bugün

Sinop un bir ilçesi.Dogusu Ayancik, Batisi Kastamonu ili Çatalzeytin ilçesi, Güneyi Kastamonu ile Tasköprü Ilçesi, Kuzeyi Karadeniz ile çevrili olup, 421 kilometrekare alana sahiptir.Cumhuriyetin ilk yillarinda Ayancik Ilçesine bagli olan Türkeli 01.05.1957 yilinda ilçe olmustur
7000 nüfusu barındıran yazın bu nüfusun yaklaşık 25-30 000 olduğu sinop un kastamonu sınırı.

http://www.turkeli.bel.tr/
mavi ile yeşilin kucaklaştığı sinop'un şirin bir karadeniz ilçesidir.
Türkeli, Türk halklarının çoğunlukta oldukları coğrafyaya verilen Türkçe isim. Turan, Turkia ya da farsça isimi ile Türkistan (türklerin ülkesi) de denir.
bir dönem türkiye kelimesine alternatif olarak ortaya atilmis kelimedir.
Avşa adasının resmi ismi.
sinop'un kastamonu tarafındaki küçük ilçesi. ayrıca hayatımın ilk 14 yılını geçirdiğim kapalı kutu.
çok küçük bir yer, öyle bir yerde yaşamamış olanların tahmin edemeyeceği kadar hem de. sinop merkezde yaşayan kişiler bile oranın çok küçük olduğunu söylüyorlar ama, türkeli'nin nüfusu 7000 ve ne sineması var, ne dershanesi var. metropol yaşamı çok iyi diye demiyorum, ama orada bulabileceğiniz kitap çeşidi 150'yi geçmez, zaten 100'ü de klasiklerdir. ben oks adı verilen sistem sağolsun, dershane için her hafta 90 km gidiş, 90 km geliş, toplam 180 km katediyordum.** etütlere falan giremiyordum tabi. sinop merkez ve türkeli arasındaki yolu bilenler anlar beni. orada sevgilinizle gidip rahat rahat oturabileceğiniz bir yer de yok. mahalle baskısı olağan bir şey.
bir de küçük olduğu için iktidar partisinin kadrolaşmasına aşırı maruz kalmış bir ilçedir. milli eğitim müdürünün gönderilip 4 yıllık bir öğretmenin milli eğitim müdür vekilliğine getirilmesi, ilçenin beden eğitimi öğretmenleri dururken gençlik ve spor ilçe müdürlüğü vekilliğine din kültürü öğretmeninin getirilmesi, sonra o öğretmenin anadolu lisesinin müdürü olması... benim babam da okul müdürü ve sırf onlarla aynı siyasi görüşü paylaşmadığı için ona saldırıyorlar. zamanında benimle salonda top bile oynamış olan babam aksi bir ihtiyar oluyor günden güne. adam iyice kelleşti, kilo aldı. annemle de anlaşamıyorlar, sürekli bir problem olduğu için evle de ilgilenemiyor. ben babamı istiyorum. sonra bir de siyaset gereksiz derler, ben de isterdim öyle olmasını ama değil.

işte böyle, küçük yerler bozulmadıkları sürece güzeldir ama, bozuldukları anda da cehennemden farksız olurlar.
memleketim.kışın ruhsuz donuk bir köye benzerken yazın 'bodrumvari' bir havaya bürünür.yazın dolup taşmasının nedeni zamanında almanya'ya büyük ölçüde işçi vermiş olmasından kaynaklanır.almancı diye geçinen bu yazlık güruh yerli halk tarafından genelde görsüzlükleri nedeniyle yadırganır.
yaz aylarında gece mekanı olarak barların yerini çaybahçeleri tutar.özellikle hayrola denen çaybahçesi son yıllarda dolup taşmaktadır.ilçenin abazan gençleri öbek öbek buralarda kız keserler.
ilçe küçük olduğundan herkes herkesi tanır.tüm dedikodular ışık hızıyla yayılır mesela.halkı tembembeldir.doğru düzgün bir iş alanı yoktur.
belediye başkanlığı seçimlerinde en azından bi on kişi aday olur.siyasi oyunlar çok döner.gelen de zaten hizmet için değil yemek için gelir.
yolları berbattır.dar va bol virajlı yollarında az ömrüm tükenmemiştir.eğitim açısından liseleri vasat olduğundan genelde öğrenciler sinop yada başka illere çocuk yaşta lise okumaya gitmek zorunda kalırlar.benim de içinde bulunduğum bu grup yollara, bu düzene az sövmemiştir.
uğraşılacak bir şey yoktur.limanı küçüktür.insanlar dipdibe girerler denize.sevgili ile rahatça gezebilecek kadar rahat bir yer olmayabilir ama yine de halkında deniz kenti olmasından dolayı bir rahatlık vardır.
herşeyine rağmen severim.orada güneşin doğuşu farklı gelir.okumak için gidilen gurbetten gelip de herkesi göz aşinalığı bile olsa tanıdığın sokaklarda gezmek insana garip bi güven verir.geceleri balkona çıkıp mad world dinlenesidir.denizin büyüsüne kapılıp hayallere dalınasıdır.özlenendir.