bugün

idris küçükömer'in "türkiye'de sol sağdır, sağ da sol" tezine istinaden ortaya koyulmuş paradokstur.

türk solu devrimci bilincin yerleşmesi ve "devirici" bir takım faaliyetler içine girmektense içinde bulunduğu statik durumu "muhafazakar" bir edayla korumaya and içmiştir. bu toprakların tüm değerleriyle "gelenek, eski" diye alay ederken kendi yobazlığıyla kavrulmaktadır.

cemil meriç gibi bir sosyalisti bile içinde barındırmayan türk solu ne emekten bahseder, ne işçi haklarından ve sendikadan. türk solu kendi değer saydığı değerleri canhıraş korumaya and içmiştir. onun için sol gelenek içinde yer alması gereken boşluğu hep islamcı ve "muhafazakar" kesim doldurmuş ve "devrimci" bir görev üstlenmiştir.

türk solu halen daha mahir çayan'ın sözlerine bir cümle bile ekleyemedi. bunu islamcılar ve pkk doldurdu. marksist geleneğin pkk'ya teslim edildiği ülkede soldan da bahsetmeyin bir zahmet.