bugün

kendisi dışındaki herkesi salak sanan bir kızdan bahsediyorum. evet bildiniz, türk kızı bu. hani şu etrafımızda bolca bulunan parazitler... ne zaman denemeye kalksam 10. dakikanın sonlarında doğru kahkaha krizine giriyorum. daha dünkü denememde gülmekten bir süre nefes alamayarak acı bir tehlikeyi ucuz atlattım. ne bileyim azizim, başaramıyorum işte... onların düşük zekaları ve zeki görünme çabaları bir araya gelince eşsiz bir manzara çıkıyor. türk kızı ve zeki görünmek... işte oksimoron, işte ironi.

hepsi birer demet akalın numunesi gibi. kültür yoksunu ve apaçi eğilimli. giyimleri, konuşmaları, konuştukları konular, hareketleri, hayalleri... hepsi ama hepsi çok komik. bir milletin kızları bu kadar mı tek tip olur? tek gecelik ilişki yaşayıp akabinde "ben böyle biri değilim, alkol yüzünden oldu" deyip suçu sıvı bir maddeye atan kızla beş dakikadan fazla ne konuşabilirsin?

yahu muhabbetleri cidden çekilmiyor. en yakın arkadaşını kötülerken bir anda eski en iyi arkadaşının ona yaptığı şerefsizliklerden bahsetmeye başlıyor. kız hep haklı, hep mağrur ve kız hep mağdur... herkes onu kıskanıyor, bütün erkekler ona bir şekilde yazıyor. ikinci dakikaya kadar "haklısın canım ya, hayat gerçekten de yoruyormuş seni"mavalları okusam da ikinci dakikadan sonra basıyorum kahkahayı. elimde değil... bu arada ölümden sonra sorgu yokmuş. az önce öldüm ben, bir daha dönmeyeceğim dedi yaprak. ama kimse sorguya çekmedi... hep dediğim gibi:" ;you woke up this morning, got yourself a gun. mama always said you'd be the chosen one..."

Köftehorlar...