bugün

muhammed'in sakal kıllarını, papuçlarını görünce insanların kendinden geçmeleri, kuran'ı bezlere sarıp, öpüp, alnına koyup yukarlara asmaları..
(bkz: tabu ile putu fena halde karıştırmak)
müslüman türklerin, namaz kılarken, mekke'de, ibrahim'in inşa ettirdiği küp şeklindeki yapıya yönelmeleri.

türklerin, hacı olmak için kabe'nin etrafında dönmeleri:

islam öncesi, cahiliye devrinde de arapların en önemli putları ve en büyük tanrıları mekke'deydi. kabileler

tanrıları için sembol ve heykel edindiği putunu ziyaret ederdi.
türkler put perest miydi ki hala putperest olsunlar sorusuna akla getiren hede. türkler tek tanrılı din sahibi olan bir millet değil miydi?
fenâ hâlde doğrudur. putları yıkmak lâzım.
(bkz: şamanizm)
(bkz: gök tanrı inancı)
öncelikle türkler putperest değildi. farklı inanışları da vardı ama putperestlik yok. daha çok büyü, dans, ayin tarzı inanış şekilleri vardı. tabi başlığa hatalı demeye getirmiyorum.
çünkü türklerin dini olarak putperestliğe inandıklarını vurgulamak istememiş. daha çok basmakalıp düşüncelerinin kurbanları olduklarını anlatmaya çalışıyor. fakat bu yönüyle de kelime yanlış kullanılmış gibi. putperestlikten daha çok garantör kelimesi uygun. "türk halkının en büyük garantörü askeriyedir." demek daha doğru. ama bu da ırkçı bir yaklaşım olacağı için "türkiye cumhuriyeti'nin en büyük garantörü askerdir." daha da doğrudur.

ayrıca putperestlik puta tapmak değildir. put temsil eder. pu aracılığıyla doğanın güçlerine , yer altında olduğu inanılan bir şeye inanılabilir. bu bakımdan putlar temsili bir şekilde kullanılır. tüm semavi dinlerin de özünde böyle temsili kullanılan objeler vardır. bu bakımdan tüm semavi dinlerin özünde putperestlik yatıyor denilebilir. zaten semavi dinlerin çıktığı bölgedeki insnların bir önceki inanışlarının da putperestlik olduğu düşünülürse teorinin mantıklı olduğu anlaşılabilir.