bugün

sahi bi Türk okulları vardı hatta samanyolu TV de belgesel adı altında bu ipnetorun okullarınin reklamı yapılırdı.

yooh aminyum adam papau yeni gineye okul acardi.
Amaç ne turkceyi öğretmek
he babacim he bizde yedik.
http://www.youtube.com/watch?v=XpgFwijRnK4
https://www.youtube.com/watch?v=MnedgYX44qw
''TÜRK OKULLARINA ‘TOPLUM HUZURUNA KATKI’ ÖDÜLÜ''

Tayland’ın en prestijli ödüllerinden biri olan ‘Yılın Yöneticisi’ ödülü, toplum huzuruna verdiği katkıdan dolayı Türk okullarına verildi.

Tayland’ın başkenti Bangkok’da Tay Sosyal Vakfı tarafından her yıl düzenlenen ‘Yılın Yöneticisi’ ödülüne Türk okullarının bağlı bulunduğu Marmara Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Civelek layık görüldü.

Ödül töreni başkent Bangkok’da bulunan Tayland Kraliyet Hava Kuvvetleri’nde gerçekleştirildi. 2016 Yılının Yöneticisi ödülünün sloganı bu yıl ise ‘Kral için Bir Milyon iyilik’ olarak belirlendi. Ödül sosyal, kamusal ve ulusal refahın gelişmesine katkı sağlamaya yönelik kurumları ve yaptığı işlerle ‘rol model’ olacak şirketler arasından seçildi.

Ülkenin en prestijli ödüllerinden biri olan ‘Yılın Yöneticisi’ ödülüne aday gösterilen binlerce kişiden sadece 150 yatırımcı ödüle layık görüldü. 150 kişiden sadece iki ‘yabancı yatırımcı’ ödül alabildi. Bunlardan biri de 1996 yılından beri ülkede hizmet veren Türk Okulları oldu. Marmara Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Civelek plaketini kraliyet özel danışma meclisi üyesi Chalit Pukbhasuk’un elinden aldı.

Okul, yaptığı hizmetler ve başarılarından dolayı, Tayland’ın en önemli ödülü ‘Kraliyet Üstün Başarı Ödülü’ne birden fazla kez layık görülmüştü. Okullar 2015 yılında gösterdiği başarılardan dolayı önümüzdeki ay düzenlenecek olan Kraliyet Üstün Başarı Ödülü töreninde bir kez daha ödülün sahibi olacak.

Ödül töreni sonrası toplu fotoğraf çekimi sonrası kraliyet özel danışma meclisi üyesi Chalit Pukbhasuk Marmara Eğitim Kurumları yöneticileri ile özel olarak bir aile fotoğrafı çektirdi ve kendisine ülkedeki okullar hakkında bilgi verildi.

