bugün

görsel
görsel
Banyasaya göre yönetilen ülke
yaşamanın zor olduğu ülkem. neresinden baksam yaralar içerisinde. dünya üzerindeki konumu kötü. izlandanın altında boşlukta bir yerde ada ülkesi olsak güzel olurdu. mezhep çatışmaları, karışık etnik köken zibilliği, omega-3'e ulaşmanın zorluğundan kaynaklı halkın akıl yürütme yönünden geri kalması... anadolu tarihinin acılarını, sıkıntılarını, rezilliklerini anlatmaya kelimeler yetmez. burada doğmamış olmayı dilerdi. ölürüm türkiyem zaten fazla seçenek sunmuyorsun.
2 boğaza sahiptir.

çanakkale boğazı ve istanbul boğazı.
görsel
Bir ulu ev türkiyem
Gönderinde al bayrak.
Kırkbin köy kırkbin acı
Kör olurum bakarak.

Biri sırtlan biri kurt
Biri kaplan biri fil.
Orda biri Türkleri
Yönetirken türk değil.

Fazıl Hüsnü Dağlarca
seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli...
alıştım hasretine; gel desen, gelemem ki...
umudumuzun her zaman yeni nesil ve gençlikte olduğu, çok sağlam bir genç nüfusa sahip, gelişen bir ülke. liyakati ve eğitimi bugün olduğu gibi her zaman ön planda tutması gerekir. bu sayede arkamızdan gelen gençlerin moral motivasyonu olacak, başarıları ödüllendirilecek ve ülkemiz çok daha güzel yerlere gelecek. yoksa eğitimin ve liyakatin kalmadığı bir ülkeden hiçbir yarrak olmaz. sizlere güveniyoruz gençler.
görsel
görsel
insanların kıyamet kopacak korkusuyla yetiştirildiği ülke. Ulan deprem ülkesisin her şekilde doğal afet yaşanıyor. Milleti doğal afetler için eğiteceğine kıyamet kopacak korkusuyla yetiştiriyorsun. Sonra şark kurnazı 3-5 müteahhit müsveddesi deniz kumuyla, çürük hurdalıklarla bina yapıyor devlet olarak denetlemiyorsun. En ufak bir sallantıda binalar kağıt gibi yıkılıyor sonra vay efendim kader. Hayır ulan kader bu değil! Sen bile bile insanları ölüme götürdün. insanların hayatları ile oynadın. Defalarca deprem yaşamış bir ülkesin. Japonya gibi önlemler, denetimler yapman gerekirken bunlara göz yumdun. Sonuç depremde yüzlerce ölü binlerce yaralı...
görsel
her türlü mevzunun döndüğü ülke.
Canımızdır.

Edirne'den hakkari'ye kadar.
görsel
1940 lardan beri organize organize grupların sallayıp sallayıp yıkamadığı ülke.
şahsım bunlardan anarşi dönemi diye adlandırılan 75-80 yıllarını birebir yaşadı.
mahalle kahvesinden, güvenlik güçlerine kadar herkes politize olmuştu. fabrikalarda grev, okullarda boykot, sokaklarda silahlı çatışmalar vardı.

daha sonra ve önce neler neler yaşandı.

yok arkadaş yıkılmıyor, devrilmiyor, tökezlemiyor bile.
tüm bu dönemlerde senelik %5 büyümesine devam ediyor. gün geçtikçe katılaşıyor, sağlamlaşıyor.
allah almanı mühendis, fransızı modacı olarak yaratmış.
türk ün işi de devlet. artık temelinde, duvarlarında ne kullanıldıysa kolay kolay yıkılmıyor. hadi yıkıldı diyelim. çok kısa zamanda yenisi kuruluyor.
uzun uzun znlatmaya gerek var mı bilmem.
ben sadece
mete
atilla
cengiz
(buraya bir sürü isim gelebilir)
atatürk.
atatürk
atatürk.
diye yazayım ve önlerinde yerlere kadar eğileyim.
Türklerde mi yoksa orta doğu din toplumlarında mı böyle bir sorun var bilmiyorum ama; biz de tek adamcılık olayı var. illa birisi her şeyi yapacak. O kişi kutsal olacak. Yaptığı hiç bir yanlış olmayacak, sorgulanamayacak.
Yöneticileri, makam mevki sahiplerini, bazen hata yapabilecek, bazen de doğru söyleyebilecek insanlar olabileceğini anlayamıyoruz. Daha da önemlisi, insanları seçerken dürüst ya da yalancı şeklinde ayrım yapamıyoruz. Eğer o kişi art niyetliyse, Hırsızsa, insanları dolandırıyorsa, dini ya da duyguları suistimal ediyorsa, o kişi kötüdür.

Toplumu dürüst bireyler olarak yetiştirmek zorundayız.
Kanunlara uyulmayan, adaletine güvenilmeyen bir yerde huzur olmaz! Orası toplum yetiştiremez! Orası orta doğudaki kabile devletleri gibi, eline silah alanın kanunları yürüttüğü kokuşmuş bir yer olur.
hem zemini hem gündemi sürekli sarsılan devletim.
yapacak bi şey yok.
eğitim seviyemiz yükselene kadar izlemek zorundayız.
Toprak Bakımından en büyük 3 ilimiz, Konya, Sivas ve Ankara illeridir.
nüfusu şöyle 45 milyona falan inse mis gibi memleket olur aslında.
memleket mazbutta ahali puşt.
görsel
görsel
görsel