bugün

(bkz: türkiye bir uzakdoğu ülkesidir)*
türkiye bir anadolu ülkesidir.
zira bu cografyada ki tek ülkedir.
"orta doğu" "uzak doğu" gibi kavramlar ingiltere merkezli ingiliz kavramlarıdır...
dolayısıyla dünyaya ingiltere merkezli baktığımız zaman suriye ırak iran ne kadar doğudaysa türkiye'de o kadar doğudadır ve "orta doğu"da da toprakları bulunan bir ülkedir...

bu durumu kabullenmemek inkar etme ile değil "kavram koyabilme" ile mümkündür...

anadolu, batı asya, doğu avrupa gibi bir kavram kullanmak isterseniz, kullanır ve tüm dünyaya kabul ettirirseniz "türkiye bir 'doğu avrupa' ülkesidir" de diyebiliriz...
arada kalmışlardanız biz.
türkiye, ortadoğu'da değildir. bu yorumu yapanlar önce israil neden avrupa kıtasında sayılıyor? ona cevap versinler.
cografi olarak sonuna kadar gercektir,tarihsel ve kültürel manada incelenebilir.

buyrun size ortadoğu haritası,

http://www.foxnews.com/world/mideast/index.html
israil'i uefa'ya üye diye avrupa'da sayan bir mantiga göre dogru olmayan, gerçeklik.
Ama avrupada da toprağı olan bir ortadoğu ülkesi. Büyüklügü sen düşün.
ülkenin % 35-40 avrupaya angeje olabilir çünkü okuyorlar, düşünüyorlar, sanatla, ilimle ve bilimle alakadarlar ama şu makarna sevdalıları ne ortadoğulu, ne afrikalı, ne müslüman ne olduklari belirsiz yani kimliksiz * gibi birşeyler.
Kurallar,düzenlemeler,yaşam tarzı avrupai olsa da, halk zihniyet açısından en temizinden ortadoğu halkıdır. Coğrafi konumumuzu ele alacak olursak, ülkenin en az %60'ı ortadoğuda haritasında yer almaktadır.
neden illa ortadoğulu ya da avrupalı diye ayrılmak zorundayız ki. 945 yıldır bu topraklardayız iyi kötü bir medeniyet çıkar sanırım.
ab ye alinmamamizin sebeplerinden bir tanesi. son zamanlarda yasadigimiz multeci istilasi da artik uzerine tuy diktigimizin belgesidir.
Değiştirilemeyecek gerçeklikler vardır; bu da, onlardan biri.
Coğrafya...
binlerce yıldır beklenen tespit. iyi ki sözlüğe girip başlığı farketmişim..
Arap ülkesidir. 3. Sınıf araplarız biz. Arabın en fakiri en malıyız.
oldukça aşağılayıcı bir söylemdir.
Geçmişte olmasa da bugün geldiği nokta Orta Doğu ülkesinden öte Uganda vb. bir seviyedir.
bi gün cs oynuyoruz yıllar evvel. takıma fransızlar gelmişti aq. bizim arkadaşlardan biri milliyetçi biraz. sürekli sataşıyor bunlara. ingilizcesi de yok. ne dediler ne dediler diye sorup fuck you diyebiliyor sadece.

adamlar bize orda üçüncü dünya ülkesi sömürge araplarısınız dedi. ortadoğulu dedi aq. sonra bende sinirlendim fransız asker şakalarından giydirdim bunlara. maginot savunmasınını hatırlttım. ama utandım lan. elin fransız denyosu seni arap biliyor. üçüncü dünya ülkesi görüyor. hala hatırlar sinirlenirim. unutamıyorum bu diyaloğu.

bu da böyle bi anım işte.
Burada bir kavram karmaşası var. Ortadoğu ülkesi derken coğrafi olarak ortadoğu kastedilmiyor. Kültürel olarak ortadoğu ülkesi olduğu vurgulanıyor. Evet malesef ki artık türkiye avrupa ülkeleri tarafından kültürel olarakta bir ortadoğu ülkesi olarak kabul ediliyor.

Türkiye 2002 yılına kadar bir avrupa ülkesi olarak kabul ediliyordu. Sportif olarak elemelerini avrupa gruplarında yapıyor, eğitim askeri ve ekonomik konularda tüm iletişim avrupa ile yapılıyordu. 2002 yılında a ke pe iktidara gelince on sene içinde ülkeyi kültürel olarakta bir ortadoğu ülkesi haline getirmeyi başardı. Kimse görmek istemese de bunun en büyük sebebi ülkenin parlamenter demokrasiden koparılarak önce oligarşik bir yapıya ( iktidarı paralel yapı ile paylaşmışlardır
) daha sonra 15 temmuz hesaplaşması ile tek adam diktatörlüğüne evrilmesidir. Bu noktaya gelene kadar devleti ve rejimi korumakla yükümlü kurumlar ( danıştay, sayıştay, anayasa mahkemesi, tsk, polis ve jandarma) önce dolaylı daha sonra da direkt olarak baskı altına alınmış. Zorlu süreçlerden sonra dönüştürülmüştür.

Türkiye'de artık parlamenter demokrasiden söz etmek mümkün değildir. insanlar kutuplaştırılmış, ayrıştırılmıştır. Sistem liyakata değil biata göre dizayn edilmiştir. Türkiye'de artık basın özgürlüğünü bırakın bir basından dahi söz etmek mümkün değildir. Sansür had safhadadır. En ufak olaylara dahi yayın yasağı getirilmekte, insanların haber alma hakları ihlal edilmektedir. Tarafsız haber adı altında iktidarın başının ve partisinin propagandası yapılmakta, insanlar yanıltılmaktadır. Bunlar ortadoğu baas partilerinin tipik uygulamalarıdır. Ama gerçek kanıt ise kamuda ki israf ve yolsuzluktur. Düşünün yangın söndürme uçağı olmayan bir tabela şirketine sırf iktidara yakın diye milyonlarca liralık orman yangını söndürme ihalesi verilmektedir ki bu buzdağının görünen yüzüdür.