Yarına Bakış – 10 Temmuz 2016

BANGKOK Muhabir Ajans
http://www.youtube.com/watch?v=sof44Hzddxg
Kapatmak icin 65 milyon yahudi avukat tuttu devlet ve sebebi müslüman yapıyorlarmis yersen cemaat mason amerika ajanı akp seçmeni gibi cahiller olduğu icin sorun yok bizzat anadolu evladınin gidip açtığı okullardır bazıları gibi gürcü değil allah sukur akp gibi yahudilere hic oy vermedim sonunuz yakın allahın izniyle.
Açılması için şimdiye kadar birçok hükümet destek verdi. bunda akparti en başta. şöyle ki dünyanın birçok yerinde varlar. şimdi bu okulların taşıdığı misyon iyi veya kötü demiyeceğim ancak bir bina yapmak zor; yıkmak kolaydır. ülkeler nezdinde de bu iyi bir imaj bırakmaz. devlet en azından bunları kendi bünyesine alıp devamlarını sağlayabilir. bu okullarda dolaylı olarak binlerce kişi çalışıyor. ülkedeki işsizlik malum. bu insanların işsiz kalması durumu da var. en başta gelen devletin itibarı zedelenmeden yumuşak bir geçiş yapılması en mantıklı olanı. Bir de şöyle bir karşılaştırma da yapabiliriz. devlet de daha önceden tika bünyesinde okullar açtı ama istediği verimi alamadı. çünkü cemaat en zor şartlar altında bile çalışabilecek insanlar bulabilirken tika bünyesinde gidenler geri dönme yollarını aradılar. şimdi bu okullar devlet bünyesine geçse aynı verimi alacağını düşünümüyorum. ülkenin çıkarları her zaman ön planda olmalı. onun için de cemaatin de devletin de dünya nezdinde itibarı zedeleyecek girişimlerden uzak durmaları en iyisi olacaktır.
Bu guzel insanlar iyiki kendilerini akp'den ayirdilar. Tum dunyadaki sayginliklari ve guvenirlikleri artti. Turkiye'de bitsinler zaten, burasi yeniden dogus icin bitmeli.
http://www.samanyoluhaber...n-haziriz-haberi/1195442/
Cemaat zamanında bu okulları devlete bırakabileceklenqbrini ifade etmişlerdi.yıllardır merak ettiğim bu okullar yurtdışında açılana kadar türkiye'ye yapılmış ve meb'e devredilmiş olsaydı bu ülke için daha çok katkısı olmaz mıydı?ülkedeki eğitim şartları ortadayken.
endonezyada bulunduğum günlerden biriyle oranın şartlarına göre iyi kazanan bir endonezyalıyla konuşmuştuk bu konuyu. bana aynen şöyle demişti" size anlatıldığı gibi burda bir eğitim sevdası değil mesele. o okullara sadece çok zengin olanların çocukları gidebiliyor ve ücretleri çok abartılı" şeklinde bilgi vermişti.
Kemalistlerle akpcilerin aynı minvalde konuştuğu okullardır.
Bakanların, bürokratların çocuklarının okuduğu okullardır.bu çocuklar ileride yönetici olacağı için Türkiye ile ister istemez bor bağ oluşuyor. Götünde sinekler uçuşan gariban okutamiyor tabi ki.
Afrika'nın fakir ülkelerinde karnını zar zor doyuran insanların nereden para bulup bu okullara yazılıyorlar acaba diye kendi kendime düşündüren hizmet hareketinin okullarıdır.
cemaatin yaptığı en iyi iş. her konuda elestiririm ama Türk okulları konusunda saygı duyarım.
dünyanın çoğu yerine ama özellikle üçüncü dünya ülkelerine açılmış olan okullardır. okulların açılmasında gülen cemaati kullanılmaktadır ve yine öğretmen ihtiyacı buradan karşılanmaktadır.

bu okulların adına kanmayın; türklük adına hiçbir şey öğretilmiyor. tabi türkçe şarkılar, şiirler öğretilen birkaç çocuk hariç. onlar yılda bir kez gösterilerini sergileyince türklük şaha kalkmış oluyor! şaka bir yana, bu okullar batı tipi eğitimin verildiği, daha doğrusu batı hayranlığının aşılandığı okullardır. bulunduğu ülkelerin zenginlerinin çocukları ile zeki çocukları okumaktadır. aralarından seçilen en zekileri abd'ye gitmektedirler. buna "beyin göçü" deniyor. daha az zeki olanları türkiye'ye geliyorlar. kalanlar ise batı hayranlığı aşılanmış bir şekilde örgütlü olarak o devletin kurumlarına sızdırılıyorlar. bir çeşit casusluk, ajanlık faaliyeti.

