bugün

nizamiye kısmında

"ben piyadeyim muharebe meydanının kralıyım."
"orduya sadakat şerefimizdir."
"biricik aşk, vatan sevgisidir."

gibisinden yazılara denk geleceğiniz yerdir.
tuzla'da uçsuz bucaksız tepelerde elde silahla gezebileceğiniz, öğleye kadar eğitim öğleden sonra spor yapabileceğiniz, birlikte eğitim aldığınız arkadaşlarınızın kuradan sonra foça'ya gönderildiği, hayatınızın en eziyetli fakat en unutulmaz günlerini geçirebileceğiniz, bahçesinde dut ağaçlarından dut yiyebileceğiniz, dakika başı bir albaya rastlayabileceğiniz, hiçbir asteğmenin kura çekerek orada kalmak istemediği, tavşan tepenin hakim olduğu, hafta sonları istanbul'da doya doya gezebileceğiniz, komutanlarının büyük kısmı güneydoğuda görev yapmış, anılarda yaşatılacak okul.
hafta sonları görüş yerinin piknik alanına döndüğü,
"biricik aşk, vatan sevgisidir" yazısının ziyarete gelen anne ve sevgililer için konduğunu düşündüren,
istanbul'un köşesinde mevzilenmiş,
yemyeşil,
eğitim gören askerlerin özleyip özlemiyeceği kurada çektikleri yeni görev yerlerine * bağlı olan "piyade yuvası" .
son yılların en soğuk geçen 2003 kışında, girdiğim sınavda tüm soruları yanlış yanıtlamama rağmen bedevi talihi ile gittiğim, gördüğüm, donduğum piyadenin yuvası. öncelikle gideceklere tavsiyeler.
1-kış mevsimi gidiyorsanız yanınızda kalın bir şeyler götürün. bedava dağıtılacağı gibi saf düşüncelere girmeyin.
2-grip aşısı ol ama muhtemelen o da kar etmez.
3-hafta sonları evci çıkmak için şimdiden ikametgahını istanbulda göstermenin yollarını aramaya başla.
4-(belki de en önemlisi)eğer analitik düşünceye önem veren ve yapılan şeyin mantığını sorgulayan bir yapıdaysan;12 aylığına mantığını evde buzdolabında sakla. akıl sağlığına iyi gelir. şalteri kapat askere öyle git.
5-eğer dayanıksız bir bünyeye ve tipik bir şehir çocuğu kondüsyonuna sahipsen vay haline. o yüzden biraz biraz spor yap. ilk 28 kişi derece yapmış sayılıyor ve askerliklerini istedikleri yerde yapıyorlar. spor bunun için kilit önemde.
6-sakın kıdemli, sorumlu gibi işlere bulaşma. askerlik yetmiyormuş gibi bir de asker arkadaşlarınla uğraşırsın.
7-8.bölük sosyete bölüğüdür oraya düşmeye bak.2 ve 3 ve ise zordur.(bedevi olarak tecrübe ettim)
8-dikkat dikkat dikkat! en önemlisi: şimdiden başlayarak 3 ay boyunca sakın sağ elle 31 çekme. çünkü o el kurada senin kaderini belirleyecektir.
tuzlada ilk felaket 1. bölüğe düştüysen ruhuna fatiha. don bile simetrik olacak öna göre. en baba bölük 2. bölük. askerlik bittikten sonra temizlik konusunda otorite olmuş sayılırsın. tuzla piyadenin bitli olduğu tezini yerle bir ediyor. kesinlikle bitli değil. tecrübe ettim bende öyle sanıyordum. tavşan tepe,bozalan ve pist alanı senin vazgeçilmezin olacak. sakın nöbet sorumlusu olma her 2-4 nöbetinde sana dua ederler. ama herşeye rağmen güzel ve bir o kadar sağlam dostluklar kurulur. tekrar sana tavsiyem 1. bölüğe düşmen hayatı zından eder.

kuralar iyi ama filinkini avuclarsan oda senin bahtsızlığın olur. elinle hesaplaşma işini askerden sonraya bırak. derslere iyi çalış. dereceye gir. kolay ama spora özen göster. çalış ki filden uzak kal.

