cesaretin dünyadaki saltanatıdır Türk.
kelime anlamı güç , kuvvettir.
(bkz: tirk)
iran kaynaklarında türk kelimesinin "güzel insan" karşılığında kullanıldığı bilinmektedir. 9.yy'da kaşgarlı mahmut,

türk adının türklere tanrı tarafından verildiğini belirtmiş ; gençlik, kuvvet, kudret, olgunluk çağı demek olduğunu bir kez daha vurgulamıştır.

Türk kelimesinin "güçlü-kuvvetli" manasına geldiği bugün neredeyse bütün tarihçiler tarafından kabul görür.
türk: es. tr. tur/tür (döl, türeme, üreme, doğma bildiren kök)den tür-e-k-türek/türk...

kök anlamı: türeyen, varolan, yaratılan, ortaya çıkan, üreyen, ürün, döl. anlam genişlemesiyle belli bir topluluğun adı, türk...

fars. turk(sevgili, türk), türk-i çin(güneş, iran'da güneş çin ülkesi yönünde doğudan çıktığı için, türk-i çin/çin güzeli), türk-i felek (merih yıldızı), türk-i rus'taiyan(sarmısak), türk-i hisari(güneş,ay), türk-i nimruz(güneş) kavramlarından türk sözcüğünün kök anlamı (iran dilinde) seziliyor, gök varlıklarını yansıtan bu anlamlar doğuş eylemiyle bağlantılı(güneşin, ayın yıldızın doğuşu ile)

türk(süre, vakit içeren bir sözcük, türk kuyaş ödi/gün ortası, türk üzüm ödi/üzümün olgunluk dönemi, türk yiğit/gençlik, güçlülük dönemi...

türkek-türgek/bohça, türkeklemek/dürülmek, bohçaya sarılmak, türkün/oymakların, yakınların toplandıkları yer, türkünlenmek/kendini bir yerden sayıp oraya yerleşmek... bu örneklerde türk sözcüğünün derlenme, toplanma, bir yerde yerleşme anlamlarını içeren bir kökten kaynaklandığı anlaşılıyor.

tür kökü değişmiyor ancak aldığı "k" ile öteki eklerle sürekli anlam genişlemesi olayı.

uygur ağzında türk/ güç, erk türklüg/ güçlü erkli tür kökünden genişlemekte. bir yandan topluluk olan türk adı, bir yandan eş kökenli türevler.

böylece türk sözcüğünden biri erk, güç; diğeri güzellik olmak üzere iki anlam birleşmekte, ikisi de türemek eylemiyle; tür, tör köküyle bağlantılı. türk sözcüğü, bir topluluk adı olarak m.s 6. yüzyıldan bu yana yazılı biçimde geçmektedir.

kaynak: türk dilinin etimoloji sözlüğü-ismet zeki eyuboğlu
Türk adı ile ilgili bir yazı buldum.
Bu başlığa ilk entry giren at kafası, iyi gördüğü kısmı atlayıp rivayetlerden birini paylaşmıştır. Bilinen anlamı var, rivayet var ama kapçuk ağızlı rivayeti paylaşıyor.

Türk adı Göktürk yazıtlarında Türük budun olarak geçer. Bundan önce ise çin kaynaklarında geçer.
Göktürklerle birlikte kullanılmaya başlanan “Türk” adının yayılmasındaki birinci etken, Türklerin çevrelerinde yaşayan topluluklarla mücadele etmesidir. Bu mücadelelerde zafer kazanması, farklı coğrafyalarda “Türk” adının yayılmasını ve bilinmesini sağlamıştır. “Türk” adının en geniş çapta yayılması ise Türklerin islam dinini kabulünden sonra başlamıştır. Barthold, “Türk” adının yayılmasını, onu rastladıkları bütün Türk göçebelere ihsan ederek umumileştiren Müslüman yazarlara yükleyerek aktarır.