artık bunların neye, nereye hizmet ettiklerine siz karar verin.
http://www.youtube.com/watch?v=MFZBQwy2KOw
-30 derece sıcaklığa yaz geldi gözüyle bakılan; bırakın oralara gidip yaşamayı, bir günlüğüne bile gitmeyi bir tarafları yemeyenlerin çamur atmaya çalıştıkları, tertemiz anadolu insanının yurdunu yuvasını bırakıp uzak diyarlarda açtığı eğitim yuvalarıdır.
ismini bile bilmediğim ülkelerde okul açan ve buradaki öğrencilere türkçeyi istiklal marşını,örf adetini vs. öğreten sevgi okullarıdır.
kaynağı anadoludan olan nükleer mumlar, ışık kaynaklarıdır.
sevgi dili türkçe ile, dünyaya açılan barış köprüleri.
şuan tam sayısını fetullah gülenin bile bilmediği okullardır. belirtildiği üzre, dünya genelinde türk okulları olarak tanımlanan bu okullar, ülkemize girince fetullahın okulları olarak zikredilmektedir. ve misyoner faaliyetler yaptığı iddia edilir. sayesinde de derin bilgilerin sahibi derin sözlük yazarlarından fetullah gülenin cia için nasıl çalıştığını da öğrenmiş oluyoruz sağolsunlar.
adını sanını bilmediğimiz dünya ülkelerinde bizi gururlandıran, bayrağımızı dalgalandıran okullardır. bağlı olduğu gurubu pek sevmesemde yaptıkları iş takdire şayandır. bulundukları ülkelerin başkanlarının çocuklarını türk okuluna göndermeleri başarılarının en büyük kanıtıdır. ayrıca ülkemizin reklamını yaptığını da düşünürsek kültürel katkısının yanında ekonomik katkısınında hakkını vermek gerekir.
kendine kemalist diyen güruhun yurt dışında açmaya cesaret edemedikleri okullar.
** türk girişimcilerin, dünyanın dört bir yanına açtıkları okullar. fedakarlık geliyor aklıma sadece...
neyse..

herkes kendi kafasına göre konuşuyor. konuşan konuşsun ben yaşadıklarımı bilirim orada. gördüğüm müsamaha ve iyi niyeti bilirim. kimseler de laf etmesin, edemez zaten.

görmeden etmeden saçma sapan(#4329879)(#7909554), götünden uydurma(#5578252)(#7909554)(#5578321), dar görüşlü(#6040164), kin kusan yorumların(#7909485)(#7909517)(#7909554) burada hiç-bir ye-ri yok-tur ve olamaz!..
uydurmayın arkadaşım uydurmayın! gözünüzle gördünüz mü yazdığınız saçmalıkları? birisi bana anlatsın? gören var mı?

daha bulunduğu şehirden çıkamamış bir yazardan ne bekliyorum ki ben de? şaka gibi vallaha...
neyse.

bu okullarda ilkokul ve lise öğrenimimi gördüm. hayatım burada geçti. 2,3,4,5,6,7,8,9'uncu sınıfları bu okullarda okudum. yurtdışında türkmenistanda..
ve hiç bir zaman bir baskı veya farklı bir uyguulama ile karşı karşıya kalmadım. neden kalayım ki? adamları siz öcü falan mı sanıyorsunuz? insan yiyen beyin yıkayan makinalar gibi mi sanıyorsunuz? değil hiç de değil..

başımdan geçen bir olay:
gece yatakhanede yatmamıştık muhabbet ediyorduk, birden bir cam kırılması sesi duyuldu, bilgisayar odasında yangın çıkmış içinde kalan adam da camı kırarak çıkabilmiş.
okuldaki tüm hocalar evlerinden pijamaları ile koşa koşa geldiler, belletmenlerin hepsi koşuşturuyor itfaiye çağıranlar, su taşıyanlar..
o an idrak ettim. bu insanlar çıkmış gelmiş okul açmaya, kendi imkanları ile, ellerinde ne varsa, hanımlarının kolyeleri, bilezikleri, ceplerindeki son paralar bu okullara gitti. okullara para akıyor diye bir yalan olamaz. akmıyor lan aksa her sabah reçel yemezdim!..

