bugün

ermeniler'in tebaâlıktan ulus olmaya geçişte kullandıkları yegâne konu.

günümüzde dünyanın her yerindeki ermeniler'in tek bir ortak özellikleri vardır; o da türk düşmanlığı.

not: işbu girinin artin penik gibi dostumuz olan bir kısım türkiye ermenileri'yle ilgisi yoktur.
(bkz: anti turkism)
--spoiler--
italyanca'da "bestemmia come un Turco" ("Türk gibi küfretmek") ve "puzza come un Turco" ("Türk gibi pis kokmak") deyimleri sıklıkla kullanılır. En kötü şöhretli italyanca deyim (manşetlerde de sıkça kullanılır) yakın bir tehlikeyi belirtmek amacıyla kullanılan "Mamma li Turchi!" ("Anneciğim, Türkler geliyor!") deyimidir.

Ayrıca italyanlar "Fumare come un Turco" (Türk gibi sigara içmek) deyimini de sık sık kullanırlar. Almanca ve Sırpça'da da "Türk gibi sigara içmek" anlamına gelen deyimler vardır.

Fransızca'da Turc kelimesi eskiden C'est un vrai Turc ("Gerçek bir Türk") gibi meşhur deyimlerde kaba ve acımasız insanları belirtmek için kullanılırdı.

Bir ispanyol biriyle ilgili küçük düşürücü bir yorum yapmak istediğinde "turco" derdi.

Avusturya'nın kırsal kesimlerinde hala çocukların "Es ist schon dunkel. Türken kommen. Türken kommen" ("Hava çoktan karardı. Türkler geliyor. Türkler geliyor.") diye tekerleme söylediği duyulabilir.")

Farsça'da "Tork-e khar" ("Türk-i hâr": eşek Türk), Türkçe konuşan iranlı Azerilere karşı kullanılan aşağılayıcı bir sözdür.

Almanca'da Liegt ein Türke tot im Keller, waren die deutschen wieder schneller (Bodrumda ölü bir Türk yatıyor, Almanlar yine Türklerden hızlıydılar) şeklinde bir deyim vardır. Yine Almancada "türken" sözünden türemis "getürkt" birseyin sahte oldugunu söyler. Yani bir sey "getürkt" ise o sey sahtedir.

Rusça'da ("istenmeyen misafir Tatardan kötüdür") şeklinde bir deyim vardır.

Yunanca'da (Öfkesi onu Türk haline getirdi), birine ya da bir şeye aşırı öfkeye ifade eder.

Norveççe'de "Sint som en tyrker" ("Bir Türk kadar kızgın") şeklinde bir deyim vardır.

Ermenice'de, Türk sözü hâlâ genel olarak birinin aptallığını sorgulamak için kullanılır:
("Sen Türk müsün?"), aynı zamanda bir kirli düzensiz evi ima etmek için kullanılır: ("Bir Türkün evine benziyor?")
--spoiler--
türkiye de aydın olarak gözükmenin ilk ve temel şartıdır. gerçek tarihin kesinlikle avrupalıların dediği gibi olduğuna inanırlar. farklı ve avrupalı gözükmek için yemedikleri dışkı yoktur.
devletler arasında ise türk düşmanlığı şöyledir aslında. kimse türkiyenin kötülüğünü istemez. sadece kendi iyiliklerini düşünürler. fransa kendini düşündüğü için türkiyeye düşmandır örneğin.
artık türkün dostu bile türk değilken; türküm diyenin faşist, kürdüm diyenin demokrat olduğu, insanların bir paket makarnaya oyunu sattığı, dedelerinin kahramanlığından çok pearl harbor a veya polat alemdar a hayranlık duyduğu, gerçek aydınları hapishanelerde yıllarca yargılanmadan yatarken çakalların kol gezdiği ülkem için allah türk ü korusun diyorum.
türk düşmanlığı yoktur. gerçekleri söylediğinizde üzerinize yürüyen milliyetçi faşo kitle vardır.

