim." sözüyle türküsünde serzeniş ettiği istek.
yahu ne güzel bir tasvirdir bu böyle. öylesine etkileyici, öylesine güzel.
turku demisken bir neset ertas dinliyeyimde yok yere kendime suan aci cektiriyim. az dertli olunca suni acilar yaratiyorum kendime boyle iste.
Sözlerinden sokak, hayat akan adamın şarkısında geçen vurucu cümledir. Seversiniz, sevmezsiniz karışmak haddime değil elbet, ancak duyduğunuz kinin bile kirletemediğini fark ettiğim bir başlıktır.