yumurta çıktığı günler, peynir çıktığı günler bayram ederdik, okulda yataklar hala eski sovyet döneminden kalma yataklardı. nevresimleri kendimiz getiriyorduk. hocaların üstünde hep sade markalar, arabaları anormal olmayan orta düzey arabalardı(türkmenistanda araba fiyatları çok ucuzdur, 1000 $'a bile altınıza araba çekebilirsiniz. şu an nasıl bilemem ama 7 sene önce böyleydi..)

bilgisayar odamız tüm ülkedeki bilgisayar odalarından 1. seçilmişti ama yanmıştı o da. yanmıştı ve şimdi öğretmenler koşuşuyordu. yangın söndü sonuçta ama ben de bazı şeyleri anladım. fedakarlıktı bu..

bir cam kırıldı diye tüm okulun gecenin 2sinde tören yerine toplandığını bilirim. nedir abi altı üstü bir cam? banyoda kırılmış bir cam. parası benim harçlığımdan bile çıkar, ucuz bişey yani..
o camın hesabı ama ahirette kimlerden çıkar? yurt müdürünün hassas olduğu nokta buydu.

çünkü çalışan insanların cebinden çıkan bir para bu, çocuğunun hakkını okula gönderiyor adam. bu hakka vefasızlık etmek istemedi hiç bir hocamız.

yine bir gün...
babamla daşhouz denilen bir şehir. oranın da köyü köhneürgençe babamın inşaat işleri dolayısı ile gitmiştik. kalacak yerimiz yoktu ve köhneürgenç gibi ta ebesinin nikahı bir köyde kurulu bir türk okulu vardı. oraya gittik ve geceyi orada geçirdik.
akşam misafiriz diye öğretmen lojmanlarında, türk hocalar bize çay koydular, gece gece soğukta oturup muhabbet ediyorlar. ben de daha 10 yaşımda filanım.

babam sordu baştan tanışmak için, herkes kendisini tanıtıyor ve sonunda da mezun olduğu okulu söylüyordu.
gazi kimya... odtü fizik... boğaziçi matematik... türkiyede aranan, hele o zamanın türkiyesinde biçilmiş kaftandı bu insanlar. ama gittiler işte arkalarına bile bakmadan... bu ve buna benzeri bir çok şey.. babam sonradan dedi bana:

işte oğlum fedakarlık budur, diye..
öyleydi. haklıydı babam..

en güzeli ve duygulandıranı da bu işte:

merv türkmen türk lisesinin ilk açıldığı sene, (bu okullar sancılı bir süreç sonunda açılmıştır) yatakhanenin penceresinden bir çocuğun düştüğü haberini alırlar. çocuk hastanelik olmuştur.
bunu haber alan okulun müdürü(isim vermiyorum özelden mesaj ile söyleyebilirim) x hoca olay yerine giderken:

ben ne yaparım şimdi? bir türkmen çocuk düştü, devlet okullara zarar verebilir, kapatabilir? ya o zaman ne olur? nasıl hesap veririm ahirette, bunun karşılığı nasıl ödenir? düşen inşallah benim çocuğumdur diye söylenir durur. yanındakiler:

+ hocam sakin ol tamam, diye teselli etmeye çalışırlar.
olay yerine vardıklarında görür hoca ve der ki:

+elhamdülillah benim çocuğum...
bir insan kendi evladı için bu duayı nasıl yapar?

tamam.. eleştirmek kolay geliyor gençler. sizi anlamak zor değil. böyle yetişmişsiniz. ama ben bu okullarda okumuş birisi olarak söylüyorum, düşündüğünüz gibi değil bu okullar.. cidden..
bu fedakarlıklar ucuz fedakarlıklar değildir.
ileride gurula hatırlayacaksınız, şimdiden kendinizi ön yargı ile doldurmayın.
benden bu kadar...