- ermeni katliamı var.
+ seni türk düşmanı!
- aleviler öldürüldü.
+ seni türk düşmanı!
- adana kebap güzel değil.
+ seni türk düşmanı.

ya bi gidin allasen.
son 10 yıldır malum zihniyetinde desteği ile giderek o.çocukluğuna doğru ilerleyen durumdur.
fransızlarda zirve yapmış düşmanlıktır. belhanda'nın kulüp başkanı olacak o ayıcık tamamen türk düşmanlığı ile bu açıklamaları yapıyor. biz şerefsizlere bayılıyoruz sanki.
çok kötü bir tavırdır.
(bkz: herkes bize dusman)
hükümet desteği ile , medya , iş dünyası , sivil toplum örgütleri ve siyaset aracılığı ile son 10 yıldır olmadığı kadar artan düşmanlık.
Türkiye'de iki kişiden birinin sahip olduğu şey.
ülkemizde 2002 senesinden bu yana fazlasıyla gelişen bir düşmanlıktır. velhasıl kafası kesilmezse bundan 2 yıl sonra ülkemizin ismi bile anadolu cumhuriyeti olarak değiştirilebilir hatta biraz daha ileri gidilip anadolu halklar cumhuriyeti gibi birşeyde olabilir bu gidişe dur demeliyiz.
allah'ın siktir ettiği yerlerde dahi karşınıza çıkabilen bi şey. elin estonyalısı çıkar "türkler bikbik" falan der. tabi böyle durumlarda "sen kimsin amk" da denilebilir. düşünce özgürlüğüne saygılıyız.
herşey 40 sene öncesi bir kinle başladı ermenilerin körüklediği bir herif tutup kürt köylerine saldırdı.
ve türklerin kürtlere zulüm ettiği gibi zırva delisi sözcükler uçuşmaya başladı.
olayın aslı ermenilerin kürtler adı altında doğudan bir kaç parça koparmak istemesiydi ama popülasyon arttı ve abd
bunu bir fırsata dönüştürdü. ermenilerin planları güme gitti artık ondan büyük amerika vardı.
ozamanlar doru düzgün telefon mu var internet mi var herkes duyduğuna inandı düşmanlık körüklendi dağlara çıkanlar askeri öldürenler
mhp hakimiyetindeyken bunlara büyük bir darbe indirildi sonra apo kaçtı .
olayların büyümesi daha çok yayılmasına duyanların saf tutmak zorunda bırakılmasına sebep oldu kaçırılan akılları yıkanan insanlar vardı.
iş ermeni türkiye meselesinden kürt türk meselesine dönüştü.
sonra amerika başımıza ak bir adam çıkardı vermediği taviz kürtleri pkk gölgesine itmek için sarfetmediği söyem kalmadı.
toplumda kürt düşmanlığı da körüklendi. etkiye tepki olarak hor görülen kürtler pkkya hak vermeye apoculuğa kadar vardırdı işi.
bu sırada medya yargı yayın organlarının içine sızıldı satın alındı mitte dahil. şimdi sen türk olarak istediğin kadar ciyakla.
bütün kurumların düşmanlarının elinde ordun dağıtılmış tarafsız bir taraf kalmamış kime güveneceğini şaşmışsın.
bir de adı çoğunluksun ama yetmedi bir de ümmetçilik anlayışı sarıldı başına adamlar karşı çıkarsam cehenneme giderim diye düşünüyor.
sen türk düşmanı ile değil cehennemle savaşıyorsun insanların bilinmeziğe olan korkusunu nasıl yeneceksin ?
akka önlerinde tarihi yenilgisini almıştır napolyon.
türklerin yüzlerce yıl boyunca avrupalılara haddi bildirmesinden kaynaklanan düşmanlıktır.
ümmetçilikle mezhepilikle aşılanır .
bende olmayandır. bir çerkes olarak "türküm, varlığım türk varlığına armağan olsun" demek istemiyorum diye türk düşmanı ilan ediliyorum. Niye yalan söyleyeyim, niye varlığımı türk varlığına armağan edeyim? ha yerine gelince bu güzel ülke, ülkem için savaşırım elhamdülillah.

ben ırkçılığa da, teröristlere de karşıyım.