not: tüm bunlar orada askerlik yapan bir arkadaşın kaleminden. ve, anılarından.
289.dönem olarak gittiğim, ama 2003 'ün kış günü ayazda, tişörtle 3000 m . koşmam sonucu zatürre olup, 1 ay Gata'da yatmama, hayatın anlamını birkez daha sorgulamama neden olan, kabuslar diyarı..
A ve B noktası arasını ( mesafe mühim değil)koşarak gitmenin zorunlu olduğu, yatak çarşafında bir küçük kırışmanın, haftasonu evci iznine mal olduğu, sağlam eğitim verilen, sistemli psikolojik baskı ile en b.ktan muharebe şartlarının ruhsal havasını tekrar tekrar simüle eden ve dibine kadar asker olduğunu, 24 saat yaşatarak benliğine kazıtan, güzel anılarla da hatırlanabilen, hayatın bir dönemi...
Şimdi biraz daha "light" olmuş diyorlar, ha bir de Isparta'ya taşınacakmışmiş..(diyenin yalancısıyım)
istanbul'un en ücra köşelerinden birinde* yüzlerce metrekarelik bir alana yayılmış askeri okul. astsubay ve subayların okullarının son senesinde 1 yıl boyunca kaldıkları, zaman içinde bilimum kurslar için haftalık yada aylık dönemler halinde kaldıkları büyük okuldur. askerliğimi 313 kısa dönem olarak bu okulda yaptım. ve 5 ay 5 gün boyunca inanılmaz anı biriktirdim. (bkz: askerlik anıları)
29 şubat itibariyle 319. dönem asteğmenleri kıt'alara yolcu eden askeri sınıf okulu.
buradaki ilk ay ölümdür. yanaşık düzen eğitimleri, istikamet cezaları ve gece yarısına kadar süren evrak işleri sizi psikolojik olarak oldukça etkiler. hiç bitmeyecek sanırsınız. gece yatağa ancak 12 de girebilirsiniz. sabah tekrar 5.30da kaldırırlar. günler bitmek bilmez.
bölükler arasında pek bir fark yoktur. her bölükte illa süründüren, çök kalk yaptıran bir komutan vardır. ilk ay şu sözü aklınızdan çıkarmayın: ne kadar .ikerlerse .iksinler zamanı durduramazlar.
kantindeki piç erlerlerle kavga edersiniz, bölükteki bazı bencil göt askerlerle kavga edersiniz, komutanlardan bol bol fırça yersiniz. ve bu ilk ay içinde bir de intikal geçirirsiniz. intikalde, sırtınızda 25 kilo çantayla 25 km yol yürütürler. burada yapmanız gereken çantaya battaniyedir ıvır zıvırdır doldurmamaktır. çanta şişkin gözüksün yeter. 10 kiloya kadar çaktırmadan indirin. yoksa yolu tamamlamak çok zor olur.
