bugün

çevresel, coğrafi, toplumsal ve siyasi çeşitli sebeplere dayandırılabilecek durumdur.

1) hayatı kamusal gözetim altında yaşamak. arkadaşlarına fısıldadığın, yakın akraba varsa onlarla paylaştıkların artık sosyal medyada olmak zorunda. ona göre şekil alıyoruz.

2) elbette orada takipçi peşinde koşan, işi profesyonel yapanların bir planı var ama kendi hayatını yaşayıp hayatının her detayında paylaşmalı mı sorgusunu çalıştıran insanlar için bu kısım problemli. kafkas dansı yapmak isteğimi paylaşırsam dislike alır mıyım?

3) her içerik her zaman herkes tarafından ulaşılabilir olduğu için ortak eğlenceye karar verme ihtiyacı yok, o yüzden kendi başımıza eğleniyoruz. 5 kişinin bir espriye aynı anda gülmesi ile profilinde paylaştığın bir espriye 5 beğeni gelmesi arasındaki farktan bahsediyorum.

4) maruz kaldığımız içerikler insanların dikkatini hızlı çekenler oluyor. dolayısıyla sayfaya girmemizi sağlayacak manşeti atan haber ve bilgiler günlük gündemimiz oluyor. toplumun bozulması yok değil, ama olan rezilliklere de haddinden fazla maruz kaldığımız bir gerçek. kaç taneniz siyasi kavga veya tecavüz haberini kenara bırakıp sevdiği şarkıcının izlemediği bir canlı performansını arıyor örneğin?
duyarsız değilim kesinlikle de, haberdar olmamın o kötülüğü ortadan kaldırmaya faydası her seferinde de olmuyor.

5) birçok günlük iletişimi kurmaya ihtiyacımız yok, hizmet firmaları daha da salak olanları istihdam ediyor, istediğimizde de kuramıyoruz. kendi yaşantımıza bu kadar gömülü iken karşı tarafı anlama ihtiyacımız da yok. ıletişimin bu kadar sığ olduğu hayatta birisi birşey söylediğinde zaten gerçekten söylemek istediğini değil sana hitap ettiğini düşündüğü meseleleri dile getiriyor.

6) gerçek yaşadıklarını dile getirmeye kalksan; hükümete dokunursa hükümet yandaşları susturur. muhalefete dokunsa onlar susturur, çalıştığın şirkete dokunursa çalışanlar susturur, aile meclisinde olsa onlar susturur.. hepimiz godot yu bekliyoruz da gelince ne yapacağız, niye bekliyoruz onu bilmiyoruz.
Türkiye'de değil dünyada artıyor psikolojik sorunlar. insanların dünyadan hiç ayrılmayacakmış gibi yaşayıp tanrıyı unutması, dünyaya çok önem vermesi.
coronanın hala bitmemesi.
Geçim sıkıntısı, başka bir sorunu yok insanların...
insanca yaşayamıyoruz, tek sorun bu.
bir dert bitmeden diğerinin başlaması, kaygının üstüne gelen yeni kaygı, her şart ve koşulda ayakta durmamızın istenmesi, şu gitmeye özendiğimiz ülkelerde yaşasak gerçekleştirebileceğimiz normal hayallerimizi asla gerçekleştirememek; kısaca umudun tükenmesi.
Hayat şartları , ekonomik sorunlar.