"Bütün davamızın hülasası: Ne mutlu müslümanım diyene!"
öşeksever ve yobazlarda görülür, nefretleri karşılıklıdır.
türkiye'de pek yoktur.

türkçülük yapmadığı için türk ırkçıları tarafından türk düşmanı ilan edilenler vardır.
Şu sıralar pek modadır. Fakat bilinmelidir ki; güç pekmez gibidir, bütün sinekleri çeker. Vakti geldiğinde hepsi Türklere biat edecektir.
türke düşman olmakla türk ırkçılarına düşman olmak arasında daglar kadar fark vardır. ama geri zekalı ırkçılar bunu bile ayirt etmekte zorlanıyor nedense. hep söylüyorum bunlar mal diye.
Yanetkisi yenge sikmek olan hastalık. Ondan bir nesil eciş bücüş oldu halen daha bize ırkçı diyonuz lan. Az biraz da hatayı kendinizde arayın amk.
şerefin, onurun, imanın karşı kıyısında yaşayanların düşmanlığı.
Türkiye'de pek yokmuş bunlardan. varlığım türk varlığına armağan olsun ve ne mutlu türk'üm diyene deyişlerinden rahatsız olunduğu Için andımızın kaldırıldığı ülke neresi? Kendi topraklarında kendi Bayrağı açılınca provokasyon olur, önüne gelen bayrak açamaz diye müdahale edilen ülke neresi?
Garibaldi'nin Osmanlı'ya karşı Balkan Halklarına Yazığı Mektup

Giuseppe Garibaldi'nin Border Watch Gazetesinde 22 Aralık 1875 tarihinde yayınlanan Osmanlı'ya karşı Balkan Halklarına Yazdığı mektubu
“ Caprera, 6 Ekim.
- Hersekli ve Doğu Avrupalı kardeşlerime.

Türkler Bursa'ya sürülmelidir. Bir kurt gibi gelip Bosphorus'u(istanbul Boğazı)'nı geçtiler, yıktılar, katlettiler ve tecavüz ettiler. Bize tarihte Pelasgi şehrini armağan eden halkları yok ettiler. Belki de o halklar Avrupa'daki ilk medeni toplumlardır. Osmanlılar, artık mahvettikleri bu coğrafyada var olmamalı. Bursa'da ve Bursa'nın da ötesindeki ıssızlığın ve azabın içinde tüm görgüsüzlükleri, yağmacılıkları ve zulümleriyle yeteri kadar Anadoluluyu bulacaktır.

O vakit artık ayaklanmalısınız Karadağ'ın, Hersek'in, Bosna'nın, Sırbistan'ın, Tarabya'nın, Makedonya'nın, Yunanistan'ın, Epir'in, Arnavutluk'un, Bulgaristan'ın, Romanya'nın kahraman evlatları. Hepiniz şanlı bir tarihe sahipsiniz. Leonidas, Achilles, Büyük iskender, Scanderbeg ve Spartaküs sizin toplumlarınızda doğmuşlardır. Ve bugün sizler içinizde halen Spartaküsler ve Leonidaslar bulabilirsiniz. Diplomasiye güvenmeyin. Bu kalpsiz yaşlı kadın sizleri aldatıyor. Ama tüm dünyanın erkeklerinin kalbi sizlerle. Bugüne kadar Türkleri destekleyen ingiltere artık tüm fedakarlığı ve içtenliğiyle sizleri destekleyecek ve özgür insanlardan kuracağınız birliği, Hilal'in imparatorluğuna tercih edecektir.

Türkleri Bursa'ya sürmeliyiz. Ancak o zaman bağımsız ve özgür olabilirsiniz. Osmanlılar, istanbul Boğazı'nın bu yakasında(Doğu Avrupa topraklarında, Balkanlarda) var olduğu sürece her zaman savaş sebebi olmaya devam edecektir ve sizler insan olmanın kutsallığına asla sahip olamayacaksınız.

He canım biz uyduruyoruz. yoksa bize bayılırlar
TÜRKLER YOK EDiLMELi

ÖNCE güncelden başlayayım.

isveç’in önceki Türkiye Büyükelçilerinden Eric Cornel’in, “Bir islam ülkesinin kutsal Roma imparatorluğu” başlıklı makalesinden satırlar:

“Avrupalılık bilinci, Türklerin islami yayılmacılığının önlenmesi için yürütülen mücadele sürecinde gelişmiştir. Dolayısıyla, Hıristiyanlığın islam’a karşı konumu, Avrupa’nın Türklere karşı tutumu gibi, soğukluk ve umursamazlık temelindedir.”