zor da olsa yemin töreni vakti gelir. tören rahatta beklersin beklersin sonra bi yürüyüş yapılır ve tören biter. 2 günlüğüne memleketine gidersin. hasret giderirsin.pazar akşamı tekrar okulu görmek inanılmaz bir moral bozukluğu yapar. ama merak etmeyin 2. ay ilk ay kadar zor değildir. dersler başlamıştır artık. derslerde uyuyabilirsiniz.(tabi komutan ters değilse). dersler, sınavlar, atışlar derken bu 2. ay eğlenceli bile geçmiştir. çünkü arkadaşlarınızla iyice kaynaşmış olursunuz, önceden tırstığınız asteğmenlerle arkadaş bile olmuşsunuzdur. dersleri, sınavları hiç takmayın kafanıza. hepsinden kalsanız bile asteğmen olursunuz. ama sizi çalıştırmak için çok korkuturlar. şimdiye kadar kalan olmadı ama bu sene olucak gibisinden saçmalamalarda bulunurlar. sallamayın. 2.ayda kalk saati artık 6 olmuştur. hatta kahvaltı yapmam dersen 6.20ye kadar uyuyabilirsin. zaten yatma saati de artık 12 değil 8-9 a kadar düşmüştür. 7-8 arası etüd olur. sakın bekleme, aynen tüy. her akşam yoklama alıcaz kimse çıkmasın derler. hiç bi skim de olmaz. alsalar bile öbür gün en fazla fırça yersin. ve 2. ay da artık bitmiştir.
3. ayda artık herşeye karşı kaşarlanmışsındır. her türlü entrikayı bilir duruma gelirsin. eğer fırça yemekten korkmuyorsan, gururumdur zarttır zurttur demiyorsan 2. ayda bile çoğu şeyden arazi olmayı becermeye başlamışsındır. 3. ayda kura heyecanı herkesi sarar. zaten eğitim filan da pek bişey kalmaz. kalsa bile artık herşey arkadaşlarınla eğlence olmaya başlamıştır. kura günü gelir çatar. dua etmeye başlarsınız. kuranın sırası hiç önemli değildir. sonuncu bile çekseniz en iyi çekebilirsiniz. hudutçular doğuya gider zma ve gzpt batıya gider.piyadeler ise istanbul civarında kalırlar. arkadaşlarınızla aynı yere düştüyseniz son hafta hüzün yerine sevinç vardır.
son hafta artık asteğmenler zimmet devredeceklerdir. her bokun sayımı yapılır. pusula mı kayboldu? parası sizden toplanır. yemekhanede tabak mı kırılmış? parası sizden toplanır. dürbün mü kırılmış? parası sizden toplanır. zorla yıllık aldırırlar. son hafta harcamadığınız kadar parayı askeriyeye dökersiniz. ama herşeye lanet etmişsinizdir. şu acemilik bitsin dersiniz. mezuniyet töreni provaları insanı bayar ama yapıcak bişey yok. en nihayetinde tören yapılır ve 2 haftalık dağıtım izni ilaç gibi gelir.(istanbul çekmeyenler için)
2000 yılı Kasım celbinde, MSB'ce dört ay eğitim almama karar verilen* sınıf okulu, Tuzla Piyade Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı.