Bu yayılma sırasında “Türk” adının anlamını incelediğimizde, birçok araştırmacının “Türk” adına farklı anlamlar yüklediğini gördük. Belki de bunun nedeni, Türk topluluklarının zaman içerisinde birçok coğrafyada bulunması ve o coğrafyada bulunan topluluklarla ilişkilerinin sonucunda farklı anlamların ortaya çıkmasıdır. Çin ve Bizans kaynaklarına baktığımızda, “Türk” adının daha çok destani özelliklerle anlatılmasından dolayı buradaki anlamların ne kadar doğru olduğu şüphelidir. Ancak Macar tarihçi Vambery “Türk” adını ilk kez incelemiş, buna göre “Türk” adının Türkçede “türemek” manasında olan “türe- veya törü-“ den türemiş olup ‘yaratılmış mahluk’ manasına geldiğini söylemiştir. Bu kelime ilk önce “Törük” ,sonra “Türük” ve daha sonra da “ü” harfinin düşmesiyle birlikte “Türk” haline gelmiştir. Vambery’nin bu izahatı akıllara Göktürklerin Türeyiş Destanı’nı getirmekte, Ergenekon vadisinden çıkan bu toplulukla, Vambery’nin “Türk” adına yüklediği anlam arasında bir bağ olduğu söylenebilir.
Ziya Gökalp’e göre “Türk” adı “töreli, gelenekli” anlamına gelmektedir. Alman Türkolog F.W.K. Müller’ in Uygur metinlerinde tespit ettiği “Türk” kelimesi “kuvvetli, güçlü” anlamına gelmektedir. “Türk” kelimesinin, kavim adı olan “Türk” ile aynı olduğunu ilk defa A.V. Le Coq ileri sürmüş, Wilhelm Thomsen ve Gyula Nemeth bu görüşü kabul etmiştir. Ünlü Türk dilcisi Kaşgarlı Mahmut, “Türk” adının Türk milletine Tanrı tarafından verildiğini ve “olgunluk çağı” anlamına geldiğini söylemiştir. Aynı zamanda Kaşgarlı Mahmut’un eserinde “Türk” adı “vakit” anlamına gelen bir kelime olarak da karşımıza çıkar.

‘’Türk’’ Adı ile ilgili Rivayetler

Türkler birçok milletin tarihini etkilemişler, destanlarına hatta efsanelerine girmeyi başarmışlardır. Birçok kavim ve millet “Türk” adına farklı rivayetlerle kendi kültürlerine göre farklı anlamlar vermiş ve farklı şekilde yazmışlardır.
israiliyat kaynaklarından olan Tevrat rivayetlerine göre, Türk Nuh’un neslindendir. Türk Nuh’un üç oğlundan Yafes’in torunu olarak kabul edilir, bazı kaynaklarda Türk’ün doğrudan doğruya Yafes’in oğlu olmamakla beraber onun neslinden olduğu da kabul edilen görüşler arasındadır.

En dikkat çekici rivayetlere ise Arap kaynaklarında rastlıyoruz. ‘’Türk’’ adı Çin’den sonra en eski olarak Arap kaynaklarında geçer. islamiyet öncesi Arap kaynaklarında ilk olarak Cahiliye Devri şairlerinin divanında geçmektedir. Sahih olduğu bilinmemekle beraber islam Peygamberinden rivayet edilen “Türkler size dokunmadıkça onlarla sulh içinde yaşayın.” hadisi de “Türk” adının geçtiği önemli bir rivayettir.
Diğer bir Arap kaynağında da, Türkler Yecüc-Mecüc seddinin arkasında terk edilmiş bir kavim olduğundan veyahutta Yafes’e düşen toprak sahasının insandan yoksun, terk edilmiş bir durumda olmasından dolayı Türklere “Terek” adı verilmiş ve zamanla “Türk” adının buradan geldiği kabul edilmiştir

Kaynak: http://akademikperspektif...ikisi-anlami-ve-yayilisi/
kelimenin kökeni kelimenin içindedir: "Tür", yani soy, çeşit, köken, aile gibi anlamları olan tür. yani "Tür-k" soydaş, aynı soya, kabileye, aileye ait olanlara verilen ortak isim olur. Tıpkı yör-ük kelimesinin o yöreye ait, o yörede bulunan anlamına gelmesi gibi.

nişanyan etimoloji sözlüğünün işaret ettiği "teŋri teg teŋride bolmış türük bilge kagan" Orhun yazıtları alıntısında "Tür-ük" olarak, yani "-k" son ekine bağlayan ikinci "ü" bağlantısının korunmuş haliyle geçer. http://www.nisanyansozluk.com/?k=T%C3%BCrk

yalnız kök sözcüğün anlam ve işlevine bağlı olarak, bu "-K" son eki her zaman "o şeye ait, o şeyden gelen" anlamı üretmez; evet, tür-ük (Tür-k) türe ait, türdaş olana işaret eder, ya da yör-ük yörede bulunan yöreye ait anlamına gelir, fakat yarak yara ait demek değildir, yarma eylemini yapan organa denir.

bu da böyle etimolojik bir anımdır...