Sarkozy’nin kafası “tek” değil. Büyükelçi Cornel ve onun gibiler çok. O kafalar geçmiş yüzyıllardan bu yana aynı tohumların zehirli ürünleriyle beslendiler.

Bakınız nasıl?



Alman Papaz Martin Luther (1483-1576) Hıristiyanlıkta Reform hareketini başlatan kişidir.

Hoşgörüyü esas alan, özgürlükçü bir din anlayışını savunmuştur. Protestanlık mezhebinin kurucusudur.

Hoşgörünün yolunu açan Luther’e göre Türkler Katolik Kilisesi’nin yanlışlarına, yolsuzluklarına karşı “Tanrı’nın gönderdiği cezadır.”

işte satırları:

“Türkler, Tanrı’nın öfkeli kırbacı, yakıp yıkan şeytanın uşağıdır.

Türk’ün tanrısı olan şeytanı yenmeden Türk’ü yenmek kolay olmayacaktır. Tanrı, işlenen sayısız günah ve nankörlük nedeniyle şeytan Türkleri Almanların başına bela etmiştir.

Bir Türk’ü öldüren vicdan azabı duymamalı; tersine Hıristiyanlığın düşmanını yok ettiği için vicdanı rahatlamalıdır.

Eğer Samson gibi güçlü olsaydım, çaresini bulur her gün bir Türk öldürürdüm…”



………………….



Fransız Filozof Voltaire… Fransız Devrimi ve Aydınlanma hareketinin öncülerindendir.

Günümüzde özellikle düşünce ve ifade özgürlüğünün temel taşı sayılan “Efendi, fikirlerine katılmıyorum; ama fikirlerini özgürce dile getirmeni sonuna kadar savunacağım!” sözüyle tanınmaktadır.

Ama bakın Rus-Osmanlı Savaşı sürerken Rus Çariçesi II. Katerina’ya yazdıklarına:

“Yüce majesteleri, Türkleri öldürerek bana yeniden hayat veriyorsunuz. Siz Avrupa’nın gücünü aldınız. Türk dilini ve onu konuşanları Avrupa’dan sürmek gerek… insanlığın iki büyük baş belası var: Birincisi veba, ikincisi Türkler…

(…) Hümanizm ilkem olmasaydı, Türklerin hepsinin kökünün kazınmasını görmek isterdim.

Ben en azından birkaç Türk’ün öldürülmesine katkıda bulunmak isterdim.

Gerçi bu benim hoşgörü ilkeme uymuyor, ama insanlar çekilişlerle yoğrulmuştur…”

Prusya Kralı’na yazdığı mektupta ise “Yunanistan’a zulmeden Türklerden her zaman nefret edeceğim. Ne barbar şeyler! Onlara 60 yıldır Cenevre saatleri satıyoruz, ancak hâlâ bunlarla ne yapacaklarını bilmiyorlar. Saatleri nasıl kuracaklarını bile bilmiyorlar.”



………………



ingiliz şair George (Lort) Byron (1788-1824), romantik akımın öncesi Byron Türklerden nefret konusunda romantik değil.

Osmanlı’ya karşı Yunan isyanı sürecinde isyanlara fiilen katılmak için Yunanistan’a gitmişti.



………………



Fransız şair, yazar ve devlet adamı Victor Hugo (1802-1885):

Bu katil imparatorluktan, “Osmanlı”dan yakamızı kurtaralım. Bağnazlığı ve zorbalığı susturalım.

Elde kılıç dolaşan boş inançları, doğmaları etkisiz hale getirelim.



………………



Alman filozof Friedrich Engels (1820-1895):

“Avrupa’nın en güzel toprakları ayak takımının egemenliğinden kurtarılacaktır.

Avrupa Türkiye’sinde Yunan Slav kent soylu sınıfının etki ve zenginliği sürekli artmakta, Türkler her geçen gün gerilemekte.

Zaten Türkler devleti ve asker gücünü ellerinde tutmasalardı çoktan yok olup giderlerdi.

Türklerin sahip oldukları -uygarlığı engelleyen- bu tekel ve güç artık güçsüzlüğe dönüşecektir.

işin doğrusu, Türklerin ortadan kaldırılmaları gerekir.”