Allah'ım kabus gibiydi. Bu tecrübeden önce; "istanbul'da dağ tepe, arazide dolaşacaksın" diye söylenseydi, -doğma büyüme bir istanbul'lu olarak- "basit, bunda ne var ki derdim.." Derdim de işin renginin öyle olmadığını, dört ay boyunca en soğuğundan* tecrübe ettim. Askeri mekteplerde askerlik yapmanın zorluklarını yaşayanlar bilir. işin kötüsü kurada da başka bir mekteb çektim: Zırhlı Birlikler Okulu, Etimesgut Ankara.

Etimesgut.. -Olmaz ya- ikliminden dolayı Erzurum ya da Kars'a bağlanması gayet isabetli olabilecek, başkentin bu şirin ilçesine de 2001 yılının tümü ve 2002'nin ilk çeyreğinin tüm takvim yapraklarını gömdüm.

325. dönemler askere gidiyormuş. Sağlık ve muvaffakiyetler dilerim.
hayatımda yapmadığım ve sayısal olarak bundan sonra da yapmayacağım temizlik işlerini yaptığım okul.

edit: 289. dönem yedeksubay adayı olarak bulunduğum ve eğitildiğim(!) okul.
yaklaşık 6 saat sonra mahşer yeri gibi olacağını düşündüğüm için ön saflarda yerimi alacağım askeri bina. tüm yedeksubay adaylarına başarılar dilemek lazım tabi; sınav ve sonrası için. * *
istanbul Tuzla'dan başlar tabelasına bi koşup değip gelebilecek mesafede olmama rağmen deli mi skti ne gerek var ilk gün dememe neden olan sınav yeri. 3.gün öğleye doğru kahvaltı sonrası gidip paşa paşa sınavı vermeyi düşündüğüm okuldur
sabah saat 6'da vardığım, elime sıra numarası olarak verilen 1261'i gördüğümde terk etmek istediğim okul. işin ne zaman bitti derseniz, 16.30 gibi raylardan geçiyordum, canavar düdüğünü iplemeden. burada düzenlenen yedeksubay seçme sınavı adı altındaki sabır testi, askerden kaçma vakalarının önemli bir yüzdesinin sebebidir kanımca.
avrupa yakasından gıdecekler için kesınlıkle treni tavsıye edeceğim , istanbul'un dışında bambaşka bir dünya diyebileceğim unutulmaz okul .
1 ağustos 2009 cumartesi günü itibariyle 3.000 yedek subay adayının hayatının sikildiği okul. evet aday başına yaklaşık 14-16 saatlik bekleyişin ardından işlemler tamamlanabilmiştir. böyle de süratli bir işleyişi var.
vakti zamanında bir tatbikat için 5 günlüğüne bölük olarak katıldığımız okuldur. sancaktepe kışlasından sonra bize adeta cennet gibi gelmiş, öyle ki oradaki meşhur tavşantepeye taarruz ederekten yaptığımız tatbikat bize tatil gibi görünmüştür.
"sancaktepe kışlası da ne?" derseniz (bkz: 1 inci zırhlı tugay komutanlığı)
dün yedek sınavlık subayına girerken şöyle bir diyalog yaşatıp güldüğüm okul.
rütbesi yüksek bayan asker iki hanzo görünümlü erin yanından geçer, erler selama durur. ardından erler yedek subay sınavına girmek için sıralanmış bizlere dönüp biri şöyle der:"işte askerlik böyle karıya selam verdirtir adama. "
(bkz: yedek subaylık sınavı mekanı)
317. dönem yedek subaylık eğitimimi aldığım işkence mekanı. hayatımın en kötü günlerini geçirdim ben burada.
bilmedigim bir dönemde hatırladığım kadarıyla 2006 nisan ayında kısa dönem askrliğini yapan kardeşimin yemin töreni sebebiyle bulunduğum mekan.
bilmediğim bir dönemde hatırladığım kadarıyla onu bile hatırlamıyorum bak uzun dönem askerliğini yapan arkadaşımın yemin töreni sebebiyle bulunmadığım mekan.

iyi de bundan size ne diyebilirsiniz, bence de size ne, niye yazıyorum ki bunu.
Hayatımın en kötü günlerini art arda yaşadığım mekan. Ben ne günah işledim de buraya düştüm dediğim ve ettiğim küfürler dahil işlediğim hemen her günahı hatırlayıp demek ki bu yüzden düştüm dediğim yer. Ama bir yandan hayatın gerçeklerini yaşadığımız yerdi. Albayların o kibirli hallerini bırakıp öğretmen şefkatine büründükleri yerdi. Ordan sonra kıtada böyle mütevazi albayları hiç göremedik. Ama çok küfürlü fıkralar anlatırlardı. Gidecek arkadaşlardan okuyan varsa hangi aylarda giderseler gitsinler mutlaka grip aşısı olsunlar. Ne hikmetse grip salgını her mevsimde yaşanır. Erlerden kurulu olan hizmet takımı vardır bulaşıkları çok hijyenik (!) şartlarda yıkadıklarından kaynaklandığını düşünüyorum. Orda bölük komutanları sizi asteğmenlere ezdirirler. Bir grup moronlaşmış asteğmen sizi öper durur. istikamet manyağı olursunuz. Biri istikamet verse de koşup sürünsek diye beklersiniz. Hafta sonu çarşıya çıkarsınız istanbul'u gezersiniz ama bazı o. çocukları sizin yatağınızda para zıplamıyor diye haftasonunuzu kitler mal gibi beklersiniz içerde. Tek iyi anısı gezmeye çalıştığınız istanbul'dur. Ama burada da herkes size asker diye amerikalıların zencilere baktığı gibi bakar. Sırf bu yüzden şu an saçlarımı uzattım iş yerimde tepki çekene kadar da uzatacağım.
sanırsam bu yedek subaylık içinde burada sınava giriyor yedek subay adayları.
iki saat önce evimizin son askerini gönderdiğimiz yer. kısa dönem dedik fazla üzülmedik. atarsa on ikiden